Karabağlar yaylasındaki yurdumuzda dostlarımızla ara ara yüzünü gösteren kış güneşinin sıcaklığını hissettik. Kış gelmeden neden kış mevsiminden bahsediyorum?Ömrümüzün sonbaharında ruhumuzun kış mevsimine dönüşmesinden ne yazık ki. Her gün aldığımız acı haberler, yangınlar,cinayetler, tacizler ruhumuzda derin yaralar açıyor. Bu açılan yaraların tedavisi mümkün mü?
Bin dokuz yüz seksen altı yıllarında bir arkadaşım Doğu hizmeti görevinde çalıştığı kasabada komşusuna kaç çocuğun var diye sorduğunda komşusu: "Üçtür."demiş. Arkadaşım da "Olur mu, kızın beş kardeşi olduğunu söylemişti?" demiş. "Ha, onlar kızdır, biz onları saymayız." diye cevap vermiş. Düşünün, bir anne kız evladını evlattan saymıyor. 1986'dan beri ne değişti? Neler değişti? Bir arpa boyu yol alabildik mi acaba?
Hayat merdivenlerimize tırmanırken bazen hızlandık; bazen yorulduk, dinlenme ihtiyacı duyduk. Ama hep yaşama sevincimizi kaybetmemeye çalıştık. Umutla, şevkle engelleri aşma çabasında olduk her zaman. Bu tırmanışta en çok ihtiyacımız olan şey ise dostlarımızın yanımızda olduğunu bilmekti. Bu günlerde dostlarla olmak ise korku filmlerinde verilen beş dakika aralarda hissettiğimiz ferahlama gibi bir şey. Arkadaşlarımızı beklerken eşimle Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Yaş Otuz Beş" şiirini mırıldandık birlikte.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hâtırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
"Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir" dizesi üzerinde durduk en çok.
Pandemi yalnızlığından sonra bize kalan en kötü şey yalnızlığa alışmak oldu maalesef. Ekonomik koşulların da etkisiyle kendi kabuğuna çekilme psikolojisi baş gösterdi. Sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar da hepimizi yanlızlığa itti. Herkes her şeyi görüyor, duyuyor oldu. Bir de takipçilerinin çoğalmasından mutluluk duymaya başladı insanlar. Bir arkadaşıyla, hiç görüşmeden, sesini bile duyma ihtiyacı hissetmeden; onun yediğinden, içtiğinden, nereye gittiğinden haberdar olması yetti ona belki de. Görmediği bir çok kişinin hayatına girerek yalnızlığı artan kişiler yaratılmadı mı? Kalabalıklar içinde kaybolan kişiler çoğaldı.
En büyük dileğim korku film aralarını çoğaltmak, dostlarla daha sık birlikte olma fırsatı yakalamak. Sonbaharın en bereketli günlerini kışa döndürmeden yaşayabilme umudunu taşımak.Yalnız yüz yüze görüşemediğim beni gönülden destekleyen değerli arkadaşlarımı bu yorumlardan ayrı tutuyorum. Onlar da iyi ki varlar!