"YAPARAK, YAŞAYARAK ÖĞRENME METODU !?"

 

 "YAPARAK, YAŞAYARAK ÖĞRENME METODU !?"

Bugün hâlâ, 1954 yılında DP'nin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri tarafından tamamen kapatılan çağdaş ve devrimci eğitim kurumları olan "KÖY ENSTİTÜLERİ"nden övgüyle bahsediliyorsa eğer, bunun tek sebebi, bu okullarda eğitilen tüm öğrencilerin "Yaparak, Yaşayarak Öğrenme Metodu" ile eğitim görmelerinden kaynaklanmaktadır!.. Onlar bütün bilgileri kitaplardan ezberleyerek veya sadece dinleyerek, dört duvar arasında öğrenmiyordu!.. Ziraatçilikten demirciliğe, sütçülükten-arıcılıktan-marangozluğa, spordan-sanattan-öğretmenliğe, bizzat bu işleri yerinde yaparak, sınama-yanılma yöntemleriyle, dört duvar dışında öğreniyorlardı!.. 6'ıncı hisleri dahil, '5 Duyuları' ile bu işlere kendilerini veriyorlardı!..

Bakın ben size bugün, Balıkesir-Savaştepe Köy Enstitüsü'nün Kurucu Müdürü, bilge insan "Sıtkı Akkaya"nın kendi el yazısıyla anlattıklarını aktarayım da, bu güzide okulların hangi şartlarda ve neleri başardıklarını daha iyi anlayınız:

"...16 Nisan 1940 tarihinde iki vagon eşya, 7 tane büyükbaş, 18 tane küçükbaş hayvanla Savaştepe'ye geldim!.. Vagonları boşaltınca kursun yerleşeceği yere kadar eşyamızı taşıyacak işçi ve araba bulamadım!.. Birileri tarafından bizi kötüleyenler yüzünden, köylüler bizi görünce kaçıyor, saklanıyorlardı!.. Diğer köylerden bulduğumuz birkaç adam ve araba ile işlerimizi görmeye başladım... Onlara bilerek çok fazla ücretler ödedim, bunu haber alan bizim köylülerden bazıları gelmeye başladı, bunlar zamanla ve bizi tanıdıkça çoğaldılar!..

Savaştepe köylüleri benim ve arkadaşlarımın her halini iyi gözlemliyor, gözlerinden de hiçbir şeyi kaçırmıyorlardı... Bir süre sonra kursa katılacak Eğitmenler geldiler; köyden alışveriş, akşam eğlentileri, şarkılı geziler köylülerin de gönüllerini okşamaya başladı... Yoksul ve oğulları askerde olan ailelerin ziraat işlerinde yardımlara başladık, onlara eğitici bilgiler verdik, bu davranışlarımızla 'sevgi- saygı çemberimiz' genişlemeye başladı... Köylüler, birilerinin dediği gibi kötü değil, bizim aslında zararsız ve eğitimli kişiler olduğumuzu çabuk anladılar!..

Mayıs-1940'ta, 80 mevcutlu Eğitmen Kursumuz başladı... Haziran-1940'ta Enstitü'ye 40 öğrenci aldık... Ancak, esas inşaat ve okulun diğer bölümleri için gönderilecek 'ödenek' gelmediği için, sıkıntı içinde beklemedeydik!.. Tam bu sırada, 7 Eylül 1940'ta Umum Müdürümüz İsmail Hakkı Tonguç Köyümüzü, Enstitümüzü görmeye geldi... Yapacağımız işleri ve eksikliklerimizi yerinde görüp, gerekli talimatları verdi... 250 öğrenci daha almak için emir geldi... İnşaat işlerimizin daha iyi olması için 'Eskişehir-Çifteler Köy Enstitüsü'nden 22 tane usta öğrenci yardımımıza geldi, inşaatlarımız hızlandı!.. Dört ay içinde bizler, tam 300 öğrencinin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak binaları bitirmiştik!.. Diğer inşaatlarımız için de kendi üretimimzle yılda 280 Bin tuğla ve 120 Bin kiremit üretmeyi başardık!.. Yarma-doldurma şeklinde köy ile aramızdaki yolu bitirip, 12 metre boyunda bir de köprü yaptık, ulaşımı sağladık!.." diyordu...

Herhalde bu Savaştepe Köy Enstitüsü mezunu olan meslektaşlarımız bu unutulmaz, bu efsane Müdür Sıtkı Akkaya'yı hatırlamışlardır!.. Bu insanların çok kısa sürede çabayla, azimle ve yurt sevdasıyla neleri kısa zamanda başardıklarını gördünüz mü!?

Bu efsane Müdür 7 yıl görev yaptığı Savaştepe'den Bursa Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı'na sürülüyor!.. Neden? E canım lânet olası II. Dünya Savaşı bitti ya!? Batı baskısı vardı ya!? 1946'da demokrasiye geçtik, dış destekli muhalefet güçlenmeye başladı ya!? Alnına o zamanlar moda olan "Komünist" damgasını yapıştırıverdiler!.. Kimler? Yeni palazlanan ve göbekten Amerikancı olan yeni yetmeler tarafından!.. Neden? Türkiye uyanmasın, bu devrimci okullar halkın gözünü açmasın, emperyalist güçler ve gözü doymaz kapitalistler rahat etsin, işgal ve sömürülerine aynen devam etsinler diye tabii!..       Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI