BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OSMAN GÜRÜN'E AÇIK MEKTUP!
Konu: Milas-Kıyıkışlacık'taki dükkân sahiplerinin mağduriyeti.
Sayın Başkanım,
Milas ilçesi Kıyıkışlacık Mahallesinde mülkiyeti Büyükşehir'de olan ve iskele mevkiinde, 394 ada 409 parsel nolu 727, 76 metrekarelik alan üzerindeki 12 adet dükkân bulunan işyerlerinin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle tahliyesi istenilmektedir. (Büyükşehir'in 15.11.2017 tarih ve Genel Sekreter Yardımcısı Mahmut Nayır imzalı yazısı-EKTE)
Bu dükkânlar, Kıyıkışlacık'ın sosyo ekonomik yapısını belirleyen, turistik amaçlı geziye gelenlerin, koyda demirleyen yatların; ihtiyaçlarının karşılandığı(balıkçı-hediyelik eşya-restaurant, kafe vd.) küçük mekânlardır...
Nitekim mahalle muhtarı İsa Yılmaz ve Kıyıkışlacık Turizmi Geliştirme Derneği ve Su Ürünleri Kooperatifi Başkan ve üyeleri, Milas Kaymakamlığına verdikleri 29.11.2017 tarihli dilekçede bu durumu ayrıntılı biçimde ifade etmişlerdir. (EKTE)
Sayın Başkanım,
İskelede belirtilen yerde bulunan bu dükkânlar, Muğla Büyükşehir olmadan 2014 yılından önce bu kişilere kiraya verilmiş ve kira gelirleri köy sandığına girmiş, bu bütçelerle köye harcama yapılmıştır.
Büyükşehir uygulaması, sorgusuz-sualsiz "CEBERRUT(baskıcı)" bir uygulama olmamalı! O insanlar köyleri mahalle olmadan önce buraları işletiyor ve dürüst kiracı görevini yerine getiriyorlardı. Bundan sonrası için de bu dükkânları işletenlere, gerekli kolaylıklar sağlanılmalı. Yasal bağlamda Büyükşehir uygulamasının cezalandırıcı dayatmaları, bizim(CHP) elimizde de "cezalandırıcı, karşımıza itici" bir silaha dönüşmemeli…
Sayın Başkanım,
Yıkmak kolay yapmak zordur, kalp kırmak kolay kazanmak zordur, ötekileştirmek kolay safına çekmek zordur... Örnekler çoğaltılabilir.
Bugüne kadar oradan geçimlerini sağlayan insanları kapı dışarı etmek çözüm değil, bu en kolay yol... Yapılması gereken şu olmalı bana (aynı partili kişi olarak) göre; gerekli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılarak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da buraları içindekiler çalıştırmaya devam etmelidir. Bu işletmeciler, yaşadıkları yer için, bugüne kadar sağladıkları rehber olma kimlikleriyle; o sosyal, kültürel ve tarihi yerleşim alanının rehberidirler aynı zamanda. Onların bu özellikleri korunmalı...
Büyükşehir, bu kişileri çıkarttıktan sonra orayı yüksek bedellerle kiraya da verebilir. Her şey para demek değil başkanım. Ayrıca Büyükşehir buradan geleceklerle de ihya olmaz!..
Durumu bir kez daha gözden geçirmeniz, dileğimdir başkanım…
İyi çalışmalar.
Saygılarımla.
Not 1: Dükkânlar, fotoğraflarda görüldüğü gibi ahşap olup, doğal ve tarihi kimlikle uyumludur.
Not 2: Duyumlara göre, bu dükkânlar, haftaya mühürlenecekmiş!
xxx
BİR DÜKKÂN İŞLETMECİSİNİN ÇIĞLIĞI!
TUĞÇE AYDOGAN: Kıyıkışlacık'ta yaşayan ve bu dükkânlardan birini işleten bir bayanım. Köyün ihtiyaçlarının karşılandığı ve turizm açısından tek çarşısı burası. Bir market, üç kayaf, bir berber, iki cafe, bir hediyelik eşya dükkânı vd. Biz buraların bile köye yetmediğini düşünürken, var olan 12 dükkânın yıkılması, bu köyün kapısına kilit vurmak demektir. Kıyıkışlacık köyünün büyük çoğunluğu, balıkçılık ile geçinmekte ve buradaki kayaflara balıklarını satmaktadır. Gelen tatilciler ya da köyün halkı buraya balık almaya gelmekte, market alışverişini yapmakta, cafelerde oturup, çayını kahvesini içmektedir. Dışarıdan gelen turistlerin ilgisini çeken küçük prefabrik dükkânlardır bunlar. Dolayısıyla burada yaşayan bir vatandaş olarak, köyün halkının da bu dükkânların yıkılmasını istemediğini söyleyebilirim. Bunun için köy(mahalle) muhtarı, köy güzelleştirme derneği, su ürünleri kooperatifi ve yasayan kişilerden topladığımız, toplamaya devam ettiğimiz imzalarımız da mevcut. Yetkililerden ricamız bize kulak vermesi. Mensubu olduğumuz belediyenin bizim haklarımızı korumaması, bizi mağdur etmesi, bizim açımızdan gerçekten üzücü…