ANEMURİUM ANTİK KENTİ/MERSİN

ANEMURİUM ANTİK KENTİ/MERSİN

                Değerli okurlar, Anamur'da MAMURE KALESİ' nden çıkıp da muz bahçelerini geçince Anamur'u neredeyse geride bırakmıştık. Ancak bir dönemeçten sağa dönerken karşımızdaki levhada ANEMURİUM ANTUK KENTİ levhası ayan/beyan kendini gösteriyordu. Ancak güneş iyice aşağılara inmeye başlamış ve önümüzde daha epeyce uzun bir yol vardı. Aklımız bu antik kentte kalsa da yolumuza devam ettik. Eve geldikten sonra kısa bir araştırma yaptık ve ne derecede güzel bir antik kenti geride bıraktığımızın bilincine vardık. Olsun, görsellerden, yazılardan ve belgesellerden oldukça geniş bir bilgi sahibi olduk. İstedik ki, bu bilgileri sizinle de paylaşalım.

"1960' lı yıllarda TORONTO Üniversitesi'nden Elisabeth Alföldi tarafından başlatılan yüzey araştırmaları daha sonra Kanada British Colombia Üniversitesinden Prof. James Russel başkanlığında kazı ve restorasyon çalışmaları şeklinde 1998 yılı sonuna kadar sürdürülmüştür. Yapılan kazılarda çıkan buluntular arasında balıkçı aletleri, inşaat, terzi, çömlekçi aletleri, sikkeler, kurşun, mühür, kantar ağırlığı, dokuma aletleri, anahtar, kilit, oyun ve eğlence aletleri, usturalar, makyaj malzemeleri, kolye, küpe, bilezik, altın, kemer tokaları sayılabilir.

                Anemurium' da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kentin adı bir liman listesinde geçtiği için onun İ.Ö. 4. Yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir. İ.S. 1. Yüzyılda gelişmeye başlayan COMMAGENE KRALLIĞI' nın bir bölümü olan ANEMURİUM' da Kral 4. ANTİOKHOS' un sikkelerinin basıldığı bilinmektedir. Kenti çevreleyen surlar bu dönemde yapılmıştır. Antik kent zikzaklı sur duvarlarıyla çevrili olup kale içindeki yerleşim tepeden denize inen bir duvarla ikiye ayrılmıştır.

                Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle özellikle Roma Döneminde ara istasyon konumunda olan Anemurium, kara yoluyla önemli Roma kentlerinden biri olan GERMANİOPOLİS ile bağlantılıdır. Bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur. Şu anda ayakta kalan şehrin önemli yapıları da bu dönemden kalmadır. Şehrin bu parlak dönemi, İ.S. 260 yılında PERS ordularının eline geçmesiyle son bulmuştur. Anemurium, daha sonra 5. Yüzyılda İSAURİA' lıların eline geçmiştir. İSAURİALI ZENON, döneminde şehir, refaha kavuşmuş ve durum 6. Yüzyıla kadar sürmüştür. Bu döneme ait kiliselerle birlikte iki küçük hamam kalıntısı bulunmaktadır. 7. Yüzyılda Arap akınlarına uğrayan kent bu tarihten sonra tamamen terk edilmiştir. Toplam 1,5 km. uzunluğundaki surların inşasında yörenin mavi kireç taşı kullanılırken, HELENİSTİK Döneme ait gözetleme kulelerinde beyaz renkli taş kullanılmıştır. Odeon' un kuzeyinde yer alan tiyatronun yamaca dayalı oturma yerlerinden iz kalmayan çevre duvarlarının bir kısmı görülebilmektedir.

                Buranın iki girişi bulunmaktadır. Girişler kemer ve tonozlarla çevrelenmiştir. Tiyatronun karşısında yer alan Odeon, dikdörtgen planlı ve iki girişlidir. Yarım daire şeklindeki oturma yerleri yaklaşık 900 kişiliktir. Halk hamamı, tiyatronun batısında yer almaktadır. Ören yeri çevresindeki en büyük hamam yapısıdır ve iki katlıdır. Üç ısınma holü ile iki yüzme havuzu bulunmaktadır. Alt katta tonozlu yapılar yer alırken yapı içinde yatay künk su dağıtım sistemleri görülebilmektedir. Geometrik desenlerle bezeli bir taban mozaiğinden ise çok azı kalmıştır. Nekropol alanı ile deniz arasında kalan ikinci bir hamam daha bulunmaktadır. Bu hamam üç sahandan oluşmaktadır. İç mekânlarda ve son sahanın tabanında mozaikler bulunmaktadır. Gymnasion odeonunun güney batısında yer almaktadır. Bütün tabanı geometrik desenlerle süslenmiş mozaiklerle kaplıdır. 100 metre uzunluğunda üç tarafı stoalarla çevrili ve yaklaşık 1000 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Kentin kuzeyinde, doğu-batı yönlü olarak iki sıra halinde yapılmış su kemerleri yer almaktadır. Bunlardan üst sıralarda yer alan daha basit tarzda inşa edilmiştir. Anemurium ören yerine ait nekropol alanı Elaiussa-Sebaste gibi bölgede en iyi korunmuş alanlardan biridir. Yaklaşık 350 mezar bulunmaktadır." Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.

ARAŞTIRMA TARİHİ: Antik dönemde, STRABON, yazılarında ANEMURİUM kentinden söz etmişti. 19. Yüzyılda kent, Akdeniz kıyılarının çıkarma göreviyle bölgeye gelen İngiliz Kaptan Francis Beaufort tarafından incelendi. Beaufort 'KARAMANYA' adlı kitabında gerek kentin kalesini gerekse kaledeki antik eserleri anlatmaktadır. 20. Yüzyılda ise kent, Kanada' lı arkeologlar tarafından araştırıldı. 1960 yılında ise Toronto Üniversitesi' nden Elisabeth Alföldi ve 1998 yılında da British Colombo Üniversitesi' nden James Russell yüzey araştırmaları yaptılar. Anemurium antik kenti, Anamur'a 7,5 km. Mersin'e ise 237 km. uzaklıkta bulunaktadır. Başta HİTİTLER olmak üzere birçok medeniyete ev sahipliği yaptığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Anamur ilçesinin Akdeniz kenarında yaklaşık 600 dönümlük bir arazide yer alan ANEMUNİUM antik kentinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Selçuk Üniversitesi adına Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet TEKOCAK başkanlığında birçok farklı disiplin ve Üniversitelerden akademisyen ve öğrencilerden oluşan ekip tarafından kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları yıl boyunca aralıksız sürüyor. Çalışmaların başladığı 2016 ile 2018 yılları arasında daha çok yüzey taraması yapılan antik kentte son dört yılda ise hem kazı hem de konservasyon, restorasyon çalışmalarının yanı sıra su altında da taramalar yapılıyor. Neropol alanındaki kaya oygu yeraltı oda mezarlarından birinde aynı mezarda gömülü 4 bireye ait iskelet bulundu. 2 bin yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen iskeletlerin bozulmadan gömülmüş olmaları dikkati çekti. Bu iskeletlerin ilgili antropologlarca laboratuvar incelemesi yapılacağı bildirildi. Gelecek yazılarda buluşmak umuduyla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI