YUNAN'ın YAKIP-YIKTIĞI ve BİR TÜRLÜ GEÇEMEDİĞİ AYDIN
Değerli okurlar, Nazilli ve çevresini anlata anlata bitiremedik. Şimdi de SES / AKTÜEL DERGİSİ 3. SAYI' da çok güzel ve görmezden gelinemez bir yazı dikkatimi çekti. Bu yazı, biraz uzun olsa da özetleyerek siz okuyucularımıza da aktarmayı uygun buldum. Bu yazıyı Durmuş Ali KILINÇ diye bir arkadaşımız yazmış. Eline, yüreğine sağlık.
"Osmanlı'nın son ve zor günlerinde girmek zorunda kaldığımız 1. Dünya Savaşında Yunan da Ege kıyılarına asker çıkarıp ardı arkası kesilmeyen mezalimlere başlamıştı. Karşısında beklemediği bir direnç gören Yunan birliklerinin geçtiği her yerden dumanlar ve çığlıklar yükselmeye başlamıştı. 27 Mayıs 1919' da başlayan mezalim ve esarete boyun eğmeyen Aydın' lıların direnişi sayesinde bu mezalim 7 Eylül 1922 günü sona eriyor. Yunan, bu topraklardan çekilip gitti ama geride gözyaşı ve onlarca, yüzlerce yakılıp yıkılmış köy ve bina bıraktı.
1.Dünya Savaşında yenilip İmparatorluğun Mondros Mütarekesini imzalamasından sonra Yunan birlikleri Ege kıyılarına çıkıp içerilere doğru ilerlemeye başladılar. 27 Mayıs 1919 Salı günü, Yunan kuvvetleri Aydın'ı işgal etti. Yerli Rumların öncülüğünde Yunan' ın şehirden adam kaldırmaları ve ırza geçmelerinin ardı arkası kesilmedi. Aydın semalarında Yunan bayrağının dalgalanmaya başlaması üzerine ilin efelerinden Yörük Ali, Kıllıoğlu Hüseyin, Kara Durmuş, Kozalaklı Mehmet, Mesutlulu Mestan, Dokuzun Hasan ve Demirci Mehmet Efe Sancaktar'ın Ali' nin kızanları ile Bakırköylü Teğmen Kadri Bey'in emrindeki 80 kişilik kuvvet, ayrı ayrı dağa çıktı. Bu efelerin çatışmaları yerli halka ümit vermiş, halkın kendine olan güveni geri gelmeye başlamıştı. Bu düzensiz grupların toplandığı gönüllüler, 175. Piyade Alayı Kumandanı Binbaşı Hacı Şükrü ve makinalı tüfek bölüğü kumandanı Teğmen Şerafettin Bey komutasındakiler ile birleşince ilk düzenli birlik kurulmuş oldu.
İLK BASKIN; MALGAÇ BASKINI: 3 Haziran 1919'da Nazilli' ye giren Yunan' lıların zulmü halkı bezdirdi. Efeler, düşman hakkında topladıkları bilgilerden sonra 15-16 Haziran gecesi Donduran Köyü'nden hareket ederek Menderes'i sandallarla geçip Sultanhisar'ın doğusunda bulunan MALGAÇ Demiryolu Köprüsü'nü bekleyen Yunan Birliğini kuşattılar. Köprünün ayaklarına dinamitler yerleştirdiler ve patlattılar. Köprünün havaya uçmasıyla neye uğradıklarını şaşıran düşmana açılan çapraz ateşle birliği yok ettiler. Silah sesine Sultanhisar'dan yardıma gelen Yunan Jandarmaları da efelerin direnci karşısında çareyi silahlarını bırakıp kaçmakta buldular. Yunanlılar, art arda aldıkları darbelerden sonra Aydın'a doğru çekilmeye başladı. Giderlerken de geçtikleri yerleri yakıp yıktılar. Kırk kişiyi de esir alarak götürdüler ve daha sonra bu esirleri Köşk' te kurşuna dizdiler.
ERBEYLİ BASKINI SONRASINDA VAHŞET AKIL ALMAZ BOYUTLARA ULAŞTI. 70 kişilik Milis Birliği, Sınırteke Köyü yakınlarından Erbeyli İstasyonu civarında ani bir baskınla Yunan Birliğini bozguna uğrattı. Çatışma sonunda Milisler 7 şehit verirken Yunan' lıların kaybı 80 kişiyi buldu. Yunanlılar, çok geçmeden şehir içinde ve köylerde katliama giriştiler. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk demeden herkesi öldürüyor ve işkence ediyorlardı. Kadınlara erkeklerin gözleri önünde tecavüz ediyor, bebek ve çocukları havaya atıp süngüden geçiriyorlardı.
