AKP laiklikten kurtulmak ve İslam devletine geçişi kolaylaştıran ve açan bir anayasa istiyor. Bunun sağlanması için Erdoğan'ın ve tek adamlık rejiminin sürdürülmesi gerekiyor. Bu yolda DEM Parti'nin milletvekili sayısına gereksinmesi var. Doğrudan DEM Parti ile görüşerek, onların isteklerini kabul ederek bunu sağlayabilir. Ancak bu istekleri kamuoyuna kabuk ettirememe gerçeği var. O halde PKK'nın dağıtılması söz konusu olursa halkın bu isteklerin çoğunu doğru dürüst anlamadan kabul edeceği olasılığı var.
Kürtlerden PKK'lı olanların Türkiye'den ayrılmak, diğer ülkelerdeki Kürtlerle birleşerek bağımsız bir Kürt devleti oluşturmak düşüncesi var. ABD'nin de kendi güdümünde böyle bir devlet için çabalarda bulunması, ABD ile onları aynı amaç için mücadelede bir araya getiriyor. İşin içinde ABD'nin olması PKK ile mücadeleyi güçleştiriyor. Ama imkansız da değil. Yalnız ağızlarıyla söylediği laflara bakmayın AKP böyle bir mücadeleye girmeyecektir. Türkiye'nin toprak kaybetmesi AKP'nin umurunda değil gibi görünüyor. Çünkü O demokrat olmayan baskılı İslam devletinin hayallerinde.
AKP böylece PKK ile aynı düşüncede, aynı amaçta, aynı mücadelede birleşiyor.
AKP, bir süreç söz konusu değil, Öcalan bir şey istemiyor diyor ama Öcalan, DEM Parti, Kandil, AKP'nin kendisi ve hatta ABD'nin de mutlaka içinde olduğu bir sürecin içindeyiz. Pazarlıklar yapılıyor, nasılsa öğreneceğiz. Ülkede patırtıların kopacağı bir döneme doğru yürüyoruz. AKP'nin tereyağından kıl çeker gibi isteklerini elde edeceğini sanmak kolay değil. Günü geldiğinde PKK'nın neleri isteyeceğini tartışacağız. Zaten bunları bilmekteyiz de.
AKP, bize PKK'yı dağıtmak için bunları kabul edelim diyecektir. Ancak PKK dağıtılamaz. Türkiye'de PKK kontrol altındadır. Ama PKK, Irak Kürt Özerk Bölgesi askerlerinin ve Suriye'de YPG savaşçılarının içinde onlardanmış gibi gizlenerek, günü geldiğinde ortaya çıkmak üzere varlığını sürdürecektir. Çünkü bu onlar için zorunluluktur. Avrupa'da ise bu dağıtılma bütünüyle ve açık olarak imkansız gibidir. Avrupa'da ülkeler kendi düşünce özgürlüğümüzü koruyan yasalarımızla yönetilmekteyiz biz diyorlar ve onları koruyorlar. Orada PKK dernekleri, gazeteleri, dergileri, tv yayınları, kültürel gösterileri, sokak eylemleri, Türklerin sosyal yapılarına saldırıları sürecektir.
PKK'lı olan Kürtler (bütün Kürtler PKK'lı değil) Türkiye Kürt Özerk Bölgesi düşünden vazgeçemezler. Eğer AKP'nin süreci gerçekleşirse Türkiye yurttaşı gibi nasıl davrandıklarını, şimdiye kadar beceremediler, hep beraber seyredeceğiz.
Öcalan Kandil'in kabul etmeyeceği çağrıyı yapmaz, kendini düşürmez. Bu olasılık da vardır. Bu durumda DEM Parti sokak olaylarını başlatacaktır. Ciddi boyutlara varabilir. Gazze gibi diyerek bizi korkuttulardı ya. Yani olaylar AKP'nin hayal ettiği gibi gelişmeyebilir. AKP'nin başlattığını beceremeyişi Türkiye için hayal edilemeyecek bir demokratlık olacaktır. Çok şey kazanacaktır Türkiye. Bazı şeyler bütünüyle bitecektir. Buna ihtiyacımız vardı.
"Barışanla barışır savaşanla savaşırız". Suriye'de ki SDG'yi kastediyor. Yapamayacağı bir şeyi ne de kolay söylüyor Bahçeli. ABD ardında mı Bahçeli, karşında mı? ABD İsrail'in ardındaydı. ABD, İsrail'in saldırganlıklarında güvenliği gereği yapmalıdır demiştir hep. Türkiye'nin güvenliğini anlayışla karşılıyoruz diyor yalnızca. Ne kadar nazik bir dostluk bu ABD ile aramızdaki. Ne kadar ince bir halk şu ABD'liler.