DAMAT İLE KAYINPEDERİNİ EVLENDİRDİLER!..

 

                           DAMAT İLE KAYINPEDERİNİ EVLENDİRDİLER!..

Diyeceksiniz ki; “Bu ne biçim haber!? Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu!? Sen bizim aklımızla dalga mı geçiyorsun ihtiyar dallama!?”

Yemin olsun bu işte benim zerre kadar bir kabahatim yok!.. Haber Manisa – Soma’dan geldi… 01 Mayıs gazetelerinin hepsinde de bu ilginç haber yer aldı!.. Olay şöyle olmuş:

Zekeriya Karataş (33) isimli genç ve yakışıklı delikanlı, Muzaffer Yılmaz (56) adlı emekli adamın güzel kızı Gülşah Yılmaz (24)’a âşık olmuş… Bir sürü gel-git, araştırma, söz kesme ve nişan merasiminden sonra düğün ve nikâh tarihi belirlenmiş, hazırlıklar tamamlanmış… 28 Nisan 2019 Pazar günü nikâh yapılmış, gece gelin ile damat ‘zifaf’ için evlerine gitmişler… Sabah kahvaltılarını yaparken, ‘Evlilik Cüzdanı’nı inceleyen damat, gelin Gülşah’ın isminin yerinde, kayınpederi Muzaffer Yılmaz (56)’nın adının yazılı olduğunu görünce, gözleri faltaşı gibi açılmış… Bir cüzdana bakmış, bir geline bakmış, bir de 56 yaşındaki sakallı kayınpederini düşünmüş, basmış feryadı: “Eyvah Gülşah, ben seninle değil, babanla nikâhlanmışım, bak burada öyle yazıyor!..” demiş…

Neye uğradığını şaşıran taze gelin Gülşah, gece yaşadığı yatak yorgunluğu yüzünden, yerinden zar-zor kalkarak, koşup evlilik cüzdanına bakmış, damadın dediği doğruymuş… Kendini ‘Kirlenmiş’ gibi hisseden gelin, bir kocasına bakmış, bir de babasını düşünmüş; “Bu evlilik yürümez; ya ben, ya babam!?” diye gürlemiş…

Damat hemen evlilik cüzdanını alarak nikâhı kıyan memura koşmuş, bu durumun düzeltilmesini istemiş… Memur demiş ki; “Bu kusur sadece evlilik cüzdanındaysa mesele yok, hemen bunu değiştiririz! Eğer kütüğe de böyle işlendiyse, bu işin tek yolu mahkemede ‘Boşanma Davası ‘ açmaktır!” demiş, iyi mi? Damat itiraz etmiş; “Yahu ben mahkemeye gidip de, kayınpederimle evlendiğimi söyleyip, şimdi de boşanmak istiyorum diye nasıl söylerim, el bize ne der!?” diye sorar… Memur; “Kurallar böyle, ben ne yapayım?” der…

İşte bu haberin eni-boyu buydu… Hiç bana bana bakmayınız, ben yazmayıp da ne halt edecektim ki!? Böyle bir olay, belki dünyada ilk defa yaşanıyordu, kaçırır mıydım hiç!..

Diyelim ki, yarın kayınpeder-damat boşanmak için mahkemeye çıktılar, oradaki şahitlerin, mübaşirin, davaya bakan sayın hâkim ve savcının hallerini düşünebiliyor musunuz? Güler misin, ağlar mısın bu garip yanlışlığa!?

Ola ki hâkim kayınpedere sordu; “Bu adamdan boşanmak istiyor musun kızım –çok afedersiniz, elim sürçtü- bu adamdan boşanmak istiyor musun beyefendi?” dedi… Kayınpeder aşka gelip de; “Boşanırım ama, şu kadar nafaka isterim, durduğu evi isterim, bir de son model otomobil isterim efendim!” derse, ne halt edecek damat!? “Olmaz olmaz” demeyiniz; baksanıza neler olmuş da, nelerle uğraşıyorsunuz orada!?

Neyse, aynı günlerde bu gaip Anadolu toprakları üzerinde bir garip olay daha oldu… İnanılır gibi değil ama, bu da gerçek!.. Adını ve yerini yazmayacağım, sadece vahim olayı ve düşündürdüklerini yazacağım:

Daha çok genç ve güzel bir bayan öğretmen, yaşam koşullarından ve kısa sürede başına gelenlerden sonra bunalıma girmiş… Düşünmüş-kaşınmış, kendince bir yol bulmuş: Bankadaki bütün parasını çekerek, kendisini bir gece öldürmesi için bir ‘Kiralık Katil’ tutmuş, ertesi gün de öldürülmüş!.. Polisin dikkati sayesinde olay çözüldü ve kiralık katil yakalandı, yargılanıyor!.. Esas sorun isi şu: Bu ülke insanlarına ne oldu!? Böyle garip ölümler, cinayetler, gasplar, tecavüzler neden patlama yaptı!? Bunlar üniversite uzmanları tarafından neden incelenmiyor, raporları açıklanıp, çareleri niye tartışılmıyor!? Koca üniversitelerimizden tık yok, sanki hepsi birer “Susma Duvarı” oldular! Bence sorun burada!..        Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI