Ülkenin şu ara siyasi hayatı gergin ancak AKP'nin başlattığı anayasa değişikliği ve bununla bağlantılı olarak PKK'nın ortadan kaldırılması konusunda bir ilerleme yok. Şu an Öcalan'ın bir açıklama yapması bekleniyor.
Onun hala bir açıklama yapmamış olması Hükümet ile aralarında görüşmelerin devam ettiğini düşündürüyor. Öcalan, Hükümet'in aralarında ki anlaşmayı kesinleştirmeyişinden yakınıyor. AKP hükümeti'nin hala gelişmelere göre davranma isteğini sürdürdüğü anlaşılıyor. AKP, Trump hükümetinin Suriye'de düşüncesini değiştirmeye yönelik görüşmeler yapıyor ve bir değişme olmasını umuyor ve bekliyor.
Trump, Başkanlığa başladığı günden bu yana sayısız istekte ve işlemde bulundu. Bunların tamamı hukuktan, mantıktan ve insanlıktan uzaktı. Trump'ın Amerikan çıkarlarının açlığını azgınlaştırdığı görülüyor. Ekonomik ve askeri üstünlüğünün önemli fark yarattığının ve ABD'yi dengeleyecek bir gücün de olmadığının farkında. Her istediğinin hakkı olduğunu düşünüyor. Suriye, Irak, İran ve Türkiye'yi ilgilendiren Amerikan tasarısı ve planında bir değişme olmayacak. Bizim de hayallerimizi geride bırakmamız ve ABD ile olan mücadelemizi inatla sürdürmemiz gerekiyor.
Dem Parti Öcalan'ın silahları bırakmayı da içeren kapsamlı bir açıklama yapacağını söylüyor. PKK ise, anayasa değişikliği olmazsa mücadelenin devam edeceğini söylüyor. Bu söyleyişe bakılırsa önce anayasa değişecek silahlar sonra bırakılacak. Suriye'li Kürtler Öcalan'ın kendilerinden de söz edeceğini söylüyor. Söyledikleri bir şey daha var ki, PKK'nın silah bırakması ve bir ad değişikliği(?) ile( ne ola ki?) Hükümet, özerk yönetimi Türkiye'ye kabullendirecek!
Öcalan da tarihde yer alacak bir açıklamayı yapmanın hayalleri içinde. Şimdilik bu yeter ileride nasılsa özgürlüğüm gerçekleşecek diye düşünüyor olmalı. Ancak Öcalan'ın açıklamasını AKP'ye kabul ettirmesi gerekiyor. Bu aşamada restleşmelerin olacağı kesin gibi görünüyor. Bu açıklama yapılırsa, yapıldığında fırtınalı günler başlayacak. Açıklamayı görmemiz lazım. Ondan sonrası rüzgarlı Türkiye ve her şey olası.
*Kandil silah bırakmayı kabul etmeyebilir. *Türkiye, PKK'nın yurtta, Irak'ta, Suriye'de ve Avrupa ülkelerinde ortadan kaldırılmasını sağlayamaz ve denetleyemez. *AKP, hukuku, eğitimi, laikliği zayıflatan yeni anayasasını kabul ettiremez. *Kürtlerin sokak hareketleri başlayacak olursa Türkiye zor durumlarla karşılaşabilir. *Türkiye halkının PKK affını kabul edeceği belirsizdir. *Dem Parti oylarını Erdoğan'a kullandırırsa gerçekte kaybedeceğini anlayabilir.
Türkiye'nin kendine Suriye'de harekat hakkı tanıyan Adana Mutabakatı benzeri anlaşmayı ABD ile yapması gereklidir. Suriye ile yapılanı SDG'yi korumak için ABD tanımaz ve kabul etmez.
Ahmet Şara, SDG'nin özyönetim, ordu içinde SDG kolordusu ve hapishanelerin yönetimi isteğini kabul etmemeye devam etmeli ve ABD'den gelen baskılara karşı koymalıdır. Çünkü bunların kabulü Suriye'nin bölünmesini başlatmak demektir. Şara'nın bu karşı koymasında Türkiye'de aynı tavır içinde(hatta Irak da) olacaktır ve birlikte olmalarından SDG'nin yaşamını sürdürme şansı olmayacaktır. Şara hiçbir dini ya da etnik topluluğa belli bir bölgeyi verme davranışına girmemelidir. Şara, ayrıca eşitlik açısından başlangıç olarak Geçiş Hükümeti'nde dini-etnik topluluklardan kişilere nüfusları oranında bakanlıklar vermelidir. Şiiler dahi bundan yararlanmalıdır. Şiilerin partileri de siyasi hayatta yer almalıdır.