Hani şu aylardır ağızlarında geveledikleri, şu yandaş basın mensuplarının defalarca 'Müjde!.. Müjde!..' diye haberler yaptıkları ve bütün emeklileri ikiye bölerek yine kandırdıkları, o yılan hikâyesine dönen "Emeklilere 100. Yıl İkramiyesi" mevzusu vardı ya!? 09 Ekim günü geç saatlere kadar süren Kabine Toplantısı sonrasında nihayet açıklandı: "Emeklilere bir defaya mahsus 5.000 TL ikramiye, Kasım ayı ortalarında hesaplarında olacak!.. Ancaaakkk... Bu para çalışan emeklilere değil, sadece bir işte çalışmayan emeklilere verilecek!.." diye, umutla bekleyen gariban emeklileri ortalarından tam ikiye böldüler!.. Bu haberle, yine bu iktidar tarafından muhtaç durumda bırakılıp da, o ileri yaşlarında çalışmak zorunda kalan emeklilerin başlarından buz gibi soğuk suları döktüler!..
13 Ekim tarihli 'Karar Gazetesi' haberinde şöyle deniliyordu: "Hani 5.000 TL ikramiyeden mahrum bırakılan 'Çalışan Emekliler' var ya; işte onlar kişi başına, devlete yıllık ortalama olarak en az '51.000 TL' katkı sağlıyorlar, bu verilen ikramiyelerin finansmanının çoğunu bu kesim sağladığı halde, onlara bu para verilmedi!.. Bu çok büyük bir haksızlık ve adaletsizliktir" diyordu... Bu bilgiyi de bir kenara not ediniz lütfen!..
Bugünkü ekonomik şartlarda, aylarca dedikodusunu-haberlerini 'Müjde!' diye verecekleri 5.00o TL para kimin yarasına merhem olacak !? Bir kanser iğnesinin '11.000 TL' olduğu, bir tek dişin '6 Bin ile 19 Bin TL' arasında takıldığı, bir türlü randevu alamadığımız Devlet Hastaneleri yerine, Özel Hastanelerde en basit ameliyatların bile '25 Bin ile 100 Bin TL' arasında yapıldığı, şehirlerde ortalama ev kiralarının '10 Bin ile 20 Bin TL' arasında olduğu günümüzde, bu para kimin derdine derman olabilir ki !?
Bir başka can sıkıcı konu da şu: Ne zaman memur- işçi-emekli maaşlarına zam yapılacaksa, günler öncesinden bütçede yeterli paranın olmadığı, vergi gelirlerinin hem toplanamadığı ve hem de yetersiz olduğu, devlet yatırımlarının hep önceliği olduğu, önce oralara kaynak ayrılacağı, artanıyla da bunlara zam verileceği, kendilerine göbekten bağlı medya kuruluşlarında tekerlenir durur!.. Biraz beklenti üstü zam yapılınca da, hemen ortalıkta; "Kıt imkânlarımıza rağmen size müjdeli zamları veriyoruz!" diye havalar atılır, en yetkili ağızlardan halka müjde şeklinde duyurulur!..
Yahu arkadaşlar; bu maaşlar ve mevcut enflasyon oranında memur-işçi-emeklilere verilen zamlar, birilerinin bize bir lütfu mudur, bunları bize kendi ceplerinden mi veriyorlar, yoksa bunlar her çalışanın ve emeklinin Anayasal hakları mıdır!? Dünyanın her yerinde bir devletin bütün insanları vergilerini verirler, bu para devlet bütçesinde toplanır, oradan da hak edenlere kanunlar çerçevesinde verilir!.. Bu vergilerle parayı veren de millettir, bütçeden bu parayı harcayan veya yatırım yapan da millettir!.. İktidar yetkilileri, sadece bunları belli bir nizam ve yasalarla yönetirler, kendi paylarını da yasal olarak alırlar!.. Yani, kimse bize ulufe dağıtmıyor, babasının hayrına bu paraları vermiyor, cebinden de ödemiyor!.. Eee, öyleyse her zam zamanında bu tantana niye yapılır!? Sanki hayır için kendi paralarını veriyormuş gibi davranıp da, bu zamları verenlere neden şükran duyulması beklenir ki!? Bugün bir parti mensupları bu görevi yapar, yarın da başka parti mensupları aynı görevi yapar!.. Onlar değişir ama, millet asla değişmez!.. Artık bu konuyu iyice anlayıp, başımızdakilerin de öyle davranmaları gerekmez mi? Ama şimdi şu izlenim yaratılmak isteniyor: "Bakın, biz gidersek bu hizmetleri alamazsınız, bizim kıymetimizi bilin, her seçimde de bizi seçin, yoksa ???"
Hayır, yok böyle bir şey!.. Bugüne kadar kaç tane iktidar değişti, kim memur-işçi-emekli maaşlarını vermedi!? Bu saçma düşüncelerden artık kurtulmalısınız, böyle diyenlere de asla inanmamalısınız!.. Unutmayınız, asıl olan sizlersiniz!.. Sakin KOŞAR...