ÜLKENİN GÖÇLE İŞGALİ
Ey! Kullar, kula kul olanlar, geleceğinizi acı, gözyaşı, açlık, yoksulluk, zulüm ve ölüm bekliyor. Uyanın, insan gibi yaşamaya çalışın! Siz uyudukça, uyutuldukça; ne bir ülke, nede yaşayabileceğiniz vatan kalacak. Tembel tembel oturmayın! Hep bir kurtarıcı bekliyorsunuz, hep bir mucize bekliyorsunuz! O nedenle ne vatandaşlık görevlerinizi yerine getirmediğiniz gibi, yasa ve Anayasadan kaynaklanan demokratik haklarınızı da kullanmıyorsunuz. Evrensel insan haklarından da haberiniz yok, yoksa var da onudamı es geçiyorsunuz? Duyduğuna inanan, köhne geçmişiyle öğünen, okumayan, yazmayan, sormayan, sorgulamayan, boyun eğip gerdan kıran, köle ruhlu, karanlığı tercih eden, ey siz, sizlere söylüyorum; uyanın, uyanın, uyanın.
Kendisinin ekonomik, sosyal, kültürel durumu iyi olan, yoksulluk çekmeyen, her halükarda rahatı yerinde olan entelektüel bir vatandaş olan insanlar, siz yoksulluk çekmeyin, haklarınız gasp edilmesin, çocuklarınız okusun, bu vatana hizmet etsin vb. gibi nedenlerden dolayı sesini yükseltiyor, hakkınızı arıyor. Bu nedenden dolayı zindanlara atılıyor. Siz kula kullar, köle ruhlular, geri dönüp seni sömürenlerle bir olup, bu insanları arakadan hançerliyorsunuz! Bir durup düşünün, sorun, sorgulayın, araştırın, benim dediklerimi de sorgulayın, silkinip kendinize gelin, uyanın, uyanın, uyanın.
Yahudi kökenli ABD'li milyarder iş adamı olan Rothschild'in "YÜZ YILIN İTİRAFLARI" kitabında neler yazıyor, kısaca değinelim: "Mustafa Kemal bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır." Diyor ve devam ediyor; "Türkiye, coğrafyası ve stratejik bakımdan çok önemli bir ülkedir. Bu yüzden üzerinde fazla durmak istiyorum. Bu ülke bizim için çok önemlidir ve Türklere bırakılacak kadar önemsiz değildir.
1) Büyük İsrail devletinin sularının büyük kısmının kaynakları Türkiye toprakları üzerindedir.
2) Türkiye, Avrupa ve Asya arasında bir köprüdür.
3) Müslüman âleminin öncül ve demokratik tek ülkesidir.
.İslamiyet'i yıkmak istiyorsak önce Türkiye'den başlamak gerekir."
Bu arada "Yahudi üstün cesaret madalyası" alanların arasında kimler var, araştırın!
Yazı devam ediyor; "Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu çok Allahlı bir cemiyet kurarak insanlar arasında adaleti korumak ve haksızlığı önlemek. Kanunlar çıkararak çağdaş toplumlara örnek olurken, bugün tek Allahlı bir halk olan Türkiye'de, bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye, saygı, sanat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç, soygun hüküm sürmektedir." (Hüseyin ADIGÜZEL)
Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan Yahudi kökenli iş adamının Mustafa Kemal için, " Bu günkü Türkiye; yalancılığın, sahtekârlığın, halkı aldatmanın, bizlere hizmet etmenin içinde yüzüyor. Mustafa Kemal'in bizi reddetmesinin bedelini ödüyor. Böyle bir ülkenin uzun boylu yaşaması pek mümkün değildir. Ya ruhlarda bir ihtilal yaparak yeniden kendileri olacaklar, ya da tarihten silinip gidecekler. Anadolu toprakları da bizim yarattığımız Ermeni ve Kürt Devletlerinin olacaktır."
NOT: Bu makale Azerbaycan'da yayınlanan KREDO gazetesinde 17 Mayıs 2014 tarihinde Gazanfer KAZIMOV'un yazdığı "Rockefeller'in itirafları" ve "Dünya medeniyetinin kurucusu Türkün bedbahtlığı" makalesinden yararlanarak yazılmıştır.
Yukarıdaki ABD'leri vatandaşı olan Yahudi iş adamının bu sözleri, Lozan Barış Anlaşması sırasında İngiliz Dışişleri Bakanı, İsmet İnönü'ye Lozan'da; "Bugün kabul etmediğiniz her şeyi cebime koyuyorum. Bir gün para istemek için karşımıza geleceksiniz. O zaman bu kabul etmediğiniz her şeyi bir bir çıkarıp size kabul ettireceğiz." Demişti. İşte emperyalist devletler hiçbir şeyi unutmaz, sömürünün devamı için her yola başvurular ve şimdi itiraf ediyorlar.
ABD'li iş adamının söylemlerinin birçoğu gerçeği yansıtıyor. Biz zaten bu anlatılanların çoğunu yaşadık, gördük. Türkiye'yi sömüren, sömürmeye de devam eden ABD'li Yahudi kökenli iş adamının yatıklarını, Türkiye üzerinde oynadıkları oyunları, entrikaları bu kadar açıkça itiraf etmesi şaşırtıcı bir olay.
Evet, ABD'li ve Batılı emperyalist devletler ülkemiz üzerinde birçok entrika çevireceği belli. Önemli olan devlet adamları, siyasiler ve iktidarın bu oyunları nasıl bozacağında, esas mesele.
Türkiye üzerinde oynanan yeni oyunun adı; ülkemize göçle gelen insanlar ile işgaldir amaç. Ülkenin demografik yapısını değiştirmek, gelişmesini ve kalkınmasını önlemektir. Bir ülkenin demografik yapısının değişmesi demek, o ülkenin, toplumun yok olması demektir.
Kendine, ülkesine faydası olmayan, çoğu dinci-kinci, cahil olan bu insanları, emperyalist ülkeler yerlerinden, yurtlarından ettiler, iktidarımız BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) eş başkanlığını alan ve emperyalistlerin oyununa gelen AKP iktidarı, 10-12 milyon Suriyeli ve diğer milletlerden insanları ülkemize gelmesini sağladılar. İktidar bu göçmenleri ülkemize davet ederken, ülke standartlarına uyacak ne uyum yasası ne de başka bir şey, hiçbir çalışmada da bulunulmuş değiller. Uyum programı ve bununla ilgili bir çalışma olmadığından, hızla artan nüfuslarıyla ülkede yönetimi ele geçirecek duruma kısa sürede iktidara geleceklerdir. Bu ülkenin "göçle" istilası demektir.
Bu bize 6 bin yıl önce Sümerlerin yıkılışını hatırlatıyor. Sümer uygarlığı nasıl yıkıldı? "Rahat ve bolluk içinde yaşarken, Arabistan'dan gelen ve Akadlar olarak bilinen kavmin insanları Sümer kentlerine çalışmak için akın akın gelmeye başladılar. Sümerlerin bazıları bu kontrolsüz göçe karşı çıksa da, diğerleri ucuz ve kolay işçilik gözüyle baktıkları için bu sessiz işgale göz yumdular. Ancak 150 yıl içinde işler değişti. Organize olan ve silahlanıp isyan çıkaran Akadlar, Sümer kentlerini yakıp yıktı. Kendilerine kucak açan Sümer halkını katlettiler ve sonra da iktidarı ele geçirdiler.
Sümerlerin son günlerinde bir bilge kil tabletlere şöyle yazdı: Geç kaldık. Bu vahşiler hepimizi yok edecek. Tanrım, bizleri affet! Bizden sonra gelenler bunları okursa belki ders alırlar." Ve sonrasında Sümer devleti yıkılır, Akadlar Sümer uygarlığının üstüne otururlar. Böylece bu sessiz işgale göz yuman Sümerler'in yaptığı hataların bedelini de kendileri yerine 150 yıl sonra torunları canlarıyla öder." (Facebook, Büyük Türk ATATÜRK. 04.01.2024, Orçun Fethi Alaçam) (Esas kaynak: Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ.)
Evet, size tanıdık geldi mi? Göçle işgalin ilk on yılında Suriyeliler başta olmak üzere, Afganistanlı, Iraklı, Pakistanlı, Afrikalı vb. birçok ülkeden göçmen bu veya şu nedenle ülkemize geliyorlar. Ülkemizde özellikle Suriyeliler gettolar (getto: bir kentin, herhangi bir azınlık kümesine kendiliğinden yerleşilen kesimi) oluşturuyorlar. Bakkalları, mağazaları, lokantaları, kıraathaneleri vb. kısaca her şeyleri ayrı, kendi soydaşlarına hizmet veriyorlar, devlet içinde başka bir devlet varmış gibi harekât ediyorlar. Vergi desen yok, askerlik zaten yok, buna benzer hiçbir sorumlulukları olmadığı gibi, bizim vergilerimizden maaş ödeniyor ve devlet kademelerinde iş veriliyor, çalışsa da çalışmasa da maaş alıyorlar. Kendi ülkemin vatandaşı işsiz, aşsız, yuvasız kalırken ve hastaneden randevu bile alamazken bu göçmenlere her nedense öncelik veriliyor.
Burada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; maalesef göçmenleri sigortasız, güvencesiz çalışmaları ve ücretlerin dörtte birine bile razı olmaları nedeniyle emek sömürüsüne maruz kalıyorlar. Bu ucuz iş gücünü geri göndermek istemeyen, göçmenleri köle gibi gören zihniyetin, ülkenin yıkılmasına sebep olan Sümerlerden ne farkı var? Örnek verecek olursak, AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin AKTAY; "Çok önemli bazı yerlerden Suriyelileri çekin, Suriyeli bir gitsin ülke ekonomisi çöker" diyerek göçmenlerin köle gibi çalıştırıldıklarını da itiraf etmiş oluyor.
Çoğunluğu 18-30 yaş aralığında, hepsi erkek, asker olan insanların akın akın ülkemize gelmeleri, engelle karşılaşmamaları, katiller sürüsü bu insanların ABD ile yapılan bir anlaşma sonumu geldiği iddiaları, açıklığa kavuşmamıştır. Diğer bir iddia da, gizli bir askeri örgütlenme ile ülkemizde konuşlandırıldığı söylemidir. Her nedense AKP iktidarının bununla ilgili tek bir açıklaması bulunmamaktadır. Bu da gösteriyor ki, hem Suriyeli hem Afganlı göçmenler için anlaşma imzalanmış, göçmenlerin batıya geçişi de engellenmiştir. Emperyalist ülkelerin hesabı tutmuş, göçmenler Türkiye içinde tutulmaları sağlanarak, Türkiye'nin, kültürel ve ekonomik yönden zayıflamasının devam etmesi istenmiştir. Bu tuzağı iktidar ve devleti yönetenler, sorumluluğu olan insanlar görmemeleri mümkün değil. ABD'li Yahudi kökenli milyarder iş adamının Türkiye konusundaki analizi ve söylediklerini doğrular yöndedir.
Bu memleketin öz be öz vatandaşları işsiz gezerken, doktorlara "giderse gitsinler" diyerek kovulurken Suriyelilerin her yerde istihdam edilmeleri bu toplumun hak ettiği bir şey değil. İşte Suriyelilerin işgal ettiği kurumlardan bir tanesi!
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI
İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
Fatih İlçe Sağlık Müdürlüğü (Personeli)
1- SANA ALJENDİ.............. UZMAN TABİP
2- SİBA KİŞİN ...................TABİP
3- AHMMAD.......................TABİP
4- MOHAMMAD IBRAUM BATIKH ............TABİP
5- FADEL ALMOHAMMAD ..............TABİP
6- KHOULOD IDRES..................TABİP
7- ROZAN HAMIDI..................TABİP
8- MUHSİNE ELHAMED .................HEMŞİRE
9- MERYEM ESSELUM.................HEMŞİRE
10-HANAIN MUHALHEL...............HEMŞİRE
11-HALAF EL HAMMUD...............HEMŞİRE
12-HÜSEYİN ALSÜWYD...............HEMŞİRE
13-HAVLE EL HAMMUD..................HEMŞİRE
14-AVAS JOMAA...................HEMŞİRE
15-AMAL ALKHATEB............... .HEMŞİRE
16-UMEYME HACAHMED ..............HEMŞİRE
17-MUHAMAD SHAFI.................HEMŞİRE
18-HÜSEYİN ALSÜVEYT...............HEMŞİRE
19-AHMAD İBRAHİM..................HEMŞİRE
20-AMAL ALMASHVR................EBE
21-HALA EZZAT........... DESTEK PERSONELİ
22-HAZEM KOUNIR AMIN ELGAYYAR.....DESTEK PERSONELİ
23-AMER ALBALILI.............DESTEK PERSONELİ
24-MOHAMAD ABO NAJIB CHOUKA......HASTA
YÖNLENDİRME PERSONELİ
(Facebook da paylaşan; Sefer Gökeer)
Dünyada Tıp alanında en iyiler arasında bulunan Türkiye; özellikle bu iktidarın reform yapıyorum adı altında yaptığı değişikliklerden sonra hızla gerilere düşmüş durumdayız. Doktorların ülkeyi terk etmesi, yabancı ilaç tekeleri için kapatılan ilaç fabrikaları vb. gibi ülke kaynakları yabancı sermaye için yok edildi. Ne yazık ki, dünyanın terk ettiği şehir hastanesi uygulamaları, rant uğruna, hasta garantili bir ucube sağlık sistemine dönüştü. İktidarında teşvikiyle sağlık personeline uygulanan şiddetten söz bile etmiyorum.
İktidarın söylem ve eylemleriyle ülke insanlarını ötekileştiriyor. Kendinden olmayana terörist, çukur, çamur vb. ağır sözcüklerle ayrıştıran bir iktidar, bu göç sorunu dâhil, ülke sorunlarını çözeceği, halkın yararına bir iş yapacağını sanmak, gaflete (aymazlık) düşmektir.
Bu vatan hepimizin! Gözümüz gibi bakıp koruyamazsak; gözümüzün oyulacağını da göz önünde bulundurmalıyız!
Saygılarımla.