SONUNDA AYDIN, DÜŞMANDAN TEMİZLENDİ. Cihanbeyli Kara Durmuş Emrindeki 80 kişilik gönüllüler Tellidere sırtlarında 800 kişilik makineli tüfeklerle beslenen Yunanlılarla çatışmaya girmişti. Yunanlılar, 30 kayıp verdi. Bunun üzerine Eymir ve Yeniköy' de halka katliam yaparak öcünü almaya çalıştı. 28 Haziran günü Ramazan Bayramının arifesinde Yunan birlikleri, sabah erkenden Menderes Köprübaşında avcı kolu halinde makineli tüfek atışları ile saldırıya geçti. Burada hazır olan Milis kuvvetlerinden önce Teğmen Kadri ve Komiser Hamdi Bey'in birlikleri düşmanı karşıladı. Gölhisar Köyü tarafından gelen Yörük Ali Efe ve Kıllıoğlu Hüseyin Efe' nin Milisleri de diğer yönden yaylım ateşine başladı. Bozguna uğrayan Yunanlılar, çareyi geriye kaçmakta buldu. Ancak Milisler onları takip ediyordu. Ovaeymir ve Tellidere tepelerine kadar kovalanan düşman, buradaki kendi kuvvetlerinden yardım istedi. Fakat Yörük Ali Efe ve Şerafettin birlikleri çetin ve kanlı çatışmayı burada da sürdürdüler. Özellikle kent merkezindeki Bey Camii minaresindeki makineli tüfek çok geniş bir alanı tarıyordu. Kente ilerleyen Yörük Ali Efe ve beraberindekiler bunu görünce Yörük Ali makineli başındaki düşman askerini vurarak burayı da ele geçirdi. 33 gün Yunan işgali ve zulmü altında kalan Aydın şehri, artık kurtulmuştu.
AYDIN 2. KEZ İŞGAL EDİLİYOR: 3 Temmuz 1919 günü İzmir ve Tire'den gelen takviyelerle yeniden Aydın'a girmeyi deneyen Yunan birlikleri, Yörük Ali Efe, Teğmen Kadri Bey ve Binbaşı Şükrü Bey'in Milislerinin savunması karşısında ilerleyemediler. Gece Telsiztepe mevzilerinde birleşen milis kuvvetleri Menderes köprübaşına çekilerek Menderes'in karşı tarafına geçti, 4 Temmuz günü düşman Telsiztepe ve Topyatağı' nı top ateşine tuttu, cevap alamayınca Köprübaşına doğru ilerlemeye başladı. Çiftlikburnu önündeki topçularımızın isabetli atışlarıyla düşman, yine bozguna uğradığını anlayınca Telsiz tepe sırtına kadar çekildi. Yörük Ali Efe Çetesi savunma yaparak geri çekilmek zorunda kaldı.
KAÇARKEN HER YERİ YAKIP YIKTILAR: 26 Ağustos 1922' de başlayan Büyük Taarruz ile bozguna uğrayan düşman, yine en acımasız yüzünü Aydın ve çevresini terk ederken yakarak, yıkarak, her yeri harabeye çevirerek gösterdi. Aydın' ı boşaltan Yunanlılar, önce Kemer Köyünü, sırasıyla; Serçeköy, İmamköy, Kalfaköy, Domalan, Yılmazköy, Kocagür, Kadıköy, Yeniköy, Ovaeymür, Pınardere, Danışment, Kardeşköy, Çeştepe, Işıklı, Baltaköy, Çiftlikburnu, Umurlu, Köşk, Karatepe, Beyköy, Mezeköy, İncirliova, Cerenkova, Yazıdere, Sınırteke, Kızılcaköy, İkizdere, Acarlar, Hacıaliobası, Karabağ, Osmanbükü, Erbeyli, Sandıklı, Germencik, Alangülü, Ömerbeyli, Tekin, Hıdırdbeyli, Balatçık, Neşetiye, Naipli, Hamitler, Turanlar, Dereköy ve Abdurrahmanlar'ı yakıp yıktılar.
BÜTÜN BU TOPRAKLAR ŞEHİT KANLARIYLA SULANDI: Yunan birliklerinin 1919 yılında çıkardıkları yangınlar ve şehri terk ederlerken gösterdikleri vahşet sonucunda neredeyse şehirde taş üstünde taş kalmamış ve şehrin tamamı yakılmıştı. Köşk Karatepe' de yüzlerce kişi, Sekiyurt mahallesinde camiye doldurularak diri diri yakılmış, yakılan kişilerin çığlıkları ve yanık kokuları karşı köylerden duyulmuştur. Gözpınar' da ise Yunan'dan kaçamayan 42 kişi hunharca şehit edilmiş, Germencik'te de yine toplanan 100' e yakın çoluk/çocuk ve yaşlının katledildiği bahçe toprağının kan kırmızıya döndüğü için bu yere "KANLI BAHÇE" adı verildiği biliniyor. (Bu olayın öyküsünü önceki yıllarda okuyucularımızla paylaşmıştık). Çomaklı Şehitliği vahşetin boyutunu gözler önüne sermektedir. Atça' dan toplanan 15 genç ise kendi mezarları kazdırıldığı sırada baltalarla parçalanarak şehit edilmişlerdir. Aydın'ın dört bir yanında Yunan mezaliminin izleri vardır. "BASTIĞIMIZ YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇMEYİP ALTIMIZDAKİ BİNLERCE KEFENSİZ YATANI DÜŞÜNMEMİZ GEREKMEKTEDİR" Bunları yazmak/okumak içimize sinmese de gerçekleri bilmek zorundayız. Vatanımız nice çileler ve zorluklarla düşmandan kurtarılmış, bu gerçekleri bilmemiz gerekmektedir. Bilmeyenlere de öğretmeliyiz.