"ADNAN HOCA"YA 1.075 YIL HAPİS !?
Yıllardır bu toplumun içinde şen-şakrak, lüks içinde ve 'Modern Hoca' fiyakalarıyla yaşayan 'Adnan Oktar' isimli ve nam-ı diğer "Adnan Hoca" denilen şarlatana, nihayet 'İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi' tarafından hapis cezası verilebildi!..
19 Temmuz 2018 yılında tutuklanan bu adam ve müritlerine, 'Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde 11 Ocak 2021 tarihindeki son mahkemelerinde cezaları kesildi!.. 78'i tutuklu, 236 sanıklı bu davada; örgüt elebaşısı Adnan Oktar'a 1.075 yıl 3 ay hapis, ayrıca yine Adnan Oktar ve örgüt yöneticisi 13 kişiye; "Suç Örgütü Kurma, FETÖ'ye Yardım, Zorla Alıkoyma, Cinsel İstismar ve Casusluk" suçlarından dolayı, ayrı ayrı '9.803 yıl hapis ve 400'er Bin TL' de para cezası verildi!..
En az '20 yıldır' bu adam piyasadaydı değil mi? Birçok TV programlarına konuk edildi, 'Kediciklerim' dediği genelde sarışın, hepsi genç ve geniş kalçalı, bakımlı, pahalı giyimli, belli birileri tarafından aynı kalıptan çıkarılmış gibi duran bu kızlarla, defalarca gazetelere haber oldular!.. Kale gibi korunan Adnan Hoca malikanelerinde alıkonulan bu kızların aileleri de şikâyetleriyle, defalarca gazetelere haber oldular!.. Dinimizle alay edercesine, müzikli-danslı-kadınlı eğlencelerle ve bir doktor yardımcısının, milletimizin kan bağışında bulunduğu kanları, DNA'ları ve Türk Milleti'nin kan yapısı sırlarını yurt dışına pazarladığı haberleri yayımlandı!.. Bütün bunlarla, kaynağı nereden geldiği belli olmayan sınırsız paralarla bu adam ve müritleri en az 20 senedir şatafat içinde yaşadılar!.. Her zaman olduğu gibi, biz bunları yine unuttuk tabii!.. Şimdi bu yaptıklarının toplam cezası olarak kendisine; "1.075 yıl 3 ay + 9.803 Bin 6 ay hapis + 400 Bin TL para cezası" verildi!.. Zati insan ömrü kaç yıl ki!?
Bu ceza sonrasında, mahkemede bulunan bazı müşteki (şikâyetçi) insanlarımız ile biz Türk halkı da bu sonuca çok sevindik değil mi? Millet olarak yine bu işin asıl sebeplerini hiç düşünmeden, yine bu sonuçlardan memnun olup, rahatladık değil mi? İyi, çok iyi...
İyi de kardeşim, bu şarlatan adam bunca zamandır, "1.075 + 9.803 Yıllık Suçu" herkesin gözü önünde, göstere göstere işlerken; bu ülkenin o dönemlerde görev yapan iktidarları, bu ülkenin İstihbarat Örgütleri, o İlimizin Valileri, Savcıları, Polisleri nerelerdeydi!? Bazıları çıkıp; "Ama biz onu takip ediyorduk!" deseler de, yasa dışı ve geleneklerimize aykırı bir cürüm işlediği belli olan bu adam, en az '20 yıl' takip edilir mi Allah aşkına!? Kim, ne derse desin, insan; 'Bu adam ve müritleri bazılarını tehdit edip, bazılarına da rüşvet falan mı veriyordu acaba?' diye düşünmeden de edemiyor hani?
Çalıştığı gazetesinde, hakaret içermediği halde, iki satır eleştiri yazısı yazan gazetecileri, Anayasal hakları çerçevesinde sokakta bir isteğini bağıran emekçileri anında yakalayıp, olmadık suçlamalarla hapislere atanlar, böylesi suçları işleyenleri nedense görmezden geliveriyorlar!.. İşte kısa sürede 'Basın Özgürlüğü' sıralamasında, 180 ülke arasında 154. Ülke olmamız, herhalde bu yüzden yaşanıyordu? Halbuki, TGC verilerine göre; 2002 yılında bu ülke, Basın Özgürlüğü sıralamasında 99. Sırada bulunuyormuş!.. Kısa sürede tam 55 basamak birden niye gerilere düştük ki!?
Neyse, bu mevzular daha çok su kaldırır da; ben size bugün Orhan Veli'nin "Kitabe-i Sengi Mezar" şiirinin ilk bölümüyle veda edeyim bari...
"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırdan çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi/ Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendiye!.." Sakin KOŞAR...