MUĞLA'NIN ULA İLÇESİ PORTAKALLIK KÖYÜNDE, KULLANILMAYAN BİR AHIRI, TİYATRO ATÖLYESİNE ÇEVİREN TİYATRO, SİNEMA, DİZİ VE SESLENDİRME SANATÇISI TİLBE SARAN'LA YAPILAN SÖYLEŞİ
Söyleşi: Nevzat Çağlar Tüfekçi
Kentler dururken, neden Muğla'nın Ula ilçesindeki Portakallık köyünde böyle bir çalışmayı seçtiniz?
Kentlerde, hele de İstanbul'da ulaşım çok ciddi bir sorun. Yoğun dikkat, uzun çalışma saatleri gereken bu tarz atölyeler, bir tür inziva ihtiyacı doğuruyor. Toprağa basmak, gökyüzüne bakmak, ağaca sarılmak, susmak, durmak, dinlemek, doğayı, kendimizi, ötekileri... Bunlar için bizim küçük tatlı bahçemiz çok uygun.
15 yıldır kullanılmayan bir ahırı tiyatro atölyesine çevirmek, nasıl bir süreç izledi?
Bu konudaki en büyük şansım arkadaşım ve ortağımın sıradışı bir mimar olması. Engin İyimen oradaki her tür yapı parçasına sonsuz bir saygı ve sevgiyle yaklaştı. Bizimle çalışan ustalar da çok şey öğrendi diye düşünüyorum, onun bu yaklaşımından. Önce yapılar söküldü, çivilerine kadar ayrıştırıldı, tek tek onarıldı ve yeniden yerlerine yerleştirildi. Zaman ve ekonomik imkânlarımız da sonsuz olmadığı için tadilat işlerimiz biraz uzun sürdü. Ancak dördüncü yazın sonunda stüdyoyu tamamlayabildik. Halâ da ufak tefek işlerimiz kaldı.
Bu süreçte çevrenizden herhangi bir yardım ve destek aldınız mı?
Biz bu süreçte hiçkimseden, hiçbir yardım almadık. İki kadın işlerin üstesinden gelmeye çalıştık. Stüdyo ortaya çıkınca, ilk planladığımız etkinliğimizi Muğla belediyesi ile paylaştık. Kentin sorunlarına farklı bir yöntemle, gönüllü vatandaşların çözüm ortağı olmalarını sağlayacak bir olanak sunan forum tiyatro eğitimi, başkanın ve kültür dairesinin de ilgisini çekince bu atölye çalışmasını birlikte koordine ettik. Umarım bu işbirliği verimli bir biçimde devam eder. Forum tiyatro ve Kuringa Berlin'in sürece dâhil olması sevgili dostumuz klinik psikolog ve psikodramatist İnanç Sümbüloğlu'nun sayesinde oldu. Şimdi Çatı Atölye adına, bir yıl boyunca, bu etkinliğe katılmış kişilere süpervizyon vermeyi de sürdürecek.
Atölyenizde, "Forum Tiyatro" uygulaması bağlamında bir çalışma yürütülecek sanırım. Bize "Forum Tiyatro" hakkında bilgi verir misiniz?
Forum tiyatro karşılaştığımız toplumsal sorunları, estetik bir yolla çözmenin yollarını arayan bir etkileşim türüdür. Temelinde karşılıklı diyalog vardır. Şirketlerden, kurumlara, sivil toplum kuruluşlarından, ihtiyar heyetlerine; bir topluluğun tüm mekanizmaları arasında sağlıklı iletişim kurmanın bir aracıdır. Bu tiyatroda herkes oyuncu, herkes seyircidir.
"Forum Tiyatro" uygulamasının dünyadaki bilinen isimlerinden Christoph Leucht'un, sizin bu çalışmalarınıza katkısı ne düzeyde olacak?
Berlin Kuringa'nın kurucularından Christoph Leuht bize üç günlük çok yoğun bir program hazırlamıştı. Üç günün sonunda atölyeye katılanlar, Forum Tiyatro tekniği ile yapılmış iki farklı sahne hazırladılar ve bunu seyircilere sunup, seyredenlerle birlikte tartıştılar yani "forum" yaptılar ve seyircilerden gelen yönergelerle sahneyi yeniden yorumladılar. Yani seyredenler oyuncu, oyuncular seyirci oldu. Sanırım Atölye Portakallık; Çatı Atölye önderliğinde gerçekleşen bu keyifli çalışmanın ardından, Kuringa ile işbirliğine devam edecek ve Forum Tiyatronun bir başka tezahürü olan "Arzu Gökkuşağı" çalışmasını da devreye sokacak.
Forum Tiyatro, klasik tiyatronun bir alternatifi midir? Forum Tiyatro'da konu seçimi, konuların ele alınışı, işlenişi, oyunun kurgulanması nasıl oluyor?
Forum, aslında izlenip gidilen bir "tiyatro" değildir. Toplumu derinden ilgilendiren, konuşulması zor konuları, "tiyatro" aracılığı ile tartışmaya açma yöntemidir. Orada oyun izlenilip gidilmez, izlenilen sahne seyirci tarafından yeniden yazılır ve her farklı izleyici ile sahne, yeni bir müdahaleye maruz kalır.
Oyunlarınızda, seyirci oyunun bir parçası ve aynı zamanda aktörü mü olacak? Sahnedeki oyunla seyirci bağı nasıl kurulacak?
Oyunlar çok uzun olmayan sahnelerdir ve genellikle yüksek sesle söylenmesi pek de kolay olmayan toplumsal meseleleri tartışır. Sahne; ele alınan, irdelenmesi istenen bir konuyu, mesela kadın- erkek eşitsizliğini ele alan kısa bir skeçten oluşur. Sahnede bir baskın güç ve ona karşı durmaya çalışan bir kahraman vardır. Genellikle sahne, durumun en kritikleştiği anda kesilir ve seyirciden gördüğünü yorumlaması istenir. Seyirci baskılanan karakterin mağduriyetinin giderilmesi için önerilerde bulunabilir. O zaman " kuringa" veya joker denilen kolaylaştırıcı roldeki oyuncu, seyirciye anlattığı şeyi sahnede deneyimlemesini teklif eder. Her seyirci ayrı bir öneri sunabilir. Zaman el verdiğince, sahnede ele alınan soruna farklı yaklaşımlar getiren seyircilerin önerileri denenir. Ta ki çatışma yaratan sorunu bir çözüme ulaştırabilme ihtimali görülene kadar.
Atölyenizdeki çalışmalara kimler katılabilir?
Atölye Portakallık'ta, sadece forum tiyatro çalışmaları değil, pek çok farklı alanda buluşmalar düzenlemeyi hayal ediyoruz. Sağlıklı gıdaya ulaşabilmek için permakültür atölyesinden, ekşi mayalı ekmek yapmaya, sinema sohbetlerinden, seramik atölyesine, klasik müzikten jazza, tiyatrodan mimariye kadar farklı alanlardan hem yetişkinler hem de çocuklar için günü birlik veya 2-3 günlük atölyeler, sohbetler düzenlemeyi ve bu güzel, tatlı bahçeyi birlikte yenilen, içilen, sohbet edilen bir agora, bir meclis, bir buluşma mekânına dönüştürmeyi istiyoruz...
Atölyenizin hedefleri ve oyunlarıyla verilmek istenilen mesajlar nelerdir?
Bu dünya hepimizin. Ağacıyla, kuşuyla, yılanı, tavşanı, denizi, ırmağı, bulutu, yağmuru, güneşi, ayı ve insanı ile... Gelecek kuşaklara daha adil bir dünya bırakmak için hepimizin sorumluluğu var. İşte bu minik bahçe "iyi şeyler" düşünen, "iyi şeyler" isteyen ve "iyi şeyler" yapan insanların, birbirlerinden ilham aldıkları ve iyi şeylere vesile olacakları bir durak.
Burası "göğe bakma durağı".
Biz bir ilkbahar günü belimize kadar gelen papatya ve gelincikler içinde, portakal çiçeği kokularıyla başımızı döndüren bu bahçeyi bulduğumuz andan beri kurduğumuz hayallere, tüm dostlarımızı ortak ettik, onlar da bize el verdiler, kimi çaydanlık yolladı, kimi çarşaf, kimi tabak, kimi yatak... Komşularımız da eksik olmasınlar bizi bağırlarına bastılar, bi gün yumurta yolladılar, bi gün portakal, bi gün ekmek... Burası artık hepimizin.
Burada birlikte şarkılar söyleyip, şiirler okuyacağız, birlikte ekip birlikte biçeceğiz... Birlikte hayaller kurup, birlikte gerçekleştireceğiz.