ACI TÜTÜN ANILARI: I
Ünal Şöhret Dirlik
Siz hiç tütün tarlasından geçtiniz mi? Gerçi tütünler çiçeğe davrandığında mis gibi kokar; ama gerisi acıdır, tasadır,kahırdır,sıkıntıdır tütüncülüğün.Nisan,mayıs ayları tütün dikimi aylarıdır.Bazen haziran ortalarına doğru sarktığı görülür.Bu durum daha çok taban araziler dikilirken yaşanır.Taban arazilerde kışın su durur, ya da çokça su görür, topraksuya iyice doyar.Tütün dikimlerinde geç tava gelmesi de bundandır.Tütünün dikiminde de, çapasında da, kırımında da çok erken ineceksin tarlaya.Güneş doğduktan sonra çok zordur ttütün işlemek, çok zor.
Nisan, mayıs ve haziran aylarında tarlaya dikilen tütünün üç çapası vardır.Tütün fideleri çeldiremeye(kökleşiprüzgharla saınmaya) başladığında birinci çapa atılır.Otları ayıklanır, fidelerin köklerinepek yanaşmadan arığın içi dikkatlice kabartılıp-çapalanır.İkinci çapada arığın içi tamamen çapalanır, tütünlerin dipleri kabartılır. Üçüncü çapada düzlenir, tütünlerin dipkökenlerine çapayla toprak çekilir.Arıkların arası düzlenir.
Siz hiç haziran ve temmuz ayında sabahtan akşama kadar tütün çapaladınız mı? Ben çapaladım.On ark çapalamadan karaağacın dibindeki su testisine çok gittim. Deli sıcağın bağrında yanar dururesunuz.Testideki su ateş gibi ısınır da bir yudumcuk içemezsiniz.Testiyi bağın dibine döker, Peçenek’te isek Durmuş Demnirci’ninevinin önündeki kuyuya koşardık doldurmaya.Tütün kırımında güneş karşı tepelerin başına vurmadan tarlaya varmış olacaksınız.Güneş doğduktan kısa bir süre sonra tütün yaprakları iyice gevşer , kırması, demet yapması zorlaşır.Sabah serinliğinde tütün zifiri ellerinize bir yapışırsa, güneş kızdığında on yapışır.Elleriniz ve kollarınız zifte batırılmış gibi olur. Kapkara ve yapışkandır acı tütünün zifiri.
Fethiye’de; Yeşil Üzümlü, Kaya, Ovacık, Hisarönü,Ovacık,İncirköy,Kor, Kızılbel,Eşen ve çevresindeki köyler; Dodurga, Gülmet, Çukurincir,İzzettin, Boğaziçi,Arpacık,Kemer ve çevresindeki köyler ve Eşen’in kurak köylerinin tütünlerinin boyu mayıs ayında yağmur yağmamışsa bir karışı azıcık geçer, yağmur yağar ve azıcık su yüzü görürse boyları uzar.
Dip kırımı dediğimiz en dipteki üç-beş yaprağın kırımında parmak uçlarımızı toprak yer, yer de yara bile yapar.Ölümdür dip yaprağı kırmak, ama çekilecek mutlaka. Şimdiye kadar çekti tütüncü köyler.Başka ne biter bu kıraç topraklarda, acı tütünden başka.
Tütün sabah çok ereken kırılır, güneş doğduktan sonra tütün kırmak, demet(tapa)yapmak zor olduğundan sabah ezanı okunurken Tarla’da olurlar Üzümlülüler, İncirköylüler,Korulular, Kızılbelliler,Kayalılar, Ovacıklılar ve diğer tütüncü köylüler.
Tütün dizmek en kolay iş gibi gelir, gelir ama,hiç de öyle değildir.İki iğne(şiş) doldurmadan uyuklayıverirsiniz.Uyumadan, azıcık kestiemeden olmaz.uyurv gelirsiniz, biraz su içer,yüzünüzü yıkar uykunuzu uçurursunuz.İlk dalgınlığınızda tütün şişini işaretparmağınıza btırıverirsiniz: Bazen kan bile çıkarTütün dizme mevsimi boyunca işaret ve yanındaki parmağınız delik-deşik olur iğne yarasından.Kışın sonuna doğru kendiliğinden kapanır gider bu yaralar.Elli yılı çoktan aştı tütün dizmeyeli,ama parmaklarımdaki iğne yaralarının izleri öyle duruyor gibi geliyor bana. Ara-sıra aklıma gelir ellerimi açar kontrol ederim.
