KÜTAHYA KALESİ ve HIDIRLIK TEPESİ.
Değerli okuyucular, Rehberimiz Nurettin Bey, bizi kaleye kadar da çıkardı ve Döner Gazinoda çepeçevre Kütahya manzarasını izleme olanağı bulduk. Kalenin en tepe noktasına 70' li yılların başlarında bir gazino yapılmış ve dönerli olmasına da özen gösterilmiş. Oturduğunuz masa, 43- 45 dakika sonra 360 derece dönerek size tüm Kütahya' yı tepeden izleme olanağı sunuyor. Uzaklara yakından bakmak için iki de dürbün konulmuş. Kalenin geçmişi oldukça eski. Bakın kaynaklar bu konuda neler söylüyor. Belediye broşüründen;
KÜTAHYA KALESİ: Kente hâkim bir tepede yer alan Kütahya Kalesi, 72 burcuyla ülkemizin en önemli kalelerinden biridir. Bizanslılar döneminde yapılmış, Selçuklular, Germiyanoğulları ve Osmanlılar zamanında yapılan onarım ve eklemeleriyle güçlendirilmiştir. Kale içerisinde 40 yıl kadar önce yaptırılan Döner Gazino, 45 dakikada 360 derece dönerek ziyaretçilerine oturdukları yerden kent manzarasını izleme olanağı vermektedir. Kütahya Kalesi' ne ulaşım sağlayan yolara Kütahya Belediyesi tarafından doğal taşlar döşenmiş, tepe noktasında seyir terasları, park yerleri ve çocuk oyun alanları oluşturulmuştur.
KÜTAHYA KALESİ: KÜTAHYA'NIN TARİHİ MİRASI: Tarihi boyunca çeşitli medeniyetlere kucak açmış bu şehir, Kütahya tarihinin en görkemli şahidi Kütahya Kalesi. Bir Bizans eseri olan Kale, halk arasında HİSAR olarak anılıyor. Bu önemli tarih mirası, Kütahya' lı seyyah/yazar Evliya Çelebi' nin eserinde Türkiye' nin 3. Büyük kalesi olarak geçiyor. Tarihle doğanın müthiş bütünleşmesine tanık olacağınız Kale, harika bir panoramik Kütahya manzarası sunuyor. Üstelik gündüz ve gece ayrı ayrı görülmeli. Gecenin karanlığında şehrin sokaklarının ışıkları adeta bir gerdanlığı andırıyor.
Bu kale, Bizanslılar' dan günümüze miras kalan birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, oldukça önemli bir eser. Kütahya' ya yolunuz düştüğünde bu tarih mirasını görmeden sakın oradan ayrılmayın. Maruf mahallesinde yer alan kalenin kent merkezine uzaklığı yaklaşık 3 km. Bu kale, M. S. 8. Yüzyılda yapılmış bir Bizans yapısı. Bizanslılardan sonra Selçuklu, Germiyanoğlu ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından da kullanılan kale yapıları, ilave ve onarımlarla günümüze kadar gelmiştir. Kale; Yukarı, İç ve Aşağı Kale olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Yukarı Kale veya Eski Kale, Bizanslılar zamanından kalma iken Yeni Kale, Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmış. 72 burcuyla Türkiye' nin 3. büyük kalesi olma özelliğini taşıyor. Böyle bir kale olur da hiç EFSANESİ olmaz mı?
KÜTAHYA KALESİ EFSANESİ: Bu kalenin efsanesi de şöyle: Bir zamanlar Kütahya' da olağanüstü, dev gibi iri ve olağanüstü güçlü adamlar yaşıyormuş. Bu adamların ömürleri de çok uzunmuş. Susadıklarında eğilip üç km. ilerideki FELENT ÇAYI' ndan su içerlermiş. Bir gün liderleri bu adamlara yan yana dizilmelerini emretmiş. Sıranın bir ucu Yoncalı' ya, diğer ucu Nemrut Kayası' na ulaşmış. LİDERLERİ, Nemrut Kayası' ndan parçalar kestirmiş ve oda büyüklüğünde kaya parçaları, elden ele taşınmış ve GULAM KÖYÜ diye bir köyün yanında şimdiki Hisar Tepe'ye taşınmışlar.
Şimdiki ENNE KÖYÜ' nün adının bu olaydan kaynaklandığı söyleniyor. Daha önceden ELELE olan köyün adı, zamanla ENNE' ye dönüşmüş. Kalenin yapımı uzun sürmüş ve sonunda görkemli bir kale yükselmeye başlamış. Bu esnada bin yaşında olan başkanın bir oğlu 300 yaşında iken birden ölüvermiş. O güne kadar ölümle ilk kez karşılaşan Başkan, yaptığı kaleye bakarak şu sözleri söylemiş:
"ÜÇ YÜZ YAŞINDA OĞLUM ÖLDÜ HAMI TRAŞ / BU DİYARDA ÖLÜM OLDUĞUNU BİLEYDİM/ KOYMAZDIM TAŞ ÜSTÜNE TAŞ."
Kalenin ilk inşasının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Ancak, Bizans İmparatorları, şehre hâkim yüksek ve sarp bir tepe üzerine şato yaptırmışlar. Burçlarla tahkim ederek şatoyu iki kat sur içerisine almışlar. Yukarı kalenin taş kapıdaki yazıtından Germiyanoğlu Süleyman Şah tarafından 1377-1378 yıllarında yaptırıldığı anlaşılıyor.
Yahya Kemal'in; "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" dizesi meşhurdur. Biz de Kütahya' ya Kaleden sonra ikinci bir tepeden baktık. Yemyeşil ağaçlar arasındaki tepede en zirvedeki yalçın bir kayanın üzerine tek odalı bir türbe kondurulmuş. Bu yapıyla ilgile bilgiler girişteki levhada yazılı. İşte:
HIDIRLIK TEPESİ KİTABESİ: H. 634-M. 1236 Senesinden H.644-M.1248 Tarihine kadar hükümet etmiş olan Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev zamanına aittir. Bu mescid Selçuk ümerasından İmamüddin Hazer Dinari yaptırmıştır. İmamüddin Selçuk Ümerasından ise de sonundaki Hazer Dinar i' nin aynı dönemdeki Erman Şahlardan Aksungurlu Hazer Dinari' nin kölesi olduğu ve sonradan Selçukluların hizmetine girdiği ihtimalini kuvvetlendirir. Balıklı Camii ve Hıdırlık Mescidinden başka Hazer Dinari' nin Sadettin Camii' nin yerine bir mescid daha yaptırıp Hazret 'i Dinar denilen aşağı çarşı suyunu şehre getirdiği ve Kütahya Mevlevihane'sinin yerine de önceden bir mescid yaptırdığı bilinmektedir. Mevlevihane mescidi şimdi türbededir. Mahalli inanışa göre İmamüddin Hazer Dinari. Kütahya' nın fatihidir. Evliya Çelebi ise O'nu Germiyan Hükümdarının Veziri olarak gösterir ve Kütahya' da medfun (defnedilmiş) olduğunu söyler. Yine mahalli söylentiye göre esas defnedildiği yer Sadettin Camiinin yerindeki eski mescidin olduğu yerin İmamüddin Hazer Divanı muhtemelen Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus zamanında vefat etmiştir. Ankara'da 'AHİ ELVAN' Camii minberini yaptıran Elhac Elvan Mehmet Beyin Dedesi Nizameddin Hazer ile İmamüddin'in kardeş olmaları ihtimaldir. Kültür Turizm İl Müdürlüğü. NOT: Yazımıza üç de fotoğraf ekledik.