Ülkemizin bir sokak hayvanları sorunu var. Hükümet bu sorunun çözümü için bir proje hazırlandığını duyurdu. Bu projede köpekler toplanacak, bir ay içinde sahiplendirilmeye çalışılacak, sahiplendirilemeyenler öldürülecek, sonra bu değiştirildi, belediyeler kamu arazilerinde esaslı barınaklar kuracaklar ve köpeklere orada bakacaklar denildi. Sahiplendirilen köpeklerin sahipleri köpeklerden sorumlu olacaklar. Hayal gibi bir sistem ama hiç gerçekleşecek yanı yok, bu sorunu çözebilecek bir proje değil.
Dört milyon sokak köpeği olduğunu kendileri tahmin ediyor. Bu kısa sürede önemli sayıda sahiplendirilme bir masal gibi. Ciddi olamazlar. Köpekler istenseydi zaten çoktan sahip bulurlardı.
Barınaklar bir angarya olarak algılandı, yapılıyor görünmek için barınaklar az sayıda belediyede yapıldı. Hepsi mekan olarak kötü. Köpeklerin ne kadar beslenebildikleri belirsiz, barınaklardan günlük hayatlarına ilişkin fotoğraflar yayınlanmadı hiç. Barınaklarda ölmüş köpeklerin sayısı acaba takip edilmiş midir? Her belediyenin çok iyi barınaklar yaptırması ve oradaki tüm hayvanlara yetecek gıda verilmesinin sağlanması gerçekleşecek bir oluşum değildir. Mevcut yasada yer alan 'sokak hayvanının kısırlaştırılması ve alındığı yere bırakılması' olayı belediyelere zorla uygulattırılmalıdır. Belediyelerin kadrolu veterinerleri ve bir yeterli klinikleri olmalıdır, bir diğer çözüm dışarıdaki veteriner klinikleriyle anlaşarak operasyonları onlara yaptırmalarıdır. Sokak hayvanlarının asıl kaynağı evlerdir. Yavrular sokağa atılmaktadır. Buna engel olmak mümkün değildir. Hayvan sahipleri çoğalmasını istemedikleri dişi hayvanlarını belediyenin kliniğine getirip bu işlemi orada ücretsiz olarak yaptırabilmek ve sonra alıp götürmelidir. Bu kaynak ancak böyle kapatılır. Kısırlaştırma yoluyla dışarıda üreyemeyen, evlerden de yeni bireyler alamayan sokaklar da hayvanların sayısı durmadan azalacak ve sonunda sorun sonlanacaktır. Bu azalmayı gözleyebileceğimizi düşünüyorum. Belediyelerin maddi durumları bu kısırlaştırmayı karşılayabilecek yeterliktedir. Yapmakta oldukları projeleri, yapıları, masrafları ve çeşitli ödemeleri ileri düzeylerde olabilmektedir.
Kısırlaştırma tüm hayvanlara değil sadece bir cinse yapılmalıdır. Hayvanlar için hangi cinse yapmak iyiyse o cinse yapmak seçilmelidir. Kulaklarına tanınması için mikroçipli küpe takılacaktır. Sokakların insana saldırmayan ama köpeklerle aynı kötü koşullarda yaşamaya çalışan bir hayvanı daha var. Kedilerden söz ediyorum. Onların zor durumları görmezlikten gelinemez ve sonraya bırakılması akılcı değildir. Onlar da aynı kısırlaştırma uygulamasına sokulmalıdır.
Yavruların dışında yetişkin kedi ve köpeklerin sokağa atılması durumu az da olsa vardır. Bu atılma saptansa bile kişiyi cezalandırarak önleme düşünülmemelidir. Sahibinde hayvanına yönelik duygu ve isteğin bitmesi halinde sahip hayvanı bir yük olarak görecektir. Nasılsa bir yolunu bulup hayvandan kurtulacaktır. Bu hayvanı acı bir sonuçla karşı karşıya getirebilir. Büyük belediyelerde böyle hayvanlar için sahiplendirme barınakları bulundurulabilir.
Kısırlaştırma yolu hayvanlar için ve belediyeler için iyi olan yoldur. Mutlaka bir yolun bulunması ve uygulanması toplum için de iyi olandır. Kısırlaştırma yolu biraz uzayacak olsa da bir iki yıl içinde sonuçlarını görmeye başlayacağımız bir yol olacaktır. Böylesine büyük , önemli bir sorun için bu süreleri göze almalıyız. Birinci yılda toplam sayının %70'inin yapılması düşüncesi de ileri sürülmektedir ama yapılması biraz zor gibi görünüyor. Köpekler ve kediler akıllı hayvanlardır, bize katkılarda bulunmaktadırlar. Onlara karşı bizim bir borcumuzun olduğunu düşünmeliyiz.