AİZANOİ ANTİK KENTİ / ÇAVDARHİSAR


                Değerli okurlar, Kütahya' da ortamı uygun bulunca bir gün daha konuk olup 3 Ekim günü erkenden aracımıza atlayarak Kütahya' dan ayrılıyoruz. Yer yer çıplak, yer yer de bölgenin özel bitki örtüsüyle kaplı bozkırda, düzgün asfalt yollarda epeyce bir yol aldıktan sonra Çavdarhisar ilçesine vasıl oluyoruz. Henüz erkendir ve kahvaltı için bir yer arıyoruz. Asfaltın hemen yanındaki bir lokantayı işaret ediyorlar. Selam vererek lokantaya giriyor ve birer çorba söylüyoruz. Çorbalarımızı yerken (içerken değil) laf lafı açıyor ve orada çalışan 60 yaşlarındaki kadın, "Ben AİZANOİ' ye daha hiç gitmedim!" diyor. Daha buna hayretimiz geçmeden çorba ücretini ödemek için hesabımızı soruyoruz. İkinci bir ŞOKKK!!!... Seksen (80) lira! Diyor lokanta sahibi. "Biri mi, ikisi mi?" diye soruyoruz. "İkisi seksen lira" diyor lokantacı. Yeni bir şokkkk. Siz, bizim oralara gelin de fiyat görün.  Neyse.

                Yıllardır hayallerimizi süsleyen AİZANOİ antik kentine ulaşıyor ve aracımızı park yerine bırakıp GİRİŞ' teki işlemden sonra rüyalarımızda görmeye başladığımız antik kentin tepedeki ZEUS sütunlarına doğru yükseliyoruz. Bu sütunlar öylesine devasa eserler ki, kaidesi ve başlığıyla birlikte yüksekliği 10 metreyi buluyormuş. Hanım bir yandan ben bir yandan yılların hasretiyle yanıp tutuştuğumuz antik kentin harabelerine doğru ilerliyor ve gözümüzün gördüğü her ayrıntıyı kameralarımıza kaydediyoruz. Aman bu ne zenginlik, bu ne bitmez-tükenmez-akıl/sır ermez taş işlemeleri. Biz en iyisi bu antik kenti yetkili kaynaklardan aktaralım: Bakın neymiş AİZANOİ:

AİZANOİ HAKKINDA/ÇAVDARHİSAR KAYMAKAMLIĞI: AİZANOİ, Frigya' ya ait AİZANİTİS' in başkentidir. Roma öncesi Dönemine ait çok az bilgi vardır. Bölgedeki erken dönem yerleşiminin M.Ö. 2 binli yıllara kadar gittiği söylenir. AİZANOİ, Zeus Tapınağı, Stadyum, Tiyatro kompleksi ve Macellum ile Roma Döneminin en önemli kentlerinden biridir. Stadyum-Tiyatro kompleksinin dünyada bir örneği daha yoktur. 13 bin beş yüz kişilik stadyum ve 20000 kişilik tiyatro yan yana yapılmıştır. Aizanoi' de yar alan Macellum, dünyanın en eski alış-veriş merkezlerinden biridir. Ayrıca dünyada ilk borsanın kurulduğu yer de burasıdır. Macellum' da satılan ürünlerin fiyatlarını gösteren yazıtlar yer alır mermerler üzerinde. Bu yazıtlar, dönemin enflasyonuyla mücadele edebilmek adına Roma İmparatoru DİOCLETİANUS tarafından kontrol edildiği anlatılır. Bir tepenin üzerinde yer alan kentin ana kutsal alanı ZEUS TAPINAĞI, şimdiye kadar en iyi korunagelmiş ZEUS Tapınaklarından biridir. AİZANOİ ANTİK KENTİ' nin geçmişi M. Ö. 3000' li yıllara dayanır. Frigya' ya bağlı olarak yaşayan AİZANİTİS' lerin ana yerleşim yeriydi. Helenistik Dönemde bu bölge, değişimli olarak Bergama' ya ve Bithinya' ya bağlı iken M.Ö. 133' te Roma egemenliğine girmiştir. Roma İmparatorluk Döneminde tahıl ekimi (çavdarı meşhur), şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiş ve ünü bölge sınırlarını aşmış olan Aizanoi' de kesin kentleşme bulgularına ancak 1. Yy' ın sonlarına doğru rastlanmaktadır. Bu kentin görkemli yapılarına ZEUS TAPINAĞI ile başlanıldığı aktarılıyor. M.S. 2. yüzyılın ortalarında küçük bir tapınak olarak kabul edilen bir Heroon' u bulunan ve çevresi galeriyle çevrelenmiş olan AGORA yapılmıştır. Güneyde DOR sütunlu galeriyle çevrili alan, tapınağı çevreleyen galeriden daha önce yapılmıştır. Bu görkemle yapıların bir kısmı günümüze kadar ulaşabilmiştir.

