En İyi Okul Mu? En İyi Öğretmen Mi?
Okulların açılmasına bir ay kaldı. Bu süreçte anne babaların kafasını kurcalayan bir soru “En iyi okula mı yoksa en iyi öğretmene mi çocuğumuzu yazdırmalıyız?” sorusu.
Eskiden okul sayısı bu kadar fazla değildi ve genellikle kaliteli öğretmenler devlet okullarında başarı elde etmiş ve isim yapmıştı. Özel okulların artışı, öğretmen sayısının da artması gibi sebeplerden dolayı anne babalar okul seçerken bazen o okulda biraz daha isim yapmış öğretmenin sınıfına çocuğunu yazdırma talebinde bulunuyor.
Anne babalar artık internet ile bilgiye tek tıkla ulaşılabilecek bir kolaylık sayesinde öğretmen hakkında bile sosyal medyadan ya da internetten araştırma yapmaktalar. Öğretmen ne zaman mezun olmuş? Kaç yıl deneyimi var? Gibi bir sorunun cevabını da bulmak istiyorlar. Haklılar da. Dünyadaki tek değerli varlıkları “çocuklarının” en iyi okulda en iyi öğretmende okumasını istiyorlar. Öğretmen önemli fakat öğretmen konusunda karar vermek te bir o kadar zor. Kimisi deneyimli öğretmeni daha iyi öğretmen gibi görür, kimisi yeni mezun öğretmenin bilgisi daha iyi der. Bu karar süreci aslında öğretmen için de anne baba için de zordur.
İşimde 14.yılım. Bunun bir yılı devlet okulunda, diğer yılları özel okulda çalışmakla geçti. İyi öğretmen olabiliyor musunuz anne babanın gözünde? Oluyorsunuz ama anne baba size güven duyduktan sonra. Peki, o güveni sağlamadan önce hem anne babaların hem de biz öğretmenlerin bu süreci daha kolay yaşamaları için neleri dikkate almalıyız?
1)Öğretmen Ücret Politikası: Özel okul tercih ediyorsanız eğer, özel okulların öğretmen alım kıstaslarına bakmalısınız. Üniversite mezununun alacağı ücretin altında ucuza öğretmen çalıştırıyor, öğretmenin kendini geliştirmesi, projeler üretmesi, öğrenciyi de bu konuda yukarılara taşımasını dikkate almasını önemsemiyor sadece maddiyatta takılıp kalıyor ise kararınızı vermeden bir daha düşünün derim. Maalesef bu tarz okullar var. Zamanında sigortalarını bile düşük ödemek için maaşının bir kısmını elden zarfla alan arkadaşlarım vardı özel okullarda çalışan.
2)Öğretmenin Deneyimi: Aslında deneyimi çok olan öğretmen iyi, deneyimi az olan öğretmen kötü diye bir düşünce olmamalı. Mesleğinde 25. Yılı olmasına rağmen sanki dün mezun olup gelmiş ve o heyecanla işini yapan öğretmenler de var ama yeni mezun daha 3. yılı. Buna rağmen deneyimini yeterli görüp yönetici olmak isteyen de var ve içinde de hiç öğrenme-öğretme aşkı barındırmayan.
Buradaki temel kıstas bence öğretmenin işini sevmesi, çocuklarla mutlu olması, üretmeyi sevmesi, öğretirken öğrenmeyi de kendine ilke edinmesidir. Öğretmenin yıl olarak deneyiminden ise içindeki öğretme ve öğrenme aşkına bakmak gerektiğini düşünüyorum.
3)Öğretmenin Duruşu: İşini seven öğretmenler kendinden emindir. Öğrencinin karşısında patron edası ile değil, öğrenme sürecinde ona destek olan, lider rolünde olurlar. Eskiden o parmak sallayan öğretmenler artık sorgulayan, araştıran, daha fazla eleştiren bir neslin karşısında lider olamazlar. O yüzden onlardan yaşça büyük olmamız, daha fazla hayat deneyimine sahip olmamız onların üstünde olmamızı gerektirmiyor. Öğretmen öğrencinin patronu değil, lideri olabilecek durumda mı buna bakmalıyız.
