"Emekliler; sosyal yaşamın omurgasıdır. Genç kuşakların geleceğini elleriyle, yürekleriyle şekillendirerek, toplumsal hafızanın temelini oluştururlar."
(Guzelsozler.biz/emeklilik-sözleri)
Emekliler için söylenen bu söze katılmamak mümkün değildir! Gerçekten de emekliler "yaşamın omurgası, toplumsal hafızanın temelini" mi oluşturur? Hiç zannetmiyorum! Gördüğüm kadarıyla (Yine de tüm toplumu, emeklilerine, yaşlılarına saygı, sevgi duyanları zan altında bırakmadan) toplumsal yaşamda, ne ailelerde, ne toplum içinde, nede iktidarda olanlar emeklilerin yaşadığı dramı gördüğünü zannetmiyorum. "Toplumsal hafızanın temelini" mi, o çoktan hafızasız, yozlaşmış, bilgisiz bir ortamın içinde yok olup gitti.
Emekliler olarak, AKP iktidarı zamanında saygı, sevgiden vazgeçtik, aç, susuz, soğuktan donarak, birçok acıyı da beraberinde yaşayarak yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Zaten yaşında verdiği olgu nedeniyle hareketlerinin yavaşlaması, düşme tehlikesi, birçok aktiviteyi yerine getirememesi, hastalıklar vs. gibi şeylerin verdiği olumsuzluklar bir tarafa; emekliler ekonomik olarak bir çöküntünün içine itilmiş, adeta emeklilerin bir an önce ölmeleri isteniyor gibi. Yoksa gelmiş geçmiş tüm iktidarlar içinde, AKP'nin uyguladığı politikalar yüzünden emeklilerin ekonomik olarak en zor duruma düşmesi, bu iktidar dönemine denk gelmezdi.
Emekliler AKP iktidarı döneminde söz verip de yapılmayan bunca vaade rağmen, hala beklenti içinde olmalarına şaşıyorum. Emekliler açlık sınırının altında yaşarlarken, iktidardan gelen, "Biz emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz" sözlerinin gerçekleşeceğini sanmak bir tükenişin, akıl tutulmasının örneği gibi.
Bakın AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan emeklileri nasıl oyalamış, söylevlerine bir göz atalım: Tarih: 21.08.2023 "Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız." Tarih: 24.08.2023, "Emeklilerimizden gelen serzenişin farkındayız. Gereken adımları yılsonuna kadar atacağız. Tarih: 07.10.2023, "Emekli memurlarımızın maaşlarıyla ilgili bakanlığımız çalışmasını yapıyor. İlk kabine toplantımızdan sonra yeni müjdeleri de inşallah emekli memurlarımıza açıklayacağız." Bu gün kabine toplantısı yapıldı, emeklilerle ilgili açıklama "Bakanlığımız bunun üzerinde çalışıyor, müjdeyi inşallah vereceğiz." Kısa cümlesinden ibarettir. İktidarları süresince verdikleri sözleri yerine getirmediklerini yazmıyorum bile! Bir de sadaka verir gibi her emekliye diye başlayarak -çalışan emekliler hariç- diyerek "5000.TL. veriyoruz" demeleri, nasılda emekliler arasında ayrımcılık yapıldığını bir kez daha görmüş olduk.
Sevgili emekliler, Erdoğan emeklilerin maaş artışını sadece emekli memurlar için demiş, diğer emeklileri es geçmiştir. Birilerinin (Bakanın) dediği gibi tüm emeklileri kastetmemiştir. Zaten yılbaşında verecekleri zammı bile müjde olarak sunan bir iktidardan bir beklenti olamaz. Onun için "orucu tutun, zammı unutun/tabağı küçültün, aç, açık yatın" derim.
Blooberght'in 09.10.2023 tarihli haberine göre; IMF heyeti 25-29 Eylül tarihinde Türkiye'yi ziyaret etmiş, ziyaretini tamamlayarak ekonomik bir analiz yapmıştır.
"IMF Ekonomistleri Türkiye ziyaretini tamamlayarak büyüme tahmini hafta sonu açıkladı. Buna göre IMF Türkiye büyümesinin 2023'teki yüzde 4'ten yüzde 3,25'e yavaşlamasını tahmin ediyor. Fonun Türkiye cari/GSYH beklentisi 2024 yılı için yaklaşık %3 seviyesinde, 2024 yılı itibarıyla enflasyonun %46'ya gerilemesini bekleyen IMF, bu yılın ise %69 enflasyonla tamamlanmasını öngörüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından hazırladığı raporda, seçimlerin ardından göreve gelen ekonomi yönetiminin politika değişikliğini memnuniyetle karşıladığını bildirdi. IMF Türkiye ziyaretiyle ilgili yayınladığı raporda, politika faizinin yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve bazı finansal önlemlerinin serbestleştirilmesi yönündeki son adımların riskleri azalttığını ve yatırımcı güvenini artırdığını ifade etmiştir."
Bu IMF'nin raporu emekliyi niye ilgilendirsin diyenler olacaktır. IMF ziyaretinde işçi, emekli, memur maaşlarıyla ilgili "Enflasyonun altında tutun" tavsiyesinin olduğunu da bilmemek, tahmin etmemek mümkün olmasa gerek. Buna en iyi örnek raporda zaten mevcut. IMF ne diyor, "Faizin yükseltilmesi, vergilerin artırılması, finansal önlemlerin (yani sömürgecilerin) serbestleştirilmesi" gerekir diyor. Bu IMF raporu, işçilere, memurlara, emeklilere zam yapmayın, ücretleri düşürün diyor. Yine tüm yük emekçilere, emeklilere, halkın sırtınna binecektir demektir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle CHP'sini hedef alarak, suçlayarak, birçok gerçek dışı söylemlerde bulunarak, "Türkiye 2013 yılı Mayıs ayında IMF defterini kapatmıştır ve Allahın izniyle açmayacaktır." sözlerinin ne kadar boş olduğunun da kanıtı gibi. Zaten seçimi kazanan AKP, Maliye ve Hazine Bakanlığına gelen Mehmet Şimşek, yine AKP'li Nurettin Nebati'den görevi devraldığında 07.Haziran 2023, "Türkiye'nin rasyonel (yani akılcı) bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır. Buradan çıkmak çok kolay değil." Diyerek Erdoğan'ı da yalanlamış, izlediği ekonomik programın rasyonel (yani akılcı olmadığını) anlatmış oldu. Erdoğan "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir. Göreceksiniz enflasyonda faizle beraber düşecektir." Tezi duvara toslamış, kendi maliye bakanınca yanlışlaşmıştır. AKP iktidarının bakanlarının, yöneticilerinin bir dediğinin bir dediğini tutmaması, birinin dediğini ötekinin yalanlaması, bunu normal karşılayan emeklilerin, seçmenlerin de kendi ayaklarına kurşun sıkmaları anlaşılır gibi değil. İşin enteresan tarafı tüm kötülüklerin elinde hiç yetkisi, yaptırım gücü olmayan muhalefetten bilmesidir.
Sevgili emekliler, okuyucular, 22 yıldır iktidar olan AKP, çalışanların, emeklilerin, tüm halkın ekonomik yaşantısını geriye götüren bu iktidardan medet umması, ekonomisini düzeltmesini beklemesi beyhudedir. Bozulan adaletten, özgürlüklerin yok edilmesinden, liyakatten, hukuksuz uygulamalardan, yasa ve anayasayı çiğnemekten söz etmeye gerek yoktur.
Kendi alın terinin kıymetini bilmeyen, cebinden çalınanların farkında olmayan, emeğine göz dikenlerin yanında yer alan bir kimse, kendi yoksul, yoksun, aç, açık, acı içinde yaşarken, bu bilincin karşısında olanlara da tüm acıları yaşatır. Fakat bu acıların nedenlerini bilenlere karşı da acımasıca saldırmaktan geri durmaz. Ne yazık ki; günümüzde yaşadığımız tamda bunu gösteriyor!
"Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur." Diyen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün sözüyle bitirelim.
Saygılarımla.
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
09.10.2023