Tütün satımları düğünü, bayramıdır bizim köylülerimizin.Piyasanın açılışından iki gün evvel tütün koçanları hazır edilir, bir gün önce de İskele’ye (Fethiye’ye) inilirdi.Tekel’in baş fiatı öğrenildikten sonra satış kolaylaşır. Tekel alırsa tütün paraları aylarca gelmez, diikiminden başlayarak hesaplanırsa 15/16 ayı geçer tütün ürününün elde etmenin süresi.Çünkü bizim tarlalarımızda başka ürün bitmez. Suladığın da her şeyi ibtireek boz bulanık çaylarımız mı akıyor?
Tütün balyalarında beşer, onar kilo kapa çıkarırdı tüccar veya Tekelin alım eksperleri.Kapa bozuk tütün demektir: Bu miktarları kilodan düşerlerdi,ama bozuk dedikleritütün balyanın içinde öylece kalırdı.”Arkadaş senin tütünün alıyoruz amma, kapaya ayırdıklarımızın parasını vermeyiz”demekti bu.Hep onların dediği olurdu.
Tütün Teekel maddessidir ve satıcın boynu kıldan ncedir.Tütünden aldığın para borçlarına yetmiş, yetmemiş, oğlunun veya kıznın düğününü yapar mışsın, yapamamışsın kimin umurunda.
Tütün kurak arazilerin ürünüdür.Sulanınca kalitesi düşer,amma dönümden aldığın miktarçok çok artar.Onun için sulak arazilere tütün dikme izni verildi vakti zamanında.
Tekel ilk kurulduğu yıllarda, kurak arazilere tütün ruhsatı vermiştir.1950’li yıllarda sulanabilir arazilere de izin verildi.Tütüncülük geniş arazilere yayıldı.Verim arttı., kalitesi de düştü.Bazen sulanan arazilerin tütününe baş fiat verdiler, kurak arazilerde tütün yetiştiren üreticilerin ekmeğine kan doğrandı.. Bir zaman geldi, zar-zor geçinen tütüncülerebir darbe geldi. Tekel her üreticini yetiştireceği ürünmiktarına sınır getirdi.Buna “kota uygulaması”dediler.”Sen 195 kg. Tütün yetiştirebilirsin, fazlasını almayız.”,”Sen 160 kg. Tütün yetiştirebilirsin”, Sen 205kg.tütün yetiştirebilirsin”dediler. Böylece kurak arazilerde tütün yetiştirenlerin elleri kolları bağlandı.Sulak
Oysa yapılacak iş;sulak arazilerde tütüncülüğü men edip, kurak arazilerdedn kotayı kaldırmak,en doğru yoldur.Tütün üreticileri kota kurbanı şimdi.Elleri böğürlerinde kalakaldılar.İncirköylüler,Korulular, Kızılbelliler, Üzümlüler , Mesenizliler,Dodurgalılar, Beşkavaklılar, Gülmetliler,İzzettinliler,Kayalılar, Ovacıklılar ve de Arpacıklılarla diğer tütüncü köyler.Meclisten geç saatlarda çıkarılan yeni tütün kanunu ile açlığa mahkûm edildi tütüncülerimiz,çok yazık oldu!
Akşam karanlığına kadar belimiz iki büklüm tütün dikmeye, çapalamaya, yatsılara kadardizmeye,tütün paralarını üç-beş ay geç almaya mum olduk.Elimizin zifirini yıkamadan sofraya oturmaya, birazcık dinlenmeden tekrar tarlaya tütün çapasına gitmeye razı olduk. Ekilir, dikilir bunca arazilerimizi, pekmezlik üzüm veren bağlarımızı bırakıp şehir kenarlarına gecekondu mu kuralım?Alamanya işçi de almıyor gayri, ne edelim.
Gençlerimizuzun saplı,yabancı markalı sigara içmeye başladılar. Bizim tütünlerimizden sigara olmayacak mı gayri?Sevgili milletvekillerimiz: tütüncüye son darbeyi vurmadan dağılın yurdun dört bir yanına: Ege’ye, Akdeniz’e, Karadeniz’e,Bitlis’e, Muş’a gidin ve bütün tütün yetiştiren ınsanlara uğrayıp, tütüncülerin çilesini öğrenin. Tütün dizilen evlerde birer,ikişer saat misafir olun: Onların neler çektiğini gözlerinizle görün.
Ankara’ya döndüğünüzde;” Elinizi kalbinizin üstüne koyarakoy verin., vakit geçmiş değil,verdiğimiz oyları haram etmeden önce yazdıklarımı okyun lütfen.
Son pişmanlık para etmez. Tütüncülüğü öldürüyorsunuz.
Saygılarımla.
Not:Bu yazım Cunhuriyet’te yayınlandığı günlerde ,’tütün ile ilgili kanun meclisten geçti, iş onaya kaldı’ derken o da oldu.Sonu hayrola!’