4)Okulun Öğretmenine Yaptığı Yatırım: Teknolojinin hızla geliştiği, bilginin bile hızla değiştiği ve katlanarak büyüdüğü bir çağdayız. Böyle bir dönemde okullardaki tahtaların kara tahtadan akıllı tahtaya dönmesi yeterli değildir. O akıllı tahtaları da kullanabilecek kapasitede öğretmenler olmalıdır. Buda okulun değişim sürecinde öğretmene gereken donanım için imkân sağlaması ve eğitimini vermesi gerekmektedir. Çünkü ülkemizde aslında baktığınızda en pahalı şey eğitimdir. Bu anne babalar için de böyle öğretmenler içinde. Öğretmenin bireyselde kendini geliştirmesi için gideceği eğitimler ya da kendi alanında biraz daha fazla bilgiye sahip olması için okuyacağı kitaplar da sonuçta maddiyat gerektiriyor. Ama genelde öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu eğitimleri kurumlar kendileri organize ederek vermelilerdir.
5)Okulların Kurumsallaşması: Kurumsal okullar ki isim yapmış da diyebiliriz buna; öğrencilerin eğitimi ve sosyal imkânlarında, öğretmenlerin maddi manevi ihtiyaçlarında onların yanında olmaktadır. En iyi yönetici, en iyi öğretmeni, en iyi öğretmen de en iyi öğrenciyi yetiştirir anlayışı ile öğrencisine, öğretmenine, müdürüne kısacası çalışanlarına yatırım yapan okullardır. Özel okullarda eğitim evet temel amaç olarak alınsa da sonuçta buradan elde edilen maddi bir kazançta vardır. Önemli olan bu maddi kazancın elde edilirken öğretmenin, öğrencinin, müdürünün, çalışanının hakkına girmeden elde edilmesidir. Çünkü eğitim biraz da huzur işidir, siz işinizi düzgün yapmış ve çocuğa vermeniz gereken her şeyi en üst seviyede vermek için çalışmışsanız mutlu olursunuz. Yoksa yaşamak içinde, sağlıklı olmak için de kendinizi geliştirmek için de paraya hepimizin belli ölçüde zaten ihtiyacı vardır.
Bu saymaya çalıştığım maddeler bir okulda var ise en iyi öğretmenler o okulda çalışıyordur zaten. Çünkü en iyi okullar en iyi öğretmenleri ararken, biz öğretmenlerde en iyi okulu ararız çalışmak için. Kadrosu iyi öğretmenlerden oluşan okulun eğitim içeriği emin olun her zaman doğru bir şekilde de işleyecektir. Programınızın tek başına iyi olması, o programı heyecanla aktaracak birileri yoksa başarılı olamaz.
Gelişen, ilerleyen, araştıran, okuyan, sorgulayan öğretmenler kendileri gibi öğrenci yetiştirirler.
Bu ülkenin önce kendisine saygısı olan, kendini geliştiren, sorgulayan, emeğe saygısı olan, ailesini, devletini, milletini seven, sınavda not olarak 80 de alsa insanlık notundan 100 alan, doğayı, hayvanı seven, Atatürk’ü seven, bu günlere nasıl geldiğini bilen ve unutmayan, içi kinle değil sevgi ile dolu olan, karşıt düşüncede de olsa saygı ile karşılayıp, tartışmasını belli seviyede tutabilen çocuklara, gençlere kısaca geleceğe ihtiyacı var. Belki bir 50 yıl sonra bugün insan gücü ile yapılan çoğu şey makine gücü ile yapılacak, belki de iş kaybedeceğiz ama bize o zaman bile lazım olacak olan tek şey insanlığımız olacaktır.
En değerli varlıklarımız “çocuklarımızın” en iyi öğretmen ile en doğru okulda eğitim hayatlarına heyecanla başlamaları dileğiyle.