Husiler, Kızıldeniz'e giren İsrail şirketlerine ait gemiler ile İsrail'e mal götüren gemilere el koymakta ya da daha çok insansız hava araçları ve füzelerle saldırılar yapmakta idiler. Diğer gemilere saldırı yapmıyorlardı. Dolayısıyla Dünya ticaretine değil yalnızca İsrail ticaretine zarar vermekteydiler. Bu saldırılara başlamaya İsrail'in Filistin'e aklın kabul etmeyeceği saldırıları üzerine başlamışlardı. ABD-İsrail adi ortaklığının yalan gerekçelerle Husilere başlattığı saldırıya İngiltere'nin katılması şaşırtıcı oldu.
Saldırılar İngiltere'nin Güney Kıbrıs'da ki üslerinden kalkan uçaklarla yapıldı ve bu İngiltere'ye yakışmadı. ABD'ye hoş görünmeye çalışan İngiltere uluslar arası politikada ABD'nin peşinden gitmekteydi. Ancak ABD'nin onları koruması karşılığında bedel ödemeleri düşüncelerini ortaya dökmesiyle diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte çözümler arama durumuyla karşı karşıya kaldı.
ABD'de dost ülke düşüncesi yok. ABD kendine yetiyor ve üstünlüğünü hiçbir ülkeyle paylaşma düşüncesinde değil. ABD'ye göre ABD tek, ayrı ve üstün ülke olacak. İngiltere'nin ABD'nin bu tavrıyla daha karşılaşması bekleniyor.
İsrail Filistin'e o insanlık dışı saldırılarına başlamamış olsaydı, Husilerin İsrail'le ilgili gemilere saldırıları olmayacaktı. Uluslar arası toplum adaleti yerine getirmeyince Husiler kendi adaletlerini uygulama durumunda oldular. Sayısız diğer savaşta olduğu gibi bu karşılıklı saldırılar da insana Birleşmiş Milletlerin var olmadığını gösteriyor.
Birleşmiş Milletler gerçekte ölü doğdu. Ama iki kutuplu Dünya'da var olan dengeden dolayı bu anlaşılamadı. Daha sonra kutuplardan biri ortadan çekilince diğeri bütün çıplaklığıyla kendini ortaya koydu. Geçmişte de insanlık bir çok kez benzeri durumları yaşadı. İnsanın sınırlanması gereken bencilliğinin sınırlanmaması şimdi yeniden karşımıza çıktı.
Birleşmiş milletlerde vetonun kaldırılması ve bütün kararların oy çokluğuyla alınması gerekiyor. Ancak o zaman Dünya'da savaşlar gerçekleşemez. Bütün Dünya ülkelerinin ilişkisini keseceği bir ülke arzularını baskı altında tutacaktır. Birleşmiş Milletler'de vetonun kaldırılması kararı vetocu ülkelerden birinin katılmaması durumunda alınamıyor. Bizim Anayasa'daki ilk dört maddenin değiştirilemezliğine benzeyen bir durum orada da var. Bu nedenle.
Ülkelerin eşit olduğu İKİNCİ BİR BİRLEŞMİŞ MİLLETLER' in kurulması gerekiyor.
Irak'a, Suriye'ye, Libya'ya, Ukrayna'ya, Afganistan'a, Filistin'e yazık değil mi?
Avrupa Birliği bu yıl ülkemize ilgi gösteriyor ve çeşitli toplantılarına ülkemizi çağırıyor. Avrupalı devlet başkanları birbiri ardı sıra ülkemize gelmeye başladılar. Bizim olağanüstü yanlarımız pek yok, şımarmamalıyız. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve daha sonra başka saldırılar yapabileceği düşüncesi onlarda kaygılar yarattı. ABD'nin Ukrayna konusunda ki kaypak tavrı onlarda onun her zaman güvenilemeyeceği kanısını uyandırdı. NATO içinde kalmak ama onun, yanlarında olmayabileceği durumlar için bir Avrupa ordusu biçiminde olabilmek düşünceleri oluşmağa başladı. Bizimle askeri birliktelikler düşünceleri olabilir. Bunu anlamaya çalışıyorlar da olabilir. Ama bugünlerde daha çok bizim Ukrayna konusunda Rusya üzerinde bir ölçüde etkili olup olamayacağımızı anlamak ve bizi etkili olmaya yönlendirmek düşünceleri onlarda oldukça var gibi görünüyor.