TARİHTE VE BUGÜN UN DEĞİRMENLERİ
MEHMET BİLDİRİCİ
İnsanoğlu'nun yaklaşık 10.000 - 12.000 yıl önce buğdayı tanıdığı bilinir. Ancak bunu un haline getirmeleri çok daha sonradır. O yıllarda insan avcı toplum karakterini korumaktadır. İnsanın tarım yapmaya başlaması insanoğlunun geçirdiği en önemli ve büyük devrimdir.
Bu olay Güney ve Doğu Anadolu, Filistin bölgelerinde M.Ö 8000-6000 civarlarıdır.
Önceleri Dibek adı da verilen taş bir çukurda dövülerek una yakın bir hale getirdiği sanılır. Bu gün dahi buğday dövülerek bu yöntemle bulgur haline getirilmektedir. Ekli resimde (Ermenek Yukarı Çağlar) bu iş için antik bir kolonun başı oyulmuştur. Antik kolon farklı şekilde yararlı olmaya devam etmektedir.
Değirmenler prensip olarak altta sabit bir yuvarlak taş üzerinde ise döndürülen taş arasına buğday konur ve un haline gelir.
Enerji olarak insan veya hayvan gücü
Akarsudan alınan su gücü
Üçüncü olarak Rüzgâr gücünü ortaya çıkaran Yel Değirmenleridir.
M.Ö 4 yüzyılda İskenderiye'de yaşan ABDARAXUS su gücüyle çalışan düşey su değirmenini icat ettiği bilinir. Detayı Laterculi Aleksandrini isimli eserde bulunmaktadır. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır, Kökeni hakkında bilgi yok, isminden Fenikeli olduğu sanılmaktadır.
M.Ö 1 yüzyıldan itibaren tüm Anadolu da bolca değirmenlere rastlanılmaktadır.
Değirmenlerde un para ile öğütülmemekte buna karşı çıkan unun bir kısmı değirmenciye bırakılmaktadır. Bu da değirmencinin bir çeşit un satıcısı olduğu da söylenebilir. Bu geleneğin nereden geldiği doğrusu bir araştırma konusudur.
Silifke'de Göksu nehri üzerine yapılmış köprü ayağı önünde Göksu nehri suyundan yararlanan bir değirmen ünlüdür. Ayrıca Elazığ Harput değirmenleri ile tanınır.
Muğla'da Saburhane'ye gelen dere üzerinde çalışan su değirmenleri vardı. Rumlar tarafından işletilmekteydi. Halan çalışır durumda olan yok.
Ancak Devrim Gazetesinde geleneksel yöntemlerle çalışan değirmenler olduğu konusunda haberlere rastlamaktayız.
Aslında değirmencilik erkek mesleğidir. Muğla merkezde Değirmenci Makbule anılmalıdır. Bu mesleği yürütmüştür. Sonra Sağlık sebeplerinden Akyaka sahilde Lokanta açmıştır.
Konan resim Mehmet Bildirici'nin DSİ tarafından 1994 yayınlanan Tarihi Su Yapıları Ermenek bölümünden alınmıştır.