LİBYA! IRAK! AFGANİSTAN! UKRAYNA! FİLİSTİN! SURİYE! SIRA KİMDE?


                Husiler,   Kızıldeniz'e  giren İsrail şirketlerine ait gemiler  ile İsrail'e mal götüren  gemilere el koymakta ya da daha çok insansız hava araçları ve  füzelerle saldırılar yapmakta idiler. Diğer gemilere saldırı yapmıyorlardı. Dolayısıyla  Dünya  ticaretine değil  yalnızca İsrail  ticaretine zarar vermekteydiler. Bu saldırılara  başlamaya  İsrail'in Filistin'e aklın kabul  etmeyeceği  saldırıları üzerine başlamışlardı.  ABD-İsrail  adi  ortaklığının yalan gerekçelerle  Husilere  başlattığı  saldırıya İngiltere'nin katılması şaşırtıcı oldu.

Saldırılar  İngiltere'nin  Güney  Kıbrıs'da ki  üslerinden kalkan uçaklarla  yapıldı  ve bu İngiltere'ye yakışmadı.  ABD'ye hoş görünmeye çalışan İngiltere uluslar arası politikada ABD'nin peşinden gitmekteydi.  Ancak  ABD'nin  onları  koruması  karşılığında bedel  ödemeleri  düşüncelerini ortaya dökmesiyle diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte çözümler arama durumuyla karşı karşıya kaldı.

 ABD'de dost ülke düşüncesi yok.  ABD  kendine  yetiyor  ve üstünlüğünü hiçbir ülkeyle paylaşma  düşüncesinde değil.  ABD'ye  göre  ABD  tek, ayrı  ve  üstün ülke olacak. İngiltere'nin   ABD'nin  bu  tavrıyla daha karşılaşması  bekleniyor.

İsrail Filistin'e o insanlık dışı saldırılarına başlamamış olsaydı,  Husilerin İsrail'le ilgili gemilere saldırıları olmayacaktı. Uluslar arası  toplum  adaleti  yerine  getirmeyince  Husiler  kendi  adaletlerini  uygulama  durumunda oldular.  Sayısız  diğer  savaşta  olduğu  gibi  bu karşılıklı saldırılar da  insana Birleşmiş  Milletlerin  var olmadığını gösteriyor.

Birleşmiş  Milletler  gerçekte ölü  doğdu.  Ama  iki  kutuplu  Dünya'da  var olan dengeden dolayı  bu anlaşılamadı. Daha sonra kutuplardan biri ortadan çekilince diğeri bütün çıplaklığıyla kendini ortaya koydu. Geçmişte  de  insanlık  bir çok  kez  benzeri  durumları  yaşadı.  İnsanın sınırlanması  gereken  bencilliğinin  sınırlanmaması  şimdi yeniden karşımıza çıktı.

 Birleşmiş milletlerde vetonun kaldırılması ve bütün kararların oy çokluğuyla alınması gerekiyor. Ancak o zaman Dünya'da savaşlar gerçekleşemez. Bütün Dünya ülkelerinin ilişkisini keseceği bir ülke arzularını baskı altında tutacaktır. Birleşmiş  Milletler'de  vetonun  kaldırılması  kararı  vetocu  ülkelerden birinin katılmaması durumunda alınamıyor. Bizim Anayasa'daki ilk dört maddenin değiştirilemezliğine benzeyen bir durum orada da var. Bu nedenle.

Ülkelerin  eşit  olduğu  İKİNCİ  BİR  BİRLEŞMİŞ  MİLLETLER' in kurulması gerekiyor.

Irak'a, Suriye'ye, Libya'ya, Ukrayna'ya, Afganistan'a, Filistin'e yazık değil mi?

Avrupa  Birliği bu yıl ülkemize ilgi gösteriyor  ve  çeşitli toplantılarına ülkemizi  çağırıyor.  Avrupalı  devlet  başkanları  birbiri ardı sıra ülkemize  gelmeye başladılar. Bizim olağanüstü yanlarımız pek yok, şımarmamalıyız. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve daha sonra başka saldırılar yapabileceği düşüncesi onlarda kaygılar yarattı. ABD'nin  Ukrayna  konusunda ki  kaypak  tavrı onlarda onun her zaman güvenilemeyeceği  kanısını uyandırdı. NATO içinde kalmak ama onun,  yanlarında olmayabileceği durumlar için bir Avrupa ordusu biçiminde olabilmek düşünceleri oluşmağa başladı. Bizimle askeri birliktelikler düşünceleri olabilir. Bunu anlamaya çalışıyorlar da olabilir. Ama bugünlerde daha çok bizim Ukrayna konusunda Rusya üzerinde bir ölçüde etkili olup olamayacağımızı anlamak ve bizi etkili olmaya  yönlendirmek düşünceleri  onlarda oldukça var gibi görünüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI