Heyecanla Uyandığımız Bayram Sabahlarımız Vardı Bizim
Haftaya bayram.
Bayram sevinçti, el öpmeydi, aileydi, komşu ziyaretiydi ve bayram çok şeydi bizim için.
Geçirdiğim o bayram sabahlarını unutamam ben. Alınan bir çift ayakkabı ve bir elbisenin sevinci ile uyuyamadığımız gecelerimiz ve bir türlü olmayan sabahlarımız vardı.
Sabah heyecanla uyanıp, yeni kıyafetleri giyip evde bayramlaşıp, heyecanla gidilecek yerler için hazırlık yapardık.
Eski bayramlar; bizim büyümediğimiz büyüyüp te değerlerimizi kaybetmediğimiz, o sıcak bayram sabahları. Köyde komşu komşu gezilen, akraba ziyaretlerine gidilen, naylon poşetler içinde sevinçle toplanan şekerler, komşu kapısındaki rengârenk naylon ayakkabılar.
Bayram denince şimdi aklıma küçük bir sürü hatıra gelir, küçük ama yüreğimde koca bir yer tutan, anlamı çok büyük hatıralar.
Şimdi sözde modernleşmenin de getirdiği, kentleşmenin, betonlaşmanın komşu kültürünün nerdeyse kalmadığı yaşamda bayramlar geçiriyoruz, bayram kutladığımızı düşünerek.
Okullarda anlatıyoruz bayramlarımızı, bayramlaşacaklarımızı, dargınlıkları bile sona erdiren o sıcak bayramlarımızı. Ama anlattıklarımızı şimdiki çocuklarımız acaba ne kadar yaşıyor? Kaçı naylon poşet içinde şeker toplamanın tadına vardı? Kaçı ona alınan bayramlığının heyecanı ile uyuyamadı? Kaçı uzak memleketinde, köyünde, yaşayan çok ta hatırlamadığı bir akrabası ile bayramlaştı?
Bayramlaşmanın tadının ne olduğunu anlattığımız çoğu çocuk lüks otellerde, ailelerinin de tatil fırsatını değerlendirdikleri bir ortamda geçiriyor bayramını.
Biz bayram günü öpeceğimiz elin ve karşılığında da alacağımız mendilin, şekerin derdinde iken, şimdiki çocuklar bayramda toplayacağı paranın hesabında belki de.
Her şeyin değerini biraz da paraya mal ettiğimiz bu zamanlarda bayram sevincimiz bile topladığımız harçlığın miktarı ile ölçülür oldu maalesef
Belki de hiç büyümemeliydik. Büyürken heyecanımızı mı kaybettik? Eskiden bayram günü topladığımız, yemeye bile kıyamadığımız şekerin tadı kadar güzel olan bayramlarımızın anlamını neden yitirdik?
Neden bizler de yaşadığımız bayram heyecanı çocuklarımıza yaşatamıyoruz? Tadını mı unuttuk çocukluğumuzun, tadını mı unuttuk bayramda çocuk olmanın?
Okullarda bayramların öneminin anlatılması yeterli mi çocuklarımıza bayram sevincini yaşatmak için? Kültürümüz için, hayatımız için değerli olan, birçok değeri de içinde barındıran bayramlarımızı çocuklarımızı lüks otellere götürerek mi yaşatmalıyız? Köyde, karşı mahallede uzun zamandır evine bile uğramadığımız bir amcanın halini hatırını bile sormak için bize sunulan bayram fırsatını da değerlendiremezsek ne zaman hatırlayacağız insanlığımızı?
Keşke her gün bayram olsa dediğimiz kadar mutlu olduğumuz bayram günlerimiz nerede? Çocuklarımıza okullarda bayram günlerinin sıcaklığı anlatmak yeterli mi onlara aile olarak bayramı yaşatamadıktan sonra?
Toplayacağı şekerin tadını almasını, öpeceği yaşlı bir elin yumuşaklığını hissetmesini ancak biz aileler sağlayabiliriz.
Bizim heyecanla uyandığımız bayram sabahlarının hatırı için hadi bu bayram da çocuklarımızın aynı heyecanı yaşamalarını sağlayalım.
Bırakalım onlar da sadece el öpmenin, mendil ve şeker toplamanın tadına varsınlar. Hem de hayatta nerdeyse her değeri paraya bağlamış bir topluluğun içinde onları bundan en azından bayram günü uzak tutmayı dileyerek, değerlerimizi yaşatalım.
Her çocuğun bayram sevincini yüreğinde yaşaması dileğiyle. İyi bayramlar.