ZEUS TAPINAĞI: Bu tapınağı izlerken başınız göklere doğru yükselir ve dünyada bir başka benzerinin daha bulunmadığını görür/anlarsınız. Gerek plan olarak benzeri yok, gerekse dünya üzerinde günümüze en sağlam olarak gelebilmiş ZEUS TAPINAĞI özelliğini taşıyor. Şehrin ana kutsal alanı olan ZEUS TAPINAĞI' nın yapılabilmesi için Anadolu' nun erken evrelerine ait tabakaların ortadan kaldırılmış olduğu son kazılarda ortaya çıkmıştır. Tapınak avlusunun seviyesinde, hemen altında Erken Bronz Çağı II' ye tarihlendirilen (M.Ö. 2800-2500) seramik parçaları ele geçirilmiştir. Ortadan kaldırılan tabakaların molozları tapınak alanının tekrar dolgusu sırasında kullanılmış olduğu düşünülmektedir. Tapınağın yapımına M.S. 2. Yüzyılın 2. Yarısında başlanmıştır. Yapı için gereken harcamalar tahmini olarak geniş tapınak arazilerinin icara verilmesiyle sağlanmıştır. Toprağı kullananlar, uzun yıllar para ödememekte direnmişlerdir. Ancak İmparator Hadrian' ın kararıyla paralar ödenince tapınağın inşasına başlanabilmiştir. İmparator ile kent arasında bu konuyla ilgili yazışmalar, Aizanoi için o kadar önemliydi ki, tapınağın ve galerisinin (Pronaos) kuzeyinde özel olarak bu yazıta hazırlanmış olan yeri bu güne kadar korunmuştur. Aynı duvarın dış kısmında da uzun yazıtlar vardır. Burada köprünün yazıtından bildiğimiz M. Apuleius Eurykles' ten söz edilmektedir. Yazıt, Eurykles' in erdemlerinden ve kent için yaptığı işlerden övgü ile bahsetmektedir. Tapınağın yazıtlarının ve kesme taşlarının üzerinde savaş sahnelerini, atlıları ve atları gösteren çizimler bulunur. Bu çizimler 13. Yüzyılda tapınağın çevresindeki surlarda korunak arayan Çavdarlar' ın yaşamlarından sahneler göstermektedir. Peristasis' te kısa yanların her birinde 8' er, uzun yanların her birinde ise 15' er İON sütunu yer almaktadır. Sütunlarda iç mekânlar, (Pronaos, cella ve opisthodomos) arasındaki uzaklık, sütunlar arasındakinden iki defa daha geniştir. Böylece burada mükemmel planlı bir tapınak uygulanmıştır. 53x35 m. Ölçülerindeki podyum üzerine yapılan tapınak ile tonozlarla örtülü büyük bir alt yapının birleşimi Anadolu' daki Roma Mimarlık sanatına pek alışılmamış bir durumdur. Cella, opisthodomos ve pronaosu bütünüyle kaplayan alanın altındaki alt yapının daha önceki araştırmalarda AİZANOİ' de METER STAUNENE adıyla tapınılan Anadolu' nun Tanrıça KYBELE' sinin kült yeri olduğu düşünülmektedir. Tapınağın kuzey/batı alınlığında, orta akroterde bir kadın büstünün bulunması, tapınağın yalnız tanrıların babası ZEUS' a değil, aynı zamanda Tanrıça KYBELE' ye de adanmış olduğunu gösteriyor. Son araştırmalar ise tapınağın çift Tanrıya; hem ZEUS hem de KYBELE' ye adanmış olamayacağını ortaya koymuştur. Etki uyandıran alt yapı ise belki de kehanet yeri veya tapınağın deposu işlevini görüyordu. Kadın büstü, biçimli akroter, tapınağın önünde, buluntu yerine yakın bir yere konulmuştur.

STADYUM VE TİYATRO: AİZANOİ' deki stadyum-tiyatro kombinasyonunun benzeri yoktur. Stadyumda yapılan 1982-1990 yılları arasındaki araştırmalar, bu yerin M.S. 160 yılından sonra başlayıp aralıklarla M.S. 3. Yüzyılın ortalarına doğru bir yapım süreci geçirdiğini ortaya koymuştur. Stadyum girişinin doğusundaki onarım sırasında yeni bulunan ve tekrar yerlerine konan yazıtlar, kendisini daha önce ana köprünün yazıtlarından tanıdığımız M. Apuleius Eurykles' in bu kompleksin yapımında da rol oynadığını gösteriyor. Stadyumun oturma sıraları hafif çok genli biçimde olduğundan yapı, ortada genişlemektedir. En geniş kesimde batı kısımda bir kapı binası vardır. Restorasyon sırasında podyum üzerine konmuş iki oturma taşı, bu kapı binası daha sonraki bir dönemde oturma basamaklarıyla örtülerek kullanılamaz hale getirilmiştir. Stadyumun tiyatroya bakan cephesi, mermer kaplı bir duvarla sınırlıdır. Bu durum aynı zamanda tiyatro sahnesinin de arka tarafının kaplamasıdır. Mermer parçaları bu gün stadyumun kuzeyinde görülebilmektedir.  Bu cephe duvarının alçak kaidesi DOR düzenindedir. Pencereli ilk kat üzerinde büyük kemer açıklıklı yüksek Attika katı gelmektedir. Tiyatronun sahne kısmı zengin mermer bezemelerle kaplıdır. Bu bezemeler, yüzyıllar boyu süregelen çeşitli depremler yüzünden oturma basamaklarının ortasına yıkıldıkları gibi kalmışlardır. Sahne binasını süsleyen, özenle yapılmış, mermer mimarideki bezemeler üzerine yapılan araştırmalar, yapının önce tek kat olduğunu ortaya koymuştur.  Daha sonra stadyum genişletilirken buraya da ikinci bir kat eklenmiştir.  Mermer mimarinin çok az bir kısmı, asıl yeri olan mermer kalker taşlı yapının önünde kalmıştır.  Düşmüş mermer parçaları arasında av sahnesi betimli kaliteli friz parçaları özellikle dikkatleri çekmektedir. Yazı, "YUVARLAK YAPI ve GEÇ ANTİK SÜTUNLU CADDE-MOZAİKLİ HAMAM-KÖPRÜLER-METER STEUNENE KUTSAL ALANI-ANTİK BARAJ ve TAŞ OCAKLARI vs. başlıklarıyla devam ediyor. Sınırımızı aşmamak için bu kısımları meraklılarına bırakıyoruz.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI