Tarih konusu öğrenim hayatımda en sevdiğim ders idi. Önceleri okulda tarih öğrendim daha doğrusu devlet görüşleri (resmi tarih) öğretildi. Ardından öğrencilik dönemimde Türk ve İslam tarihi konusunda derlemelerim oldu. Liseyi bitirdiğim yıllarda sorgulamaya başladım yorumlarda çelişkiler oluyordu. Bu defa olayları akılcı irdelemeye çalıştım. Karşıma büyük büyük bir dağ çıktı DOĞU MU? BATI MI? Ana hatları ile doğu görüşü nedir, batı görüşü nedir?
Araştırmalarım okuduklarım beni batı düşünüşüne yöneltti, Batı prensipleri ile kendimi disipline etmeye çalıştım, tabi Türkiye'de yaşayan bir kişi olarak ne kadar olabilirse!
Belirli zaman sonra özümü öğrenmek istedim. Gerçeklerden uzaklaştırılmış bilgi kümeleri ile karşılaştım. Okullarda bize Türkler Orta Asya'dan geldi, Bütün dünyaya uygarlık buradan yayıldı. Bütün diller Türkçeden türedi, Sümerler, Babilliler, Hititler, İskitler Türk kökenlidir. Okudukça bunların gerçeklerle uymadığını fark ettim. Üzülerek görüyorum ki bu akımların ortaya çıkışı Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar gidiyor. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumunun kurulması çok önemli ve özlenen kurumlardır. Bu kurumlar çok yüzyıllar önce kurulmalıydı.
Ancak bu kurumlara verilen görevler Türk dilinin ve tarihinin ortaya çıkarılması olmalıydı. Onlara verilen görev bütün diller Türkçeden çıkmış Uygarlık orta Asya'dan dünyaya yayılmıştır, bunu ispatlayın oldu. Ortaya havada kalan Güneş Dil Teorileri gibi ön görüşlere dayanan teoriler çıktı.
Özetle bu konulara bilimsel incelemeli Türkiye'de bilimsel ve tarihi görüşleri öne alan pek çok aydın ve tarihçi olmasına karşı bir kısım aydın ve tarihçiler ve halkın çoğunluğu gerçeklerden uzak düşünceler içindedir.
TARİH OBJEKTİF İNCELENİR DOĞRU YARGILARA VARILABİLİNİRSE ÖNÜMÜZÜ AYDINLATIR. HAMASETE VE ÖVGÜYE DAYANDIRILIRSA SADECE YERİMİZDE PATİNAJ YAPAR YERİNDE SAYARIZ" düşüncesinde olan bir kişiyim.
Bu düşüncelere ve ilkelere dayalı Türlerin Atalarımızın nereden nereler geldiğini incelemeye irdelemeye başlayacağım. İlkin Türklerin kent yaşamına geçişte ilk eşik olduğuna inandığım UYGURLARLA başlayacağım. Daha önceki Türk toplumları henüz kent yaşamına geçememiştir. Gelen bilgiler yeterli değildir. Daha önce Göktürklerden Orhan yazıtları bize gelen ilk yazılı belgelerdir. Gezgin toplumların felsefede sanat mimaride ileri gitmesi zor görünmektedir.
Uygurluların geçmişi Türk tarihi açısından çok çok önemlidir. Ama önce bugün ki durumlarını inceleme de yarar vardır.
Uygurlar Çin Halk Cumhuriyeti içinde Sinkiang (Doğu Türkistan) Özerk yönetiminde yaşayan bir halktır. BAĞIMSIZ DEĞİLDİR. 1949 yılında kurulan ve dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin Halk Cumhuriyeti son yıllarda çok büyük bir Sanayi ve Dijital Devrimini yakalasa da Komünizmle yönetilen Demokrasiye geçmemiş bir ülkedir. Bu yönden Uygurlar baskı ve şiddet ve kıyımlarla karşı karşıya gelmekte, Türkiye ve Dünya buna seyirci kalmaktadır.
Bugün Doğu Türkistan'da çeşitli uluslar bir arada yaşamaktadır. Bugün Doğu Türkistan nüfusu yaklaşık 20 milyon olup bunun % 55 Uygur kökenlidir
Etnik dağılım ise 2 milyon nüfuslu başkent Urumçi'de % 14, Turfan'da % 70, Kaşgar'da % 85 oranında Uygurlar yaşamaktadır. Diğer kentler aşağı haritada görülmektedir.
Dünyanın Mühendislik Harikası Karız (Kehriz) Yeraltı Kanalları ve Tünelleri Turfan'ın bulunduğu sahaya hayat vermektedir. Uzunluğu yaklaşık 5.000 km olan bu harika kanallar bugün de bu kente hayat vermektedir. Bu kanalları yaklaşık 2000 -2500 yıl önce açtırıldığı tahmin edilmekte benzer kanalların Çin'in başka yerlerinde de görülmektedir Kesin olarak hangi tarihte ve hangi yönetici tarafından açıldığı tasarlayan mühendisi bilinmemektedir.
Uygurların Tarihine dönelim. 5. yüzyıl öncesi hakkında muhtemelen Çinliler tarafından yönetildiği ve gelen yetersiz bilgilerinde Çin kaynaklarından geldiği kabul edilmektedir.
Doğu Türkistan 487-541 yılları arası Türk Gouche'ler tarafından, daha sonra Roulen'ler tarafından daha sonra Göktürkler tarafından yönetilmiş 8 yüzyılda Uygurlar bölgeye hâkim olmuş, 762 tarihinde Mani (Maniheizm) dinini remi devlet dini olarak kabul etmişlerdir. Uygur Kağanlığı 856-1369 yılları bölgede kurulan ilk yerleşik düzene geçen Türk toplumudur.
Uygurlar Türk tarihinde ilk kent kuran Türk devletidir. Kurulan kentin ismi Ordu Balık ya da Karabalsugan olarak bilinir, Bugün mevcut olmayan Belasagun olarak da bilinen kent Moğolistan sınırları içinde Ulan Batur'un batısında Orhan Nehri yakınlarındadır. Burası Göktürk yazıtlarının olduğu bölgedir.
Orhan Nehri Moğolistan'ın kuzeyinde Baykal Gölüne dökülmektedir. Kutad Kubilig yazarı Yusuf Has Hacip (1017-1077) bu kentte doğmuştur. Gene de kentin yeri hakkında farklı görüşler vardır. Bu çağda kurulan bir diğer kent Ötüken olup ne zaman kurulduğu hakkında net bilgilere ulaşamadım. Türklerin ilk Ata toprağı Moğolistan içinde denilebilir.
Bir fikir verme açısın Anadolu'da ilk kurulan kent Çatalhöyük MÖ 6500, Irakta kurulan Sümer Kenti Uruk MÖ 3500
Doğu Türkistan haritası eklenmiştir.
Devam edecek