SURİYEYLE GÖRÜŞMELER ÜZERİNE (3)

                SURİYEYLE  GÖRÜŞMELER  ÜZERİNE  (3)

Erdoğan-Esad  görüşmesinin  yapılmayacağı,  yalnızca gündemin  meşgul edildiği yolunda görüşler var. Ancak ortada ön şartlar olmadığı ve bu görüşmeyi Erdoğan'ın kendi istediği için yapılacağı düşünülüyor. Görüşmenin sınırda ya da Irak'ta yapılması öne çıkıyor. Görüşme herhalde Bağdat'ta  gerçekleşecektir.  Görüşmenin  tarihiyse  henüz belirsiz.  Dış İşleri Bakanı Fidan  bu görüşmeyi  çalışmakta  olduğunu söylüyor.  Bu görüşmede  siyasi   bir  anlaşma  olması  zor  görünüyor.  Ancak   boş  görünmemesi  için  siyasi ilişkilerin kurulması  ve bazı ticari anlaşmaların yapılması düşünülebilir. Erdoğan yanında bazı heyetler götürebilir.  Sonuç olarak siyasi konularda tarafların  görüşlerini  anlattıklarını  ve  bunları konuşmaya devam  edecekleri  bir bildiriyle açıklanacaktır. Esad'ın  görüşmede ki  konuları  az ve yalın. Esad, Türk askerlerinin çekilmesi ve Türkiye'nin terörist topluluklardan elini çekmesini istiyor. Türkiye'nin şu an denetiminde olan yerlerden çekilmesi zor görünüyor ama bu konuda bir tarih anlaşması yapılabilir. Türkiye'nin bu topraklardan çekilmesi, Kürtlerin ve Amerikalıların hemen üstüne atlayacakları bir fırsat  ve  Suriye  bu  toprakları  ABD'ye  karşı koruyacak güçte değil.  Suriye'nin  de  bunu  göreceği  ve Suriye'de uygun durumların  gerçekleştiği zamanlarda yapılması konusunda  anlaşılabilir. Sözü edilen uygun durumlar; herkesçe silahların bırakılması, yeni Suriye anayasasının herkesçe onayı, ABD askerinin Suriye'den ayrılması gibi durumlardır.

Türkiye'nin,  Suriye'de  denetlediği  bazı  toprakların olması  ABD'nin işine gelen bir şey değildir. Çünkü bu durumlar ABD'nin gerçekleştirmeye çalıştığı tasarısına uygun olmayan karşı durumlardır. Afrin,  Kürtler tarafından beton tüneller  ve koridorlar ile savunmaya  hazırlanmıştı. ABD ,  Türklerin  Afrin'i  elde edemeyeceğini düşündüğü için ses çıkarmadı. Türklerin başarısızlığı o aşamada  Türklerin  Suriye'de devre dışı kalması anlamına gelecekti ve çok iyi olacaktı onlar için.  El-Bab'ın bizim tarafımızdan alınmasına El-Bab , IŞİD'in elinde olduğu için ses çıkarmadı/çıkaramadı. Türkiye,  Suriye sınırı  boyunca  uzanan  30 km eninde bir güvenlik koridoru düşüncesi de  ileri sürmekteydi. Türkiye buna kalkıştığında ABD, küçük iki parça dışında Türkiye'ni n ilerlemesini durdurdu.  Suriye ile Türkiye ABD'nin isteği dışında Surİye'de toprak düzenlemeleri yapacak güçte değiller. Aralarında Kürtlerin denetiminde olan topraklar üzerine herhangi bir anlaşmaya varmaları bu yüzden düşünülemez.

Esad, Türkiye'nin,  Suriye'de ki ,  terörist  olduklarını  nitelediği topluluklardan elini çekmesini  istemektedir.  Üstelik   cihatçı  topluluklarla  mücadelesine  Türkiye  engel  olmaktadır.  Ancak  Dış  İşleri  Bakanı  Fidan  cihatçı topluluklarla ilişkilerin süreceğini  vurgulamıştır. Onları  yarı  yolda  bırakmamız  söz konusu değil diyen Fidan, onlarla birlikte bizim de aynı hedefe koştuğumuzu  söylemiş bulunmaktadır.  Bu  durumda  Erdoğan,  teröristlerle birlikte devirmeğe çalıştığı hükümet başkanının  karşısında  zor durumda  görünmektedir. Erdoğan  daha  bir çok  şeyi  sayarak Türkiye'nin  onun  en önemli yardımcısı olduğuna  Esad'ı ikna etmeye çalışacaktır.  En önemli gerekçe olarak Erdoğan,  çıkacak çatışmalarda bu cihatçı toplulukların Türkiye'ye daha fazla göçmen gelmesini engellediğini/engelleyeceğini  çok masum bir istek  olarak ileri sürecek ve Suriye'nin buna katlanmasını  isteyecektir(!). Erdoğan aslında göçmen gelmesine karşı  değil . Ancak sanıyorum  onu düşündüren  şey  sayıları  on binleri bulan cihatçı, şiddet yanlısı HTŞ ve ÖSO savaşçılarının da  çatışmayı  kaybettiklerinde Türkiye'ye göçmen olarak geleceğidir. Bu an mutlaka gelecektir  ve  yapılabilecek tek şey Kürtlerin yaptığı gibi Türkiye'nin de (Suriye içinde olarak ama)  Türkiye'nin yönetiminde sayıları on binleri bulan hapis  kampları kurması olacaktır. Yalnız ÖSO savaşçıları için olarak belki Suriye içinde özgür kalmaları Suriye'ye  kabul ettirilebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI