Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.
Hz Muhammed
Gündemi takip etmek nerdeyse imkânsız hale geldi. Gündemi takip edip vatandaşın doğru haber almasını sağlamak, gündeme yetişmek, eleştiriler yapmak, karşı fikirlerin de ne olduğunu öğrenmek çok zorlaştı. Çünkü gündem artık ayda bir değil, her Dakka, her saat, her gün gündem değişmekte, bizse bu gündeme yetişmeye çalışmaktayız. Bir gün öne yazdığın, bir gün sonra gündemden düşmüş oluyor. Gündem uçak hızıyla değişirken, biz kaplumbağa misali yol alabiliyoruz. Geçte olsa gündemi takip edip yapılan dezenformasyonları (yanlış ve doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi; bilgi çarpıtma anlamına gelir. Hasmını rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan karşı propaganda ile benzerlik taşır, (Vikipedia) çürütüp gerçeği olduğu gibi halkın bilgisine sunmaktır.
Bu açıklamalardan sonra Anayasanın kabaca ne anlama geldiğini söyleyelim. "Anayasa: Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri sınırlarını çizen hukuktur." (htts://tr.wikipedia.org)
Anayasa madde: 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş kişileri bağlayan temel hukuk kuralıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz
Anayasa madde: 12- Herkes kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
"Önce sosyalistleri topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,
Sesimi çıkarmadım.
Çünkü ben Yahudi değildim,
Sonra beni almaya geldiler,
Benim için sesini çıkaracak,
Kimse kalmamıştı."
Martin Niemöller; (1892-1984), Almanya'da tanınmış bir Luteryan pastördü. 1920'ler ve 1930'ların başında Nazilerin birçok fikrine sempati duydu ve radikal sağcı siyasi hareketleri destekledi. .Sekiz yılını Nazilerin hapishanesinde ve toplama kamplarında geçirdi." (HOLOKOST ANSİKLOPEDİ)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; kurulduğu günden bu güne kadar görülmedik, duyulmadık, şeytanın bile aklına gelmeyen oyunlarla yönetiliyor. Birçok üst devlet görevlileri ve sorumluları ne yasa, ne de toplumsal bir sözleşmede olan Anayasaya uyuyorlar. Toplumu bir arada tutan Anayasaya dahi uymayan bu insanlar ülkeyi bataklığa ve çürümeye dönüştürüyorlar. "Bir devlet kurmak için bin sene ister, yıkmak içinse bir saat yeter." (Lord Byron)
Yasa ve Anayasaya uymayan iktidar, meşruiyetini (Orada olmasını sağlayan yasal dayanağını kaybetme durumu) kaybettiği için, yok hükmündedir. Yani şu anda yetkisi olmayan bir iktidar topluma zulmediyor. İnsanın temel hak ve hürriyetini tanımıyor. Meşruiyetini kaybeden bir iktidar, devlet makamlarını işgal eden bir konumuna düşüyor.
TBMM'de yok hükmündedir. Çünkü Türkiye İşçi Partisi (TİP), Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğini, Anayasaya göre düşürme yetkisi yokken düşüren ve Anayasa Mahkemesinin aldığı karar nedeniyle, TBMM'de bağladığından yok hükmündedir. Anayasanın 153. maddesi herkesi bağlıyor.
İktidarın emir ve direktiflerini uygulayan, siyasallaşan Yargıtay, anayasaya ve kişi temel hak ve hürriyetine bir darbe yapmıştır. Yargıtay da yok hükmündedir. Yargıtay bu kararıyla devletin tüm kurumlarının çökmesine ve yasal dayanağını çiğnediği için yok hükmünde sayılmasına neden olmuştur.
Bir ülkede, toplumda ahlaki bir çöküntü başlamışsa; orada hiçbir şey kolay kolay düzelmez. Ekonominin zamanla düzelmesi sağlanır ama toplumsal bozulmanın düzelmesi çok zor gerçekleşir.
İktidar ortağı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve yöneticileri; gözünüz aydın olsun, "Devleti Devlet yıktı" diyenleri haklı çıkardınız. Sevgili MHP'si taraftarı ve sempatizanları (yakınlıkduyar); bu saatten sonra, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganının hükmü kalmamıştır.
Ülkede birlik ve beraberliğin altına dinamit koyan bir iktidarın ortağı olan MHP'sine helal olsun. Cumhuriyete ve laikliğe düşman olan AKP gibi bir partiye desteğinizi devam ettirin, düşünmeden, sormadan, sorgulamadan. Bundan sonra kimse, "Ben Atatürk Milliyetçisiyim, Türk Milliyetçisiyim, Atatürkçüyüm" demesin.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eş başkanı ve dünyada ilk kez mensubu olmadığı bir kişiye hizmetlerinden dolayı verilen Yahudi Madalyası alan Recep Tayyip Erdoğan, Yahudi lobisi ve ABD ne diyorsa yapıyor iddialarına bir cevap vermemiştir.
Bakın ABD vatandaşı ve Yahudi kökenli (Siyonist) bir işadamı olan "Rockefeller ailesinden" birinin Türkiye hakkında yaptığı itirafında; "Türkiye bizim çalışmalarımız sonucunda medeni vasıflar, ahlak, terbiye, saygı, sanat, tarih yok olurken; fahişelik, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç, soygun hüküm sürmektedir." Diyor. Aynen 12 Eylül 1980 Askeri darbesinin ardından; "Bizim çocuklar başardı" diyen ABD büyük elçisinin dediği gibi. Bu itiraf çok uzun bir itiraf, ben kısaca değindim.
MHP'sine oy veren, üyesi ve sempatizanı olan siz değerli kardeşlerim, farkındaysanız en çök bağıran, siyasi nezaketten uzak olan Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan'a ağır hakaretlerde bulunurken, bir anda döndü ve Erdoğan'ı tek adam yaptı. Bu davranışına bizler şaşırdığımız gibi, birçok MHP de şaşırdı, hala şaşkınım. Çünkü nedeni ortaya çıkmadı, dedikoduları saymazsak. Tüm yasama, yargıyı da ona bağladı. Erdoğan'da haklı olarak ne yasa, nede Anayasa tanıyor. Bundan sonra ki gelişmeler ve sorumluluk sizdedir, devlet çöküyor! FOX TV. Spikeri Selçuk Tepeli'nin dediği gibi,"Patron sizsiniz".
ADALET; Bir toplumun bağımsızlığını, bütünlüğünü, birliğini, beraberliğini, barış içinde yaşamasını, sağlıklı bir toplum olarak kalmasını, kalkınıp ileri gitmesini, eşitçe bölüşmesini, özgürlükleri vs. sağlayan, yaşamın temeli olan adalete dayanır!
Saygılarımla.
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
03.01.2024