ÜMİT ÖZDAĞ'IN "DÜELLO" DAVETİ KABUL GÖRMEDİ !?

ÜMİT ÖZDAĞ'IN "DÜELLO" DAVETİ KABUL GÖRMEDİ !?

Öncelikle açıklayalım, İtalyanca bir sözcük olan Düello nedir: "1-İki kişi arasında, tanıklar önünde yapılan silahlı vuruşma. 2-İki kişi arasında tanıklar önünde yapılan sözlü atışma. 3-İki siyasi veya ekonomik güç arasındaki çatışma" demektir. (TDK Sözlüğü-583. Sayfa.) 
Avrupa'da bir zamanlar yaygın olan, genelde kılıçla-mızrakla veya tek mermi atan çakmaklı tabancalarla yapılan düellonun bizdeki karşılığı, seyirciler önünde "Teke Tek Er Meydanı" ya da "Meydan Okumak" şeklindedir!.. Benzeri de, Amerikan kovboylarının teke tek ve aynı anda tabancalarını çekerek vuruşması şeklinde olup, en hızlı ve isabetli atışı yapan hayatta kalırdı. Bizde 'Karakucak Güreş, Teke Tek Yumruklu Dövüş, Bilek Güreşi' şeklinde de tezahürleri vardır!.. 
Efendim, Zafer Partisi lideri sayın Ümit Özdağ ile İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu arasında, mültecilerin sayısı ve geri dönüşüyle ilgili bir kavga çıktı. Sayın Soylu, sayın Özdağ'ın finanse ettiğini söylediği "Sessiz İstilâ" filmini çok sert dille eleştirip, Ümit Özdağ için; "Özdağ zaten adam değil, kendisi hayvandan aşağı bir adamdır, tımarhanelik olanlar burada siyaset yapıyorlar!.. O bir Soros çocuğu, bir operasyon çocuğudur, bazı istihbarat bağlantıları olduğunu biliyorum!.." deyince, küplere binen Ümit Özdağ basın önünde; "06 Mayıs 2022 Cuma günü saat 11.00'de İçişleri Bakanlığı kapısı önünde ve silahsız olacağım, seni düelloya davet ediyorum, erkeksen orada beni beklersin, sana orada kimin çocuğu olduğumu göstereceğim!.." dedi.
Ümit Özdağ, bir gün önce söylediği gibi; Cuma günü saat 10.35'te yola çıktı, arkasında bir basın ordusuyla tam İçişleri Bakanlığı'na 100 metre kala polis engeliyle karşılaştı!.. Sayın Süleyman Soylu ise ortalıkta görünmüyordu, basın açıklamasını bu uzaklıktan yapmak zorunda bırakıldı, biz gazetecilerin tüm hayalleri de orada yarım kaldı!..
Halbuki bizler bu haber uğruna gece boyunca neler hayal etmiştik: Sayın Ümit Özdağ 'Er Meydanı'na, koltuğunda muhalif Cazgır, sayın Soylu da sağ koltuğunda bir yandaş Cazgır ile çıkacaklar meydana, seyircilere şöyle tanıtılacaklardı: "İki yiğit çıktı meydane/ ikisi de birbirinden merdane/ Tokyo doğumlu pehlivanımız Ümit Özdağ/ Size Japon dostlarımızın selâmlarını getirdi/ Ülkesine hizmet üçün kendini yiyip bitirdi/ Bu yiğide 'tımarhanelik' demek günahtır/ Erkek adamlık, çağırılan meydana çıkmaktır!../ Allah Allahhh, Allah Allahhh/ Hep beraber diyelim, koç yiğidimize maşallah!.."  
Soylu'nun Cazgırı söz alıp; "Pehlivannn, pehlivannn/ Niye böyle döndü ki devran/ Bizim tarafta gördüğünüz/ Herkese posta koyan Oflu Süleyman!../ Trabzon'dan çıktım yan basa basa/ Cümle teröristleri boğdum yasa/ Başarılarımı kıskanıp, geldiler gaza/ Bir de başımda Sedat Peker olmasa!../ Hadi Ümit abi, gayri vakit doldu/ Benle niye uğraşır, aklım almadı/ Bitirelim şu işi, sabrım çatladı/ Sizinle uğraşmaktan yoruldum/ Tepemde saçım kalmadı!../ Allah Allahhh, Allah Allahhh/ Sakın bize güvenip de, belâ arama aman/ Hadi, ne halin varsa gör Süleyman!.."
Sizleri bilemem, ama ben bu düello için erkenden kalkıp kahvaltımı yaptım, marketten çekirdek-leblebileri alıp, televizyonumun yanına istifledim, kimse rahatsız etmesin diye kapıları kilitleyip, cep telefonumu kapattım, eşimi de bir bahaneyle karşı mahallede oturan oğlanın evine postaladım, saat 10.00'da TV'nin karşısında not defterimle mevzilendim!.. Dakikalar geçmiyor, naklen yayın başlamıyor, saate bakıp durup, çekirdek çitlemekten bunalmıştım ki; saat 10.33'te, onlarca televizyondan sadece Halk-TV ve bir de TELE-1 naklen yayına başladılar!.. Diğerleri mi? Yemek programları, Ukrayna savaşı ve 'hangi şarkıcıları, sevgilileri kimlerle aldatıyor' ile ilgili çok daha önemli (!) konuları naklen haber yapıyorlardı!..
Söz verdiği gibi Ümit Özdağ geldi, Bakanlığa gitmesi engellendi, yol ortasında zehir-zemberek bir açıklama yapıp ayrıldı, görünürlerde sayın Süleyman Soylu yoktu!.. Benim gibi mizah yazarlarının hevesleri kursaklarında, hayalleri beyinlerinde, hazırladıkları not defterleri ellerinde kalakaldı!.. Böylece ilk maç sonunda, sahaya çıkmayan tek kişilik takıma karşı, Ümit Özdağ 'hükmen galip' ilân edilip, üç puanı partisine götürdü!.. Sanırım, haberi duyan diğer dünya insanları, bu olanlara münasip bir yerleri ile gülüyorlardır zaar!?    
YAZARIN DİĞER YAZILARI