LETOON ANTİK KENT GEZİMİZ

LETOON ANTİK KENT GEZİMİZ

                Değerli okurlar,  Patara antik kentinden ayrıldıktan sonra Kınık yoluyla Eşen çayını geçip Seydikemer sınırlarına girince soldaki levhada "LETOON 10 km" yazıyordu. Letoon, antik kenti aynı zamanda Kumluova Köy' ünde yer alıyordu. Direksiyonumuzu sola kırarak Kumluova/Letoon yoluna girdik. Bol virajlı, kıyıları sarı çizgili güzel bir asfalt yol bizi doğruca Letoon'a ulaştırdı. Güzel bir havada antik alana duhul eyledik ve her antik alanda olduğu gibi levhaları ve antik yapıları izleyerek tarihin derinliklerine doğru yol almaya başladık. Letoon antik kenti gezdiğimiz antik kentler içinde belki de en derli toplu olan bir kentti. Tiyatro levhasından girerek kenti tanımaya/tanıtmaya çalışıyoruz. " Tiyatro yapısı iyi korunmuştur. LYKİA tiyatroları içerisinde caveası (oturma bölümü) çok iyi korunmuş örneklerden biridir. Sahne binası henüz tam anlamıyla ortaya çıkarılamamıştır. Yapı, Helenistik Dönem' de yaklaşık M.Ö. 2. YY da inşa edilmiştir. Tiyatronun kapasitesi yaklaşık 7.800 kişidir. Orkestranın (Erken dönemde koronun şarkı söylediği yer) çapı 80 metredir. Orkestrası, paradosları ve sahnesiyle Helenistik gelenekte inşa edilmiştir. At nalı formundaki caveanın 3/4' ü TÜMTÜM Tepenin yamacına yaslanmaktadır. Orta bölümü ana kayaya oyularak şekillendirilmiş, yan kanatları ise bu işlem sırasında çıkan bloklar kullanılarak inşa edilmiştir. Cavea, diazoma (Yatay yürüme koridoru) ile ikiye ayrılır. Caveada toplam 36 oturma sırası vardır. Cavea alt bölümünde 11 klimnakes (Dikey merdivenle) 10 kerkidese (Caveadaki  V biçimindeki oturma sırası bölümü) bölünür. Üst bölümde 21 klimnakesle 20 kernkidese bölünmüştür. Üst bölümde 19, alt bölümde 17 oturma sırası bulunur. Oturma sıraları dışında taht formunda prohedria (Prohedria adı altında ilk kez "önde oturan kıç!" anlamına gelen "Protokol" sözcüğü ortaya çıkıyor) koltukları vardır. Seyircilere gölge sağlamak amacıyla velum(İzleyiciler için gölgelik sistemi) ile caveanın üzeri Roma Dönemi' nde örtülmüştür. Sahne binasının büyük bir bölümü henüz toprağın altında olmasına rağmen yapılan kazılarda proskenes' i (Sahne binası zemin kat cephesi) Dorik ve İonuk cepheli olduğu anlaşılmıştır. Tiyatroya seyirci akışı doğu ve batı yönünden sağlanmaktadır. Güneybatı girişi ise alınlıklı ve Dorik düzende planlanmış olup metoplar düzenlenmeden bırakılmıştır. Tonozun iki yanında heykellerin yerleştirilmesi için oluşturulmuş nişler bulunmaktadır. Tiyatro, erken dönem metropolü üzerine yapılmıştır."

Antik alanın en belirgin yapılarından biri APOLLON TAPINAĞI' dır. " Cellasında yer alan Iyra, ok ile sadak ve merkezde üçgenlerin sınırladığı bir rozas/omphales motifinin betimlendiği üç bölümlü taban mozaiği nedeniyle Natri/Apollon' a atfedildiği anlaşılan tapınak temenos' un en doğusunda traşlanarak düzenlenmiş kayalığın hemen dibindedir. 27.97x15.07 m. Ölçülerindeki tapınağın en dışta yer alan son evresi 6x11 sütunlu bir peripterostur(Kapalı, kutsal mekân). Üç basamaklı bir podyum üzerinde yükselir. Tapınağın inşasından önce burada LYKİA mimarisine özgü taş temel üzerine ahşapla yapılmış 4.9x7.6  m. Boyutlarındaki erken tarihli bir tapınak günümüzde insitü olarak  Helenistik Dönem Tapınağı' nın cellasında yer almaktadır. Son yıllarda yürütülen çalışmalarla tapınağın Dor ve İon ögelerinin bir arada kullanıldığı karma düzende yapıldığı anlaşılmıştır.

ARTEMİS TAPINAĞI: "Üç tapınaktan ortada yer alan 9,5x18,5 m. Boyutlarındaki yapı, içlerinde en kötü korunmuş olanıdır. İon düzeninde yapılan yapının Templum in antis planlı olduğu ve girişinde ele geçen iki yazıt nedeniyle Ertemiti/Artemis' e ithaf olunduğu düşünülmektedir. Bu yazıtlardan biri günümüzde kazı deposunda korunan ve M.Ö. 380 yıllarına tarihlenen yerel hanedan Erbbina/Arbinas yazıtı, diğeri Zemuri/Limyra doğumlu Ntemukhlida/Demokleides tarafından Artemis' e ithaf edilen ve M.Ö. 360 yılına tarihlenen bir heykel kaidesidir. Bu küçük muhteşem tapınağı özgün kılan en önemli özellik, cellanın ortasında yükselen, basitçe traşlanarak bırakılmış ana kayadır. Anadolu' da ana Tanrıçalar kaya ile ilişkilendirilmekte, dağlar ve kayalıklar Tanrıçanın evi gibi algılanmaktadır. Yapının İonik ögeleri çok zarif ve ustalıklı taş işçiliğine sahiptir. Erbbina/Arbinas yazıtı nedeniyle yapının ikinci evresi M.Ö. 4. Yy. a tarihlenmektedir.

LETO TAPINAĞI: " Mimari bloklarının %80' i günümüze ulaştığı için dünyadaki en iyi korunmuş tapınaklar arasındadır. 18,75x32,25 metrelik ölçüleriyle Apollon Tapınağından biraz daha büyüktür ve alanın batısında kutsal su kaynağına en yakın noktada yer almaktadır. 6x11 sütunlu İon düzeninde bir peripteros(kapalı, kutsal mekân) olan yapı, derin bir pronaosa (cellaya geçit veren ön oda) ve puseudo opistodomosa(Tapınağın uzun kenarındaki duvar) sahiptir. Cellanın iç duvarlarında plasterler üzerinde yarım Korinth başlıkları kullanılmıştır. Kuzeybatıda eski yapı evresinin taban döşeminin bir kısmı in situdur( Latince: yerinde). Yeni yapı evresi, eski evreye göre doğuya doğru kaydırılmış ve yapı aksı da Apollon Tapınağı' nda olduğu gibi doğuya doğru değiştirilmiş olmalıdır. Yapı cellasında bulunan bir sikke grubu nedeniyle M.Ö.160-130 yıllarına tarihlenmiş olsa da bezeme ögeleri ve yapı tekniği tarihlendirmenin yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Yapıda onarım izleri de gözlenmektedir."

KUTSAL KAYNAK, HADRİAN ÇEŞMESİ. Leto Tapınağı' nın güney/batı köşesinde Letoon Kutsal Alanı' na adını veren kaynak fışkırmaktaydı. Söz konusu kaynak Leto Tapınağı' nın ikinci evresinin inşası ve depremler nedeniyle Tapınağın güneyinde Helenistik Dönemde moda olduğu şekliyle doğal kaynak mağaraları taklit eden yapay bir mağaranın içine alınmıştır. Bu mağara Luvice "ali(ya)", Lykçe "eliyana", Aramice "hwrnys",  Eski Yunanca' da genç kadın "nymphe" olarak adlandırılan kadim kaynak kültü tanrıçalarına adanmıştır. Su, Anadolu' nun kadim dinlerinde hem ibadet edilen bir öge hem de arındırma özelliği nedeniyle bir kült aracıdır. Yapay mağaranın içinde alana gelen ziyaretçilerin kutsal kaynak için getirdikleri armağanları bıraktıkları bir taş seki bulunmaktaydı.  Mağaranın önünde de taşla kaplı dörtgen bir teras inşa edilmişti. Mağaranın çevresindeki bu düzenlemelerle Letoon'un en erken tarihli tapınma biriminin kutsal kaynağın çevresinde su kültü için oluşturduğu anlaşılmaktadır.

                Hadrian çeşmesi' nin kuzeyinde, batı yönünden kutsal alana girişi sağlayan ve günümüze yalnızca temelleri ulaşmış olan propylon (Anıtsal kapı) yer almaktadır. Propylon' dan itibaren doğudaki Arruntii Anıtı' na kadar uzanan zemini taş kaplı, iki yanı yazıt ve artık heykelleri bulunmayan kaidelerle sınırlandırılmış "Kutsal Yol" bulunur. Yol, tapınakların önünde basamaklarla yükselerek tapınaklar seviyesine ulaşır. Ana kaya ve Apollon Tapınağı arasında tekrar basamakla yükselerek teraslar yönünde devam eder. Letoo Tapınağı' nın güney/batı köşesinde yer alan ve İmparator Traian'a ithaf edilmiş 1.75 m. Yüksekliğindeki yazıt ve yolun güneyinde yer alan İmparator Nerva' ya ithaf edilmiş olan yazıtlar dikkati çekmektedir. Devamında Bizans Kilisesi ve "LETOON ÜÇ DİLLİ YAZITI (Likçe, Aramice ve eski Grekçe)  levhaları dikkatleri çekmektedir. Antik alanın doğu kısmındaki kayanın boydan boya kesilip tıraşlanarak düz bir zemin elde edilmesi dikkatleri çekecek kadar önemlidir. İlginç sütunların, sütun başlıklarının fotoğraflarını çekerken bir sütun başlığı dikkatimizi çekti. Biz de bu objenin fotoğrafını çekip işin uzmanına gönderip ne olduğunu sorduk. "Hocam, bu fotoğraftaki ne menem bir şeydir? Sütun başlığı desem değil, havan eli desem değil." Şadan Hocamız, bu başlığa bakın ne dedi: "Buna derler Altar, Türkçesi sunak. Kurban ve Tanrı armağanları buraya konulur; üstünde çentik vardır; kurban kanı aksın diye. Nail, Aynur' a kurban olsun" demiş. Ayrıca "Letoon, Leto için, Xanthos Artemis için, Patara niçin kuruldu?" diye sormuş. Sonra da şu bilgileri eklemiş Hocam. "Çünkü Leto, ikiz çocukları Artemis ile Apollon' u Delos Adası' nda doğurdu. Letoon'u Kumlu ova' da karaya çıkardı. Ora halkı, Hera' nın şerrinden korktuğu için onları kabul etmek istemedi. Baş tanrı ile yatıp kalktığı için tanrısallık kazanmış olan Leto, okus fokusla onları kurbağaya çevirdi; bu yüzden orası bataklık oldu, görmüşsünüzdür" diye yazmış. "Gördük Hocam, kentin yarısı hala sular içinde."  Dedik. Hocam, "Google' ın "Apollon, Patara' da doğmuş olabilir" yargısı yanlış."  Diyerek bilgilendirmeye devam etmiş. Gelecek yazılarda buluşmak umuduyla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI