ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ SOYKIRIMI DURDURAMAZ


 

ABD Başkanı Biden "Uluslar Arası Ceza Mahkemesi Savcısının İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarılması için yaptığı başvuru rezalettir." dedi. ABD Dış İşleri Bakanı Blinken de Mahkeme Başsavcısı Karim Khan'ın tutuklama emri istemesi için "Son derece yanlış olan tutuklama talebi hakkında ilgili adım atmaya kararlıyım" diyor. Bir devlet başkanı Karim Khan'a (onun kim olduğunu söylemiyor) "Çok iyi biliyorsunuz ki bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kurulmuştur." demektedir. Bu son cümle her şeyi açıklamaktadır. O başkan, uluslararası kuruluşların Batı çıkarları için çalışmaları amacıyla kurulduğunu hatırlatmaktadır.

Başsavcı Karim Khan Pakistan'lı bir baba ve İngiliz bir anneden doğma bir İngiliz'dir. Adının Pakistan adı olmasının onun olumlu biri olduğunu düşündürtmemelidir. O, İngiltere'de doğmuş, Batı düşüncesi ve çıkarları içinde yetişmiş bir Batılı'dır. Çeşitli uluslararası kuruluşlarda otuz yılı aşkın çalışmalarda ilerleyerek Ceza Mahkemesi Başsavcılığına varmıştır. Batı için uygun kişi olması ona bu geçmişi ve bugünü sağlamıştır. Karim Khan "Bazıları aleni ve bazıları gizli olan farklı tehdit türlerinden etkilenmeyeceğiz" demekte ve çok iddaalı bir söylemde daha bulunmaktadır" Bu Mahkeme, hukukun güce ve kaba kuvvete galip geldiği yer olmalıdır." diyor.

Karim Khan, İsrail soykırımı başlayalı 7 ay olmasına rağmen henüz bir etkinlik göstermemiştir. Şimdi kendisini izleyelim. "Soruşturmaların şu an ki aşamasıyla ilgili olarak yargıçlara sunduğumuz suçlamalar soykırımı içermiyor (buna ne dersiniz?). Soruşturmaya devam ediyoruz, kanıtlar bizi belirli bir yöne işaret ederse harekete geçmekte tereddüt etmeyeceğiz." Söylediklerinden kanıtların kendilerine henüz bir fikir vermediğini anlıyoruz. Verdiği zaman üç yargıcı olan Ön Yargılama Dairesi'ne başvuruda bulunacaklar. Dramın son perdesi olarak, Daire'nin Yargıçlar Komisyonu, Başsavcı Khan'ın sunduğu deliller makul sebepler içeriyor mu diye inceleyecek, o kanaate varırsa tutuklama kararı çıkarılacak. Tutuklama işlemini Ceza Mahkemesini onaylamış ülkelerin güvenlik güçleri ve interpol yapacaklar. Bu GERÇEKLEŞEBİLİRSE gerçekleştiğinde Mahkemenin esas Yargıçlar Kurulu duruşmalara başlayacak. (Putin' in Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılmasından dolayı Ceza Mahkemesinden 14 ay önce alınmış bir tutuklanma kararı var, ama ele geçirilemediğinden yargılamaya başlanamadı.) Mahkeme duruşmaların sonunda beraat ya da hapis cezaları verecek.

Uluslar Arası Ceza Mahkemesi'nin bütün diğer uluslararası kuruluşlar gibi var ve çalışmakta olduğunu ancak işlerini yaparken kuruluş kurallarına uyma zorunda olduklarını anlıyoruz! Gördüğünüz gibi az gelişmiş ülkelerin halkları hiç hayal kurmamalıdırlar.

*

Tayyip Erdoğan'ın 'Kürt kardeşlerim' deyişini duyunca hiçbir şey bu kadar yapay olamaz diye düşünüyorum. Çerkeş kardeşlerim, Arap kardeşlerim demediğini bildiğimizden bu sahte muhabbete ne gerek var diyoruz içimizden. Güneydoğulu yurttaşlar da başlarını eğerek tebessüm ediyorlardır herhalde. Beni m önerdiğim şu ki, bizler etnik adları, bir şeylerden söz ederken kullanmamalıyız. Bu kullanımlar ayrışmaya, bir farklılığı vurgulamaya yol açıyor. Kutuplaşma ve karşıtlaşma düşüncelerine yol açıyor. Biz bir halksak, hukuki ve ekonomik şartlarda eşitsek ayrılaştıran sözcüklerden kaçınmalıyız. Diyarbakırlı avukatlar, Batman'lı gençler, Ağrı'lı esnaflar ve Güneydoğulu milletvekiller demeliyiz.

Bursa'lı ve benzeri davranan diğer şehirlerden futbol seyircileri, Güneydoğu illerinden şehirlerine gelen futbol takımlarına hayatlarını zehir eden davranışlarda bulunmaktadırlar. Bu çok yanlıştır. Ülke sosyal hayatının bir spor etkinliğinde yer almaktır yapmakta oldukları. Kendi ülkelerindedirler. Ve yaptıkları şey iyi niyetli olduklarını gösterir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI