VAN MÜZESİ/VAN

VAN MÜZESİ/VAN

                Değerli okurlar,  doğu turumuzun son günü otelimizden ayrıldıktan sonra hemen TUŞPA kalesinin karşısında yer alan VAN MÜZESİ' ne giriyoruz.  Müze binası o kadar büyük ve zengin ki gez gez bitmiyor. Çok çalışılmış, çok emek verilmiş, medeniyetlerin geçmişi, nereden geldiğimiz, hangi aşamalardan geçtiğimiz burada resim, şekil, canlandırma, kabartma, heykel, buluntu örnekleriyle ziyaretçilere doyurucu bilgiler sunmakta.  Öncelikle DİL konusunda şu açıklamalar dikkatimizi çekiyor: "URARTU DİLİ VE YAZITLARI:  "Urartu dili ve yazısı konusunda yapılan çalışmalar sonucunda bu dilin Yakındoğu' nun eski dillerinden biri olan HURRİCE ile akraba olduğu ve ASSUR çivi yazısı sistemini kullandığı anlaşılmıştır. Urartu'ca' nın gramer yapısı ve özellikleri nedeniyle günümüz Doğu Kafkas dilleri ile akraba olabileceği düşünülmektedir."

VAN MÜZESİ: 1932 yılında yapılan bir depo binası Van Müzesi' nin ilk temelini oluşturur.  Bölgede çok sayıda bulunan Urartu çivi yazılı zafer stelleri ile Akkoyunlular ve Karakoyunlulara ait koç ve koyun şeklindeki mezar taşları bulundukları yerlerden toplanarak söz konusu depo binasına nakledilmiştir. Depodaki kültür varlıklarının sayısı çoğalınca bu kez 1945 yılında Van Müze Memurluğu oluşturulmuştur. Satın alma ya da arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan eserlerin daha iyi korunup teşhir edilmesi için 1972 yılında VAN MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ kurulmuştur.  Modern müzecilik anlayışı ile 13 bin metre karelik bir alana inşa edilen yeni müze binasında 23 sergi holü bulunmaktadır.  Müzede; Urartular, Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu ve Karakoyunlu ile Osmanlı dönemlerine ait eserler, sikkeler ve Van Halk Kültürüne ışık tutan etnografı eserler ziyaretçilerini bekliyor. " KÜLTÜR PORTALI/VAN MÜZESİ

                URARTU İMAR YAZITLARI:  Bu konuda da şu bilgiler bizi aydınlatıyor: Urartu kralları imara çok önem vermişlerdir. Kralların en önemli icraatları Kale(E.GAL) inşası olmuştur.  Urartu ülkesinde yüksek kayalıklar üzerinde kurulan görkemli kaleler, önlerinde uzanan düzlüklere hâkim konumdadır. Kalelerle birlikte tapınak, tahıl deposu gibi fonksiyonu bilinen birimlerle aşihusi (Doğuda bir aşiret adı), barzidi biduni gibi işlevi tam olarak çözümlenememiş yapılar da inşa edilmiştir. İmar faaliyetlerinden söz eden yazıtlar bazen ilgili yapının duvarına bilgilendirme amacıyla yerleştirilmiştir. Bu tür taşlar genellikle kare ve dikdörtgen formlu olup yazıt kısmı taşın düzleştirilmiş ön yüzündedir.  Söz konusu yazıtlarda su kanalı, gölet,  üzüm bağı, meyve bahçesi gibi imar faaliyetleri de konu edinilmiştir.

URARTU MEZARLARI VE ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ konusunda ise şu bilgileri elde ediyoruz:  Ölümden sonra yaşamın devam ettiğine inanan Urartu' lular, ölen kişinin tümüyle yok olmadığı, öteki dünya olarak inanılan yerde bir şekilde yaşadığını düşünmekteydi. Ahiret inancı olarak karşımıza çıkan bu düşünce, ölü gömme adetleri ve mezar mimarisine de yansımıştır. Urartu toplum yapısındaki farklı etnik gruplar ve sosyal çeşitlilik farklı gömü anlayışlarının ve mezar tiplerinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır.

7. YÜZYIL SONRASINDA VAN VE ÇEVRESİ de şu cümlelerle ziyaretçilere aktarılmaktadır: Van ve çevresi 640' ta Hz Ömer'in İran' ı fethederek Sasaniler' e son vermesiyle İslam hâkimiyetiyle tanışmıştır. Bölgede İslam hâkimiyeti öncesinde Sasani-Doğu Roma (Bizans) arasında denge politikası yürüterek yaşamını devam ettiren Ermeniler, İslam fetihleriyle birlikte, Araplar' a karşı Sasani ve Doğu Roma ile iş birliği yapmak durumunda kalmıştır.

                Müzenin duvarlarındaki levhalar, ESKİ VAN ŞEHRİ konusunda da şu bilgileri vermektedir:  Tuşpa Kalesinin güneyinde yer alan şehri üç yönden çevreleyen surlar burçlarla takviye edilmiştir. Surlar üzerinde doğuda Tebriz Kapısı, Güneyde Orta Kapı, Batıda ise İskele Kapısı yer alıyordu. Şehir, eski resimlerinden anladığımız kadarıyla tek veya iki katlı evlerden oluşan mahalleleri, camileri, kiliseleri ve diğer yapılarıyla 1915 yılındaki Rus işgaline kadar kullanılmıştır. Eski Van şehrinin anıt yapıları arasında Van Ulu Cami, Kızıl Minareli Camii, Hüsrev Paşa Külliyesi ve Kaya Çelebi Camii gelir. Ulu Camii'nin son araştırmalara göre 12. Yy. da Ahlatşahlar Döneminde ya da 1400' den sonra Karakoyunlu'lar döneminde inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı yapının kuzeybatı köşesinde silindirik gövdeli tuğla minaresi bulunmaktadır.  Kızıl caminin 13. Yy. da inşa edilmiş olduğu tahmin edilen minaresi, kesme taş kaide üzerinde tuğladan silindirik gövdelidir. Tuğlaların değişik istifiyle oluşturulan baklava motifli gövdede iki sıra firuze ve lacivert sırlı çanak dizisi arasında sekiz kollu yıldızdan gelişen geometrik kompozisyonlu kuşak yer almaktadır.  Diğer bir önemli yapı grubunu barındıran Hüsrev Paşa Külliyesi, 16. Yy. da Mimar Sinan döneminde Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Külliyede camii, türbe, medrese,  imaret, han ve çifte hamam bulunmaktadır.  Kaya Çelebi Camii ise 17. Yy. da inşa ettirilmiştir. Kare planlı, kubbeyle örtülü olup önünde beş birimli bir son cemaat yeri vardır. Eski Van şehrinde Horhor Camii, Beylerbeyi Hacı Mustafa Paşa Camii, Kethüda Ahmet Camii, Miri Ambarı, Sarnıç, Çifte kümbetler, Surp  Paulos ve  Petros Kilisesi, Surp Vardan Kilisesi, Surp Stephanos Kilisesi, Surp Dsirvanarov Sapeli diğer önemli yapı gruplarıdır. Ayrıca Doğu Anadolu' da KİLİM DOKUMACILIĞI, SAVAT İŞLEME TEKNİĞİ,  ANTİK ÇAĞDA CAM İŞLEME TEKNİĞİ,  URARTU DİKİLİ TAŞLARI. Gibi konularda ayrıntılı bilgiler verilmektedir.  ATLAR konusunda ise; Urartu' larda süvarilerin binmiş olduğu ya da savaş arabalarına koşulan atlar, tunçtan yapılmış oldukça zengin koşum takımları ile donatılmıştır. At koşum takımları; gem, göz koruyucusu, alınlık, gerdanlık, boyunluk ve çıngıraklar gibi parçalardan oluşmaktadır.  URARTU EKONOMİSİ ise TARIM, HAYVANCILIK ve MADENCİLİK' ten oluşuyordu. Urartu Krallığı merkeziyetçi ve teokratik bir sistemle yönetilmekteydi. Doğrudan başkent TUŞPA' daki krala karşı sorumlu,  çok kalabalık bir bürokrat sınıfı ve büyük bir hassa ordusu bulunuyordu. Geniş bir coğrafyaya yayılan ülke irili, ufaklı eyaletlere bölünmüş ve her eyalete bir vali atanmıştı. Takılar, seramikler, Urartular' da kadın. Müze gezmekle, yazmakla ve tanıtmakla bitmiyor. En iyisi bir doğu turu yapıp bunları yerinde görmek. GELECEK YAZILARDA BULUŞMAK UMUDUYLA.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI