GERÇEK YAŞAM, ÇALIŞMA ORTAMI VE İŞ GÜVENLİĞİ!

Ülkemiz ölümlü iş kazalarında Dünyada üçüncü (1- El Salvador, 2- Cezayir), Avrupa’da ise 100 binde 20.5 oranıyla, birincidir. Bu oran İngiltere’de 100 binde 1, diğer Avrupa ülkelerinde ise 100 binde 2’nin altındadır.

Son yıllarda ülkemizde meydana gelen iş kazalarında, yılda ortalama 1200 ile 1500 arasında çalışan yaşamını yitirmektedir. İş kazalarını önlemek için 2012 yılında 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasası çıkarılmıştır.

İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri sahada görev yaparken, çalışanlara temel iş sağlığı ve güvenliği bilgilerini verir, onları çalışırlarken dikkatli olmaları için uyarırlar. İş güvenliği çalışmalarında, tüm işyerlerinde hedef sıfır iş kazasıdır.

Çalışanların, çalışma anında karşı karşıya oldukları tehlike; iş kazalarıdır. Bu kazalar, kişinin aldığı eğitime, toplumsal yaşam biçimine, toplumsal yaşam içinde üstlendiği rollerin çeşitliliğine göre artmaktadır. İşle ilgili bazı teorik saptamalar şöyle: “İş, yaşamda önemli yer tutan, günlük etkinliklerde ‘yapısal bir unsur’ konumundaki etkinliklerden biri olarak, amacı insan ihtiyaçlarını gidermek olan mal ve hizmetlerin üretiminde, zihinsel ve fiziksel çaba harcanmasını gerektiren bazı görevlerin yapılmasıdır (Giddens A., 2000). İnsanın toplumsal bir varlık olarak konumu, yaptığı işle belirlenir, yaptığı işte “kendini gerçekleştirebilir, gelişebilir, özgüven kazanabilir” (Belek İ., 1993).

Çalışma yaşamı, tıpkı insan vücudu gibi canlı bir organizmadır. Her canlı organizmanın, kendi iç dinamikleri vardır ve dış çevreden etkilenirler... İnsan ve çevre, insan ve toplum, insan ve üretim; hep karşılıklı etkileşim halindedir. Birbirlerini, olumlu ya da olumsuz biçimde etkilerler.

ÇALIŞAN VE DIŞ ORTAM İLİŞKİSİ!

İnsanın yaşadığı çevre (sosyal-toplumsal), kontrolü çok güç ve hatta olanaksız, pek çok psiko-sosyal etmenlerle doludur. Bir insanın, bu olumsuzluklardan mümkün olduğu ölçüde uzak durması; onun vücut ve ruh sağlığı, aynı zamanda çalışma günlerini iş kazasız geçirebilmesi için önemlidir…

İş kazalarının en önemli nedeni işyerinde bir iş güvenliği politikasının olmaması ve işveren tarafından iş güvenliği önlemlerinin maliyet arttırıcı bir unsur olarak görülmesi ve insan hayatına gereken önemin verilmemesidir. Asıl neden bu, iş kazalarında.

Diğer bir neden ise dış ortamda var olan gerçekler, geçim zorlukları ve alınan ücret ile yaşamın sürdürülebilir olmaması. Uygulanan ekonomik politikalarla her gün her şeye zam gelmekte, genelde asgari ücret düzeyinde ücret alan çalışanlar için yaşama katlanmanın, direnmenin ve ekonomik zorlukları göğüsleyebilmenin koşulları her geçen gün ağırlaşmaktadır…

Biz iş güvenliği uzmanları olarak çalışanlarımıza, çalışırken dış ortamın sorunlarını kafanıza takmayın, işinize odaklanın diyoruz ama bu, bugünün ekonomik düzeninde ve ağır yaşam koşullarında ne derece mümkün? Ülkenin kriz boyutunda her geçen gün ağırlaşan yaşam koşullarında; çalışanların, iş kazalarına uğramaların en önemli nedenlerden birisi de bundan sonraki süreçte, psikolojik sorunlar olmaya adaydır…

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI