ERDOĞAN, SİYASETİ BIRAKMALIDIR. BUNU SAĞLAMALIYIZ. ANAYASA DEĞİŞMEMELİDİR.

ERDOĞAN, SİYASETİ  BIRAKMALIDIR. BUNU  SAĞLAMALIYIZ.  ANAYASA  DEĞİŞMEMELİDİR.

AKP, ülkemizin bugünü ve yarını için doğru ve yararlı olmayan düşüncelere, inanışlara, bencilliklere sahiptir ve bu yolda uygulamalarda bulunmaktadır. Erdoğan siyasetten  uzaklaşmadan   ülkede hukuk  geçerli  olamaz,  enflasyon  % 5'in altına inemez, eğitim  bilime göre olamaz, insanlar arası eşitsizlik ortadan kalkamaz ve kamu  yönetimi  yetersiz  görevlilerden sıyrılamaz. Erdoğan'ın siyasetten  uzakta  olması  durumunda  AKP'nin  gücü  araştırmalara  göre  yarıya inecektir  ve ülkeye olumsuz  etkisi  artık olmayacaktır.

AKP  ülkenin  siyasal islamla yönetilmesini  arzulamaktadır. Ancak islamlığın son aşamasının ne boyutta olacağı açıklanmaktan çekinildiği  için, nereye varılacağını anlayamamaktayız. Hangisine benzeyeceğiz, Afganistan'a mı, Suudi Arabistan'a mı, İran'a mı? Dini inanışların, topluma ait olmayıp bireye ait  olduğunu kabul  edebilen  Atatürk  Türkiyesi'nden  başka,  Müslüman çoğunluklu  ülke var mıdır? Türkiye şu an Atatürk Türkiye'si değildir. Olsaydı  Fetö, Süleymancılar, Menzil, Nurcular ve benzerleri  olmazdı. Siyasal  İslam düşüncesi  hiç olmazdı. Tüm Türkiye halkı yukarıda saydığımız olumsuzlukların kaynağı olan siyasal islamla mücadele etmelidir.

AKP,  oy kaybetmekte olduğunu ve bunun daha da ilerleyeceğini görmüş ve var olan siyasal İslam mücadelesini ve başkanının devamlılığını anayasada güvence altına almak için anayasa değişikliğine gitmenin zorunlu olduğunu anlamış bulunuyor. Anayasa değişikliği ancak ülkenin şimdiki siyasi koşullarında olabilir. AKP'nin ileride bu gücü olmaz. Kendisine dışarıdan bir fırsat sunuldu ya da kendisi istekte bulundu. Ve PKK'yı  ortadan  kaldıracağını söyleyen  bir  güç  var ama  istekleri  de var.

Bu  güç Öcalan  değildir. PKK üzerinde etkisi yoktur. PKK'yı ortadan kaldıramaz. Birkaç yıl önce PKK'dan  kendini  feshetmesini  istediğinde onu reddetmişlerdi. ABD'nin o zaman onlara söylediği ilerde devlet kurulacağı sözü onlara iyi geldi ve Öcalan'ı umursamayıp PKK'ya devam ettiler. PKK'yı ortadan kaldıracağını söyleyen  güç  bu kez  ABD'dir ama şimdilik kaydıyla demiştir mutlaka. ABD'nin ilk istediği Suriye'de  kuracağı  özerk Kürt yönetimine Türkiye'nin  zorluk çıkarmaması, kolaylaştırması ve kabulü olmuştur. Olayların gidişi de öyle gösteriyor zaten.

Bir de  Öcalan'ın serbest  bırakılması  konusu var.  Biz de dışarıdan öğreniyoruz,  İspanya gazetesi  El  Mundo " PKK, Türkiye ile ateşkes ilan etti(?) ancak silahsızlanmayı Öcalan'ın serbest bırakılmasına bağladı(?)." diye yazdı. Bu tümcede ki  iki  bilgiyi, doğru mu, zaman içinde öğreneceğiz. Karayılan  adında  biri'nin "Hukuki ve yasal değişimlerin sağlanmasıyla, PKK,  silahsızlanmayı yürürlüğe koyabilir." deyişi var(!). DEM Parti de aynı üslupla  konuşuyor. Bu konu da zamana bağlı olarak öğrenilecek.

Dem Parti Anayasa oylaması yapıldığında AKP ile ittifak yapacaktır. O Partinin hukuk ve demokrasi sözleri,  o günlerde, Türkiye Devletinin imha ve katliam yaptığı  Kürtlerin(!), artık güneşi görmesi için, bir kerelik olmak üzere, gözden uzak tutulacağı, söylenecektir. Ego'nun(bencilliğin) her zaman için kendini kutsayacak ve  alkışlanacak  sözleri(!)  vardır.

AKP,  5 milletvekilini kendine katmayı  gerçekleşmiştir.  Anayasa için 14 milletvekiline daha  gereksinmesi  vardır. Bütün insanlarda çıkarı için kendini satma ve satmama huyları vardır. Umursamaz bir suratı taşıyarak satanlar olmuştur. Ama onurlu bir saygınlığı seçerek  kendini  satmayanlar  vardır ve daha olacaktır da. CHP'ye katılmak gerekmiyor. Herkes kendi partisinde ülkesi için çalışmalar yapmalıdır. Zaman iyi, saygın, güçlü bir ülkeye ulaşma çabası zamanıdır.

 

.

 

 

 

 

               

YAZARIN DİĞER YAZILARI