Muhalefetin Doğruları, Yanlışları !?
Ünlü halk şairi Ruhsatî, 19. Yüzyılda yaşamıştı… En sevilen şiirlerinden biri şöyleydi:
“Bir vakte erdi ki bizim günümüz/ Yiğit belli değil, mert belli değil/ Herkes yarasına merhem arıyor/ Dava belli değil, dert belli değil!../ Fark eyledik ahir vaktin yettiğin/ Merhamet çekilip göğe gittiğin/ Gücü yeten soyar, gücü yettiğin/ Koyun belli değil, kurt belli değil!..”
En son seçimi 24 Haziran günü yaptık… Birçok parti ve birçok yiğit çıktı meydane, hepsi birbirinden merdane idi!.. Birbirleriyle anlaşabilenler ittifaklar yaparak meydanlarda güreş tuttular… Sonuçta bir kişi dışında kimse halinden memnun olamadı… İktidar partisi Meclis çoğunluğunu çıkaramadı, muhalefetini Cumhurbaşkanı adaylarının “İkinci Tur” hevesleri kursaklarında kaldı, Anamuhalefet partisinde ‘Liderlik ve Yönetim Kavgası’ alevlendi… Muhalefetin tek tesellisi ise şunlar oldu; HDP baraj altında kalmadı, SP, DP ve BBP birer-ikişer milletvekiliyle de olsa Meclis’te temsil hakkı kazandılar, bakalım bu işin sonu nereye varacak?
Öyle bir kısa sürede erken seçim tarihi belirlendi ki; hiçbir partinin ‘ön seçim’ yapacak vakti yoktu… Milletvekili adaylarını Parti Genel Merkezleri yaptılar…
CHP Lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu, hasta yatağındaki eski lideri sayın Baykal’a ayıp kaçmasın diye, hastanede ayağına kadar gidip, milletvekili adayı olup-olmayacağını sordu… O da aday olacağını söyledi… Halbuki, lütfen yapılan bu teklife çıkıp da; “Çok sağolun arkadaşlar ama, benim durumum Meclis çalışmalarına pek müsait değil, ne zaman ayağa kalkacağım da belli değil!? Siz en iyisi, Antalya’daki genç partili arkadaşlardan bir aday bulun, onu milletvekili seçin!” deseydi, herkesin gözünde daha da yücelir miydi, yücelmez miydi?
Bakınız, “En Yaşlı Üye” olarak Meclis Yemin Töreni’ni sayın Deniz Baykal yapacak denilmişti… Ne oldu? Doktorları buradaki 2-3 saatlik törene bile müsaade etmediler!.. Eee, çok daha ağır çalışmaların yapıldığı Meclis’te milletvekili olmasına niye müsaade etmişlerdi ki!? CHP bir Vekil kaybıyla muhalefete baladı mı, başlamadı mı? Bir tek Milletvekili oyunun önemini, “01 Mart 2003 Tezkeresi” oylamaları sırasında çekilenleri en iyi sayın Baykal yaşamadı mı?
Seçimdeki “Cumhur ve Millet İttifakları” da tez fire vermeye başladı… AKP ile ittifak yapan MHP’nin, seçimden sonra bir yöneticisi çıkıp; “Bundan böyle MHP ne isterse, Meclis’ten o karar çıkacak, esas söz sahibi biz olduk” deyince, hemen görevinden alınıverdi…
Millet İttifakı’ndan İYİ Partili Milletvekili Hayati Arkaz, durduk yerde gidip sayın Bahçeli’nin elini öptü, Koray Aydın da elini sıktı, partisinde kıyametler koptu… Başkan Meral Akşener; “Bu partide uyum içinde ve kararlara saygılı olanlar kalır, gönlü başka yerde olanlar derhal gider!” dedi… İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ da çıkıp; “CHP ile ittifak yapmak, bizim İYİ Parti’ye çok oy kaybettirdi” demez mi!?
Yahu koskoca profesör olmuşsun ama, ne zaman, nerede ve ne konuşacağını hâlâ öğrenememişsin kardeşim!.. Yahu CHP size 15 milletvekilini ödünç vermese, zati seçime bile giremeyecektiniz, ama şimdi 43 Milletvekilinizle Meclis’tesiniz ya işte!.. Siz hangi oy kaybından bahsediyorsunuz bilader!? İnsan biraz makul, biraz mantıklı ve biraz da vefalı olmayı bilmelidir!..
Peki, bugünden sonra neler olur? Hani bizim gözümüze her gün soktukları Afrin, PYD, Terör, Filistin haberleri nereye gitti? Seçim bitti, kaç gündür bunlardan hiç bahseden yok!.. Ama bundan sonra hiç gözümüzün önünden gitmeyecek haberler devam edecek!.. Nedir o? Tabii ki ekonomi!.. Dolar ve EURO yine başını alıp gitti!.. İç ve dış borçlarımız paçamızdan akıyor!.. Bizi çok, ama çok zor günler bekliyor!.. İktidar bu işte mutlak başarılı olmak zorunda, yoksa gelecek seçimde bu Oy ve Vekillerin yarısını bile bulamaz… Sakin KOŞAR…