Adana Tüyap Kitap Fuarında tanıştığım sevgili öğretmenim Ufuk Sürmeli'nin 'Kül Rengi Hayatlar' adlı öykü kitabını bu hafta içinde okudum. Ufuk Sürmeli öğretmenimle, Türkiye Yazarlar Sendikası standında yan yana kitaplarımızı okurlarımıza imzaladık. Tanışma sonrası da kitaplaştık. Hoş sohbet bitince akşamüstü yeni edebiyat günlerinde bir araya gelme dileğiyle vedalaştık. Adana kitap fuarı bizim için çok renkli ve güzeldi. İstanbul Tüyap Kitap Fuarı sonrası Çukurova Kitap Fuarına katılmanın onurunu ve gururunu yaşadım. Birçok eş dost arkadaş edindim. İlk öykü kitabım 'Meyistan' burada ilk kez okurlarla buluştu ve büyük bir ilgi gördü. Okurlarıma teşekkür ederim.
Kül Rengi Hayatlar, hüzün ve acı dolu öyküleriyle yüreğimi daralttı. Üzüle üzüle okudum. Dramatik öykülerini sırayla okudukça öykü kahramanlarıyla kendimi özdeştirdim ve daha çok üzüldüm. Gerçeklerden beslenen birbirleriyle bağlantılı öykülere yer vermiş yazarımız. Toplumsal düşünce ölçüsünde emek harcayarak sevgiyi ve mutluluğu yakalamaya çalışan halk kitlerinin dramatik olaylarını gözler önüne sermiş Ufuk Sürmeli. Kıyıda köşede kalmış insanların hüzünlü hayatları, vakitsiz yitirilenlerin bıraktığı duygusal mirasları ve toplumcu gerçekçi anlayışın etkisinde kaleme alınmış dramatik olaylarıyla okunmaya değer bir eser Kül Rengi Hayatlar.
Ufuk Sürmeli, 1979'da Tarsus'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Tarsus'ta tamamladı. 2000 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli dergi ve sitelerde yazıları yayımlandı. Artvin, Rize ve Kahramanmaraş'ta öğretmenlik yaptı. Tarsus'ta Türk dili ve edebiyatı öğretmenliğine devam ediyor.
Kül Rengi Hayatlar da birbirinden güzel dramatik sekiz öykü var. En çok iki öyküyü sevdim. Bir çift göz ve Cendere öykülerinden etkilendim. Genç kızın güzel ela gözlerinden etkilenen gencin hayal dünyasına ve duygularına yer vermiş yazarımız. Cendere de ise umudunu hiç yitirmeden iş kovalayan Fırıncı Halil'in öyküsünü yazmış. Kar, kış, yağmur, fırtına ve tüm olumsuzluklara rağmen pes etmeyen Halil usta sonunda istediği işi bulur ama yine de yufka yüreği başkaları için çarpar ve hayatın hüznüne, cenderesine kendince gönderme yapar. İşte insan olmanın erdemi de budur. Bu öyküden ders ve feyz almalıyız. Yazarımız şunu söylüyor: ''Kalem, tek bir kişiyi yazmaz hiçbir zaman. Yazgısı kül renginde olanların geride bıraktıkları da aynı rengi solumaya başlar.''
Aratos Yayınları tarafından basımı yapılan öykü kitabını mutlaka okuyunuz. Kendinizden eminim bir şeyler bulacaksınız. Hayatın hüzünlü yanları da var. Keyifli okumalar dilerim.