SON SEÇİM HAFTASI DÜZLÜĞÜNDE; DÜŞÜNCELERİM!.

Nevzat Çağlar Tüfekçi

SON SEÇİM HAFTASI DÜZLÜĞÜNDE; DÜŞÜNCELERİM!..

Bayramdan sonraki haftanın Pazar’ında, 24 Haziran gibi tarihi önemi olan bir seçim gerçekleşecek. Bu seçimde altın değerinde iki oy kullanacağız; birisi TBMM’nin oluşumunu sağlayacak olan milletvekilliği seçimi, diğeri de Cumhurbaşkanlığı için… 24 Haziran seçimleri, bir bakıma, Türkiye için çağ kapatıp yeni bir çağ açacak olan seçimler niteliğinde…

Önce genel değerlendirmeleri yapalım sonra da sonuca ilişkin noktayı koyalım. Onaltı(16) yıllık AKP iktidarının bugün için ülkeyi getirdiği nokta, hiç de iyi değil ve açıkçası ülkeyi getirdikleri yer derin bir uçurumun kenarı. 24 Haziran’da verilecek oylarla, ülkemizi bu uçurumun kenarından kurtarmak mümkün. Bu, yurttaş olarak ülkemize karşı getireceğimiz son görev bizlerin. Bunu başaramazsak, milli bütünlük-demokrasi-adalet-hukuk-barış-kardeşlik adına yapacağımız hiçbir şey kalmıyor. Bu seçimler, ülkenin esenliğe çıkması için son görevimiz! Yurttaşlar olarak tarihi sorumluluğumuz çok büyük!..

AÇLIK-YOKSULLUK SINIRLARI

TÜRK-İŞ Araştırmasının 2018 Mayıs ayı sonucuna göre: Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.686,12 TL;  Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 5.492,24 TL oldu.   Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 2.084,36 TL olarak hesaplandı.

Türkiye’de milyonlarca kişinin, "resmi asgari ücretin altında ve sigortasız" çalıştırılmakta olduğunu belirten Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, "genç işsizlik rakamları yüzde 25’ler dolayındadır. Söz konusu açlık ve yoksulluk rakamları ile TÜİK’in hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarını karşılaştırdığımızda, nüfusun yüzde 20'sin'den (16 milyondan çok kişi) fazlasının açlık sınırının altında, yüzde 60'ından fazlasının da (48 milyondan çok kişi) yoksulluk sınırının altında yaşadığı anlaşılmaktadır" dedi (Hürriyet, 8.8.2017)

BU NASIL BÜYÜME?

Bu verilere göre Türkiye halkının 64 milyonu aç ve yoksul durumdadır. Halk açlık ve sefalet içindeyken; TÜİK’in % 7.4 oranında büyüdük demesi ve iktidar mensuplarının bunu övünçle anlatması gerçeği yansıtıyor mu? Yansıtmıyor. TÜİK’in enflasyon ve büyüme oranları hep gerçek durumun çarpıtılmasından başka bir şey değil. Bir emekli; “aldığım hep azalıyor ama cebimden çıkan da hep artıyor; bu nasıl büyüme?” diye soruyor. Çöpten yiyecek toplayanları da sık sık haberlerde veya çevremizde görüyoruz.

Ülkenin içinde bulunduğu açlık ve yoksulluk hali ortadayken, dış politikadaki başarısızlıklar, ülkenin komşularıyla düşman olması, iç barışın sağlanamaması, toplumun benden olanlar ve olmayanlar diye kutuplaştırılması, kimsenin yarına dair bir güvencesinin olmaması… Türkiye, şu anda tam bir “risk toplumu” halindedir. Herkes, her şeyden kuşkulu, hep tedirgin, hiçbir şeye güven kalmamış. Bir ülke için tehlikeli bir viraj veya kavşak; bu durum…

VESAYETE KARŞI ÇIKTILAR, VESAYET OLDULAR

2002 yılında iktidara gelirken vesayet sistemine(ordu-yargı vd.) karşı çıkanlar, demokrasi ve özgürlük nutukları atanlar, bugün gelinen noktada; yargıyı bağımlı hale getirerek adaleti ortadan kaldırdılar, orduyu dağıttılar ve kendilerine bağladılar, adli ve yüksek yargıyı emirle iş yapar duruma getirdiler ve sonuçta kendileri de demokrasiyi rafa kaldıran bir vesayet sistemi oldular…

TÜNELDEN ÇIKIŞ, TAVIR, DİLEK…

24 Haziran Seçimleri, karanlık tünelden çıkış için bir umuttur. MUHARREM İNCE, toplumda iyi bir sempati yarattı. Miting alanları devşirme olmayan insanlar tarafından dolduruluyor. Televizyon programları reyting rekorları kırıyor. Mizah yeteneği çok iyi; herkese anladığı dilden konuşmasını iyi biliyor. Hurafecilere karşı bilimden söz ediyor. Özlem duyduğumuz bir şey. Kürt-Türk kardeşliğini sağlayacağını vaat ediyor. Beton köprüler yerine gönülden gönüle köprüler inşa edeceğini, iç barışı sağlayacağını söylüyor. İşsizliği ve yoksulluğu önleyeceğini dile getiriyor. Önce ADALET diyor. Bana göre İNCE, karanlık tünelin ucundaki ışıktır. UMUT veriyor.

Bu seçimler için bir isteğim de HDP’nin barajı aşması, Kürt halkının TBMM’de temsilcisiz kalmamasıdır. HDP barajı geçemezse, 70-80 milletvekili AKP’ye geçecek… Haksız bir durum…  Cumhurbaşkanlığında oyum İNCE’ye ve TBMM seçiminde oyum CHP’ye… Milletvekili aday sıralamasına tepki duyan arkadaşlarımızın da, tepkilerini bir yana koyarak, seçimlerde İNCE ve CHP oy oranlarının denkliğini sağlama konusunda çaba göstermelerinin iyi bir siyasi davranış olacağını düşünüyorum…

24 Haziran sonrası Türkiye için aydınlık bir sürecin başlangıcı olacaktır… Aydınlık yarınların miladı, 24 HAZİRAN’dır…

Not: Okurlarımızın Şeker(Ramazan) Bayramlarını kutlarım. Her şey arzu ettikleri gibi olsun.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI