OLMADIĞI SÖYLENEN ŞARTLAR PKK'YA ANAYASA YOLUYLA SUNULACAK. DİKKAT!
Dem Partili vekiller ile Öcalan'ın ikinci görüşmesi ardından vekillerin yaptığı açıklamaya göre Öcalan "Diğer ülkelerden karışmalarla karşılaşabiliriz, oyalanmayalım, ele geçirdiğimiz bu fırsattan yararlanalım" demiş. Öcalan'ın bu deyişinden anlaşmanın sonuçlandığını ancak kesinleşmediğini, Erdoğan'ın çeşitli işleri bahane göstererek açıklamayı beklettiğini düşünebiliriz. Erdoğan'ın ortaya çıkmasını beklediği bazı gelişmeler olmalı. O gelişmelere göre varılan anlaşmayı yeniden gözden geçirmeyi amaçladığı ya da açıklatacağı anlaşılıyor.
Erdoğan'ın kendisinin devamlı başkanlığını sağlama ve laiklik karşıtı bir anayasa için Dem Parti oylarını kullanmak üzere özerklik verme ya da o anlama gelecek bazı uygulamaları ülkeye kabullendirme işine kalkışacağı kaygıları yaygın. Erdoğan'ın bunu gerçekleştirme için güvendiği şeyin PKK'nın dağıtılmasının halkın iknasına getireceği kolaylık olduğu kesin.
Erdoğan'ın kişisel ve ideolojik çıkarları için Türkiye'nin gelecekteki kayıplarını umursamayacağı bekleniyor. Ancak hayalleri gerçekleşebilecek mi acaba?
Kanımca anlaşmaya yönelik Kandil'den olumsuz görüşler gelmesine karşın Öcalan, Kandil ile anlaşmanın şartlarında anlaştı. Öcalan gayet iyi şartları Erdoğan'a kabul ettirdiği düşüncesinde ve bir an önce anlaşmanın başlamasını istiyor. Kandil'in olumsuz görünen görüşleri de Erdoğan'ın bu şartları bir an önce kabul etmesi için onun üzerinde bir baskı yaratması amaçlı.
Erdoğan'ın beklediği durumun ABD'nin Suriye'de bazı görüşlerini yumuşatması olabilir. Şu an ortalıkta bir hareket yok. Ancak Şubat içinde bir gün aniden AKP Türkiye'nin gündemini sarsacak. Öcalan'ın PKK'ya çağrıda bulunacağı gerçekleşecek gibi görünüyor. O zaman geldiğinde Kandil biraz daha pazarlık yapmayı düşünebilir ya da anlaşmayı kabul edebilir, bunların ikisi de olası. AKP'nin PKK'yı ne Türkiye'de, ne Irak'ta, ne Suriye'de ve ne de Avrupa ülkelerinde dağıtmayı gerçekleştiremeyeceğini daha sonra tartışmak üzere, göz önünde tutmamız gerekiyor.
AKP anlaştığımız hiç bir şart yok ancak bir af yapmamız gerekecek diyecek. Şimdiden sonra ülke olarak bize yepyeni bir hayatı sunacak olan yeni anayasamızı yapmaya çaba vermemiz gerekiyor denilecek. Talepler nasıl olsa anayasada yapılacak değişikliklerle sağlanacak. PKK'nın dağılmasının da, özgürlüklerin, eşitliğin ve temel hakların anayasada yer alması sonrası gerçekleşeceğini göreceğiz denecek.
AKP yapacaklarının kolay ve sessizce ilerleyeceğini düşünecek ama işin öyle olmayacağını görecek. Tam bir sorguya çağırma, tutuklama, göz altına alma günleri başlayacak. Bu günler mücadelenin siyasi yanı olacak. Hukukun geçerli olmadığı, Türkiye için şaşırtıcı denecek günler olacak bunlar. Bu günlerde bir de anayasa hukuku ve anayasanın yenilenmesi açısından tartışmalar ve yöntemler yaşanacak. Ülkede yaşamakta olduğumuz bu yıllardan çıkmak ve gelecek daha kötü yıllara engel olmak için siyasi partiler AKP'nin yeni anayasa sürecine katılmamalılar ve bir AKP anayasasına engel olmalıdırlar.
AKP hukuku daha çabuk işleyecek hale getireceğiz demektedir. İtirazlar ve üst mahkeme yolları kapatılmaya çalışılacaktır. Anayasa Mahkemesi bu yeni anayasayı koruyan mahkeme olacaktır. İdarenin kararlarının yargıdan ve denetimden korunması yollarının aranacak olduğu anlaşılıyor. Bu yeni anayasayla hukuktan başka laik eğitimden de uzaklaşmanın yolları aranacaktır. Eğitim sistemi dini eğitimi her aşamasında ve her konuda verme amaçlı olacaktır.