BİZ NASIL DİYET (REJİM) YAPALIM !?

 Bazı ülke insanları tarihten gelen ve çevresel mecburiyetleri nedeniyle kimisi tahıla dayalı, kimisi et ve balık ürünleriyle, kimisi de meyve ve sebze ağırlıklı beslenirler!.. Örneğin; Türkiye, İran, Çin, Brezilya, Meksika... gibi ülke insanları tahıla dayalı ürünlerle beslenirler... Başta 'Ekmek' olmak üzere, 'Unlu' besinler bu insanların temel yiyecek maddesidir!.. Bu yüzden bütün insanları, özellikle kadınları kilolu, erkekleri 'balkonlu' haldedirler...

İzlanda, Norveç, Moğolistan, Japonya... gibi ülkeler 'Balık' ağırlıklı beslenirler!.. İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya, Amerika gibi ülke insanları da 'Et Ağırlıklı' yiyeceklerle beslenirken; Hollanda, Belçika, İsrail, Hindistan ve bazı Afrika ülkeleri de sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyi tercih ederler...

Efendim, 'Diyet' sözcüğünün bir Arapça, bir de Fransızca anlamı vardır!.. Arapça Diyet; "İslâm hukukuna göre öldürme ve yaralamalarda, suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan fiyatı, kan parası" demektir... Fransızca Diyet (Diete) ise; "Sağlığı korumak, düzeltmek veya fazla para harcamamak amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz, rejim" demektir...

Rejim Yapmak; "Sağlığı korumak veya zayıflamak amacıyla belirli yiyecekleri belli ölçüde yemek" demektir!..

Zaman zaman moda haline gelen, bütün Basın ve TV kuruluşlarının üzerine atladıkları bu geniş ve kapsamlı konu, hepimizin -öncelikle de kadınlarımızın- hemen dikkatini çeker, iştahını kabartır ve diyete başlama kararı alırlar!.. Bazıları bunu ciddiyetle yaparken, bazıları da kısa zamanda unutup, eski günlerine geri dönüverirler...

Geçenlerde bizim hanım da nereden aklına estiyse 'Rejim Yapma' hevesine kapılıverdi... Cep telefonu internetinden günlerce bu konuyu araştırdı, diyet çeşitleri kafasını karıştırınca da, İzmir'deki sevgili kızımdan, bu diyetin yazılı bir metnini göndermesini istedi... Ertesi günü kargo ile bu metin geldi, oturup merakla okumaya başladık:

"I. Gün sabah kahvaltıda yenilecekler : 2 adet haşlanmış yumurta, sınırsız zeytin, avuç içi kadar peynir, 4-5 siyah kuru kayısı, sınırsız şekersiz çay... Öğleyin: Bir çay bardağı kuruyemiş; (Antep Fıstığı, badem, ceviz, fındık, fıstık.) Akşamüstü: Bir porsiyon meyve... Akşam: Et Yemeği; (Köfte, kavurma, haşlama, biftek,antrikot, pirzola... Izgara veya fırında..) Salata ve bir su bardağı ayran... Ekmek yok...

2.Gün: İki yumurtalı peynirli omlet, sınırsız zeytin, avuç içi kadar peynir, 2-3 adet yeşil biber, 5-6 dilim domates, sınırsız şekersiz çay, bir çay bardağı çerez; (Badem, ceviz, fındık, fıstık...) Akşamüstü: Bir porsiyon meyve... Akşam: Izgara balık, keten tohumu katkılı salata... Asla ekmek yok!..

Sonra devam ediyordu: 3-4-5-6-7-8-9-10-11'inci günler diye: "Menemen, baklagil yemeği, pastırma, kasap sucuğu, tavuk, yoğurt, süt, et, balık..." Ama her sabah mutlak iki yumurta (sucuklu, pastırmalı, peynirli) sınırsız zeytin ve çay... Hiç ekmek yok...

Baktım, baktım da... Bu yiyecekleri görünce, ekmek hiç olmasa da, bunların kalorilerini düşününce, inanın aklım karıştı!.. Hanıma bakıp; "Sen '60 kiloya' düşeyim diye bu diyeti yapmaya çalışıyorsun ama, benim bu işe hiç aklım kesmiyor!.. Bu yiyeceklerle senin iki ay sonra '120 kiloya' çıkman işten bile değil!.. Yani, sadece ekmeği bırakalım diye, bir emekli ailesi olarak hiç alışık olmadığımız bu yiyecekler -özellikle etler, çerezler- sonuçta seni bir şişkoya çevirmesin sakın!?" dedim... Hay demez olaydım; hanımla birlikte, bana inat oğlum da rejime başladı, iyi mi? İki ay sonra yeni bir 'Necdet Tosun Ailesi' ile buluşmak üzere olduğunuzu bildirerek, şimdilik hoşça kalınız...         Sakin KOŞAR...  

YAZARIN DİĞER YAZILARI