TURGAY MUTLU MUTLU KÖŞE
ZELİŞ TÜTÜN ZAMANI
Tütün, zahmetli, bakımı zor, meşakkatli bir iştir. Ege bölgesinde bu işi yapanlar çok iyi bilir bunun zorluğunu. Aynı bir çocuğun bakımı gibi özen ister. Fide halinden satışına gidinceye kadar aile onu gözü gibi korur. Çünkü ekmek parasını, geleceğini onunla temin eder. Bizim ailemizde tütünden para kazandı. Hak edilmiş alın teriyle kazanılan parayla yuvamız şenlendi. Bereketlendi. Gençlik yıllarımda İlçemizdeki TEKEL Müdürlüğünde Eksper Ünal beyin yanında katip olarak çalıştım. TEKEL ekibi olarak köylerimizdeki tütün damlarını ve depolarını bir bir dolaşarak rekolte ve randıman tespiti yapardık. Emekçi köylüler tütünlerine iyi randıman (A-Grad) tespiti yaptığımız zaman çok sevinirlerdi. Özellikle susuz kır tütünleri birinci sınıfa girerdi. Balyadan çekip aldığımız bir yaprak, güneşte altın sarısı gibi ışıl ışıl parlardı. Bizimle beraber üreticinin gözü de aynı şekilde parlar ve iyi kalite tütün yetiştirdiği içinde gururlanırdı. Mutlu olurdu. Tütün üreticisi köylülerimizin o güzelim gülümsemelerini , ışıltılarını ve sevinçlerini bugün bile unutamıyorum, anımsıyorum. Hey gidi günler hey!
Necati Cumalı’nın ‘’Zeliş’’ romanının konusu da tütün işçiliğini anlatılıyor. Zeliş--Tütün Zamanı, Ege bölgesinde Urla’nın köyünde yaşanan kızın sevdiği gençle kaçması olayıyla ilgili bir romandır. Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, ‘’Tütün Zamanı’’ genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı Zeliş’te, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekicilerinin yaşamlarını yansıtıyor. Aşkını, aile çevresine, bütün bir kasaba halkına karşı tek başına cesaretle savunan Zeliş, romanın yayımlandığı günden beri , Türk edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960’ta sinemaya, 1973’te televizyonlara aktarılan ‘’ Zeliş’’, Türkiye radyolarında da, radyo oyunu olarak birçok kez yayınlandı. Kısaca özeti: Kavalalı Recep, kışın Urla’da oturan yazın da tütün ekicisidir. Yazın tütün tarlasına kurdukları çardakta yatar kalkarlar. Karısı Meliha, büyük kızı Zeliş ve küçük kızı Rabiye ile birlikte tarlalarında tütün kırar, dizer, kurutur ve işler. Zeliş, güzel zekidir. Ali Onbaşı’nın oğlu Cemal ile birbirlerini severler. Cemal Zeliş’e ayna tutar, mektuplar yazar, sevda manileri düzer. Komşuları Bekir Ağa, tarla ve bahçe sahibi olan varlıklı, fırsatçı, yaşlı bir adamdır. Recep ise tembeldir, kahvede oyun oynar. Bekir Ağa’dan borç para alır. Borçlarını ödeyemez duruma gelmiştir. Bekir Ağa bu fırsatı kendi çıkarına kullanmayı tasarlar. Zeliş’i babasından ister, o da tütün işi bitince kızını vermeyi kabul eder.
Bekir Ağa’nın niyetini sezen Zeliş, hazırlıksız olsa da Cemal’e kaçar. Zeliş’in yaşı 18 olmadığı için iki aşık kaçarlar. Günlerce aç susuz gündüz saklanarak dere tepe dolaşırlar. Birkaç köylü yardım eder. Recep kızını kaçıran Cemal’den şikayetçidir. Bekir Ağa’da nüfuzunu kullanır. Zeliş ile Cemal bir gece sığındıkları kulübede sevişirler. Zeytinliklerde işçi olarak zeytin toplarken jandarmalar kaçak sevdalıları yakalar. Cemal hapse atılır. Duruşmada Zeliş, Cemal’i sevdiğini kendi isteğiyle kaçtığını, kimsenin suçu olmadığını cesaretle söyler. Köylülerin araya girip Bekir’i ikna ederler ve davadan vazgeçirirler. Yusuf Çavuş’un yardımıyla avukata dilekçe yazdırıp hakime verirler. Bir yaş küçük Zeliş’in nikahı da kıyılır. Hapisten kurtulan Cemal ile Zeliş, İzmir’deki tütün fabrikasında çalışmak için Urla’dan ayrılıp İzmir’e yerleşirler. Mutlu bir yaşam artık onları beklemektedir.
Bu güzel romanı mutlaka okuyun derim. Severek keyifle okunuyor. Akıcı bir dille yazıldığı, hayatın özüne değinildiği, yansıttığı ve bizleri bize anlattığı içinde bu roman okunmalıdır.