NİÇİN ATATÜRK

 

"Oldum olası (Mustafa Kemal'in elini öptüğüm ve leblebilerini yediğim 9 Ekim 1937 Cumartesi gününden beri) bir Atatürk hayranı, bir Atatürk fanatiği ve mensubu bulunduğum bu toplumun şanslı bir bireyi olmanın gururu ile yaşayan bir kişiyim. Bu değerler, benim için yaşamım süresince bana sunulan en yüce ödül olmuştur."

                                  Hanri Benazus

     Hanri Benazus ve eşi Sevgi Hanımla 1995 yılında tanışmıştık. Daha ilk günden birbirimize ısındık, sevdik ve dost olduk. Sonraki yıllarda da birlikteliğimiz, görüşmelerimiz devam etti. Hanri Benazus, yüz yüze olsun telefonda olsun ağabey sıcaklığını her zaman hissettirti bize. Onun anılarını dinlerken çok özel bir şey fark ettim: Onun Atatürk'e olan derin hayranlığı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü atası ve bu vatan topraklarını özvatanı bilmiş, ülkesi için çalışmış özel insan Hanri Benazus'tan Atatürk'ü dinlemek, bizim için paha biçilmez bir değerdi. Atatürk hakkında yazdığı eserleri adımıza imzalayıp hediye ederken gözlerindeki ışıltıyı her seferinde fark ettik.

    Benazus, sık sık İngiltere Başbakanı David Lloyd George'un şu sözlerini hatırlatırdı bize:

 "Arkadaşlar, yüzyıllar nadiren dahi yetiştirir. Talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elimizden ne gelebilirdi?"

  Bir insanın dehasını düşmanları dahi kabul ediyorsa ve ona saygı duyuyorsa, bu hepimiz için bir gurur kaynağıdır. Sevgili Atamızla ne kadar gurur duysak azdır.

    Her 10 Kasım'da onu anarken, çocuklarımıza ve gençlerimize bu vatan topraklarının kolay kazanılmadığını; başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere binlerce isimli-isimsiz kahramanımızın, bizim huzur içinde yaşayabilmemiz için bu toprakları emanet ettiklerini öğretmek çok önemlidir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Atatürk'ün ilke ve inkılaplarını kendisine düstur edinen gençlerin sayısının bir çığ gibi çoğalması, yüzyıllar geçse de bu değerlerin bir milim bile azalmaması en büyük sevincimizdir.

  Hanri Benazus'un çocukluğunda başlayan Atatürk sevgisi, onun 4500 adetlik ilk Atatürk fotoğrafı koleksiyonuna kadar uzanmıştır. Bu koleksiyonun bir kısmını Türkiye'nin çeşitli yerlerinde sergiler açarak, konferanslar vererek ve ömrünü Atatürk'e adayarak paylaşmıştır. Benazus'un şu sözleri onun ne kadar mütevazı bir kişiliğe sahip olduğunu da gösterir:

 "Ne mutlu Türküm diyene" sözüyle, beni sıradan bir azınlık mensubu olmaktan çıkarıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına ve en önemlisi Türklüğe yücelten bu büyük insana karşı küçücük de olsa bir vefa örneği gösterebilmiş olmayı çok istedim."

  Nihayet yanmış, yıkılmış, kanlara bulanmış savaş meydanlarını gözümüzün önüne getirirsek, toprakları işgal edilmiş, parçalanmış kendisini emperyalist güçlere adeta teslim etmiş bir milletin Mustafa Kemal'in önderliğinde bağımsızlık mücadelesini kazanarak yeniden doğuşunu  hepimiz biliyoruz.

    O halde; onun ilke ve devrimlerine, cumhuriyetin kazanımlarına, laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetine, sosyal hukuk devleti ilkesine, demokrasiye gönülden bağlı, milli birlik ve bölünmez bütünlüğüne sahip çıkan, tarihini, öz değerlerini iyi bilen, evrensel değerleri, bilimin, aklın üstünlüğünü benimseyen, ülke sorunlarına duyarlı, insan haklarına saygılı, sorumluluklarını en iyi biçimde yerine getiren, yurttaşlık bilincine sahip bireyler, gençler yetiştirmek arzusunu gerçekleştirme görevi bize düşmektedir.

  Atamızı rahmet, minnet ve sonsuz saygıyla anarken onun fikirlerine sahip çıkanlara, eserlerini yaşatanlara da gönülden teşekkür ediyorum.

      Ne Mutlu Türküm Diyene!

 

                        Münevver Ongun

YAZARIN DİĞER YAZILARI