Rusya , 12 milyon Türkün yaşadığı bir ülke olarak bizi ilgilendiriyor. Rusya ayrıca, Dünyada, politika ve ekonomide tek kutuplu bir ilişkiler düzeni olmaması yolunda çabalarda bulunan bir ülke. Türkiye, tek kutuplu ilişkiler düzeni içinde iş gören bir ülke olmakla birlikte Rusya'nın bu çabalarını BRİCS'e ilgi göstererek onaylamaktadır. Rusya- Ukrayna savaşı, savaşarak bitecek gibi görünmüyor. İki ülke de isteklerinde hiçbir gerileme göstermiyorlar. ABD başkanlık seçimi sonuçlandığında, bu savaşta bir gelişme görülmesi olasılığı da var. Hazindir ki bu iki ülkenin paylaşamamakta oldukları Kırım gerçekte Tatarların ülkesidir. Şu an Kırım'ın nüfusunda oranları yüzde 12'dir.Kırım'ın yanında ki denizin adı olan Azak sözcüğü Kıpçak Türkçesinde ayak'ın söyleniş şeklidir. Ruslar da bu denizin adını Azov olarak söylerler.
Azeri-Ermeni görüşmeleri uyum içinde devam etmekte ve aralarında ki sınırı belirleme çalışmaları yapmaktalar. Birinci Ermeni saldırısı ve fethinden önce Karabağ bir Azerbaycan toprağıydı, orada Azeriler ve Ermeniler birlikte oturmaktaydılar. Azerilerin saldırısıyla başlayan ikinci çatışmada şaşırtıcı biçimde Ermeniler Karabağ'ın halkından olmalarına karşın çatışmalar biter bitmez Karabağ'ı terk ettiler. Azeriler böyle bir istekte bulunmadılar ayrıca bu anlama gelebilecek hareketlerde de bulunmadılar. Ermenilerin böyle davranmaları, ileride Karabağ'da Azerilerle birlikte uyum içinde yaşayıp yaşayamayacakları sorununu büyük bir kolaylıkla çözdü. Azeriler, Ermeni saldırılarından büyük zararlar gördüler, ancak Ermenilerin böyle getirdikleri çözümü belki de bir özür gibi görmelidirler. Ermenilerin Azerilere ve Türklere karşı şimdi ki tavırlarını Türkiye'nin de doğru olarak görerek Azeri Ermeni barışını çabuklaştıracak katkılarda bulunması iyi olacaktır. Artık Ermenilerden yana can sıkıcı bir gelecek görünmüyor. Türkiye Ermenistan ile ilişkileri başlatmalı ve bundan böyle ona yardımcı da olmalıdır.
Ülkenin gündeminde şu an Esad-Erdoğan görüşmesinin olabilirliği var. Önemli olan, diplomatik ilişkinin, adından ekonomik ilişkilerin ve Suriye'nin bütünlüğünde işbirliğinin başlamasıdır. Suriye'de iç savaşın başlatılmasıyla bir çok örgüt ortaya çıktı. Biri iyi bildiğimiz IŞİD idi. Bir diğeri, Kürtlerden ABD'nin kurduğu isyancı YPG ve PYD örgütleri. Özgür Suriye Ordusu'nun, kuruluş nedeni olarak gösterdiği Esad'ın göstericilere karşı şiddet gösterdiği ve işkenceler yaptığı, bu nedenle subayların Ordu'dan çıkarak Esad'a karşı savaşmak üzere ÖSO'yu kurdukları gerekçesi pek inandırıcı gözükmüyor. ÖSO, ABD'nin yardımlarıyla yaşamaktadır. ABD'nin amacı Suriye'yi çökertmek ve dağıtmaktır. Esad'la savaşmaları için ÖSO'yu kuran ABD'dir. ÖSO, Türkiye'den de yardımlar almaktadır. Suriye'nin dağıtılmasına Türkiye de katılmış oldu.
Suriye'de iç savaşta yer alan tüm örgütler; ÖSO, el NUSRA, PYD, YPG ve HİZBULLAH savaşçılarına Dolar olarak aylık vermektedirler. Olmayan bir ekonomi, çalışılacak işlerin olmayışı tüm ülkeyi paralı askerliğe sevk etmektedir. El NUSRA Suriye'de İslamcı bir devlet kurmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle varlığı Suriye'de yalnız ABD'nin işine gelir. El NUSRA, Esad'la savaşmaktadır. Ancak Suriye Hükümetini koruyan Hizbullah'la da savaşır. Ayrıca bu da ABD için iyidir çünkü Hizbullah İsrail ile savaşan bir İran örgütüdür. Hükümetle savaşan ÖSO da HİZBULLAH'ın çatışma alanı içindedir. Suriye Hükümeti dahil olmak üzere ÖSO, el NUSRA ve HİZBULLAH'dan hiç biri, ABD hava kuvvetlerinin korkusuyla Kürtlerle savaşmayı düşünmemektedir. ABD mükemmel örgütler ve örgütler arası mükemmel ilişkiler ağı kurmuştur Suriye'de. Herkes rolünü iyi biliyor.
Suriye Arap Baharını yaşıyor!
Türkiye, Doğu Akdeniz'de ki ekonomik kuilanım alanlarının belirlenmesinde, bu alanların paylaşımıyla ilgili olan Mısır, İsrail, Lübnan ve Suriye'yle iyi ilişkiler kurmaya mecburdur ve şimdiden bu işlere başlamalıdır çünkü kötü durumlarla aniden karşı karşıya kalabilir.