FOLKLOR
ÇENGERLİ OSMAN EFENDİ:
Yaklaşık beş yüz yıl kadar önce Isparta dolaylarından Fethiyre çevresine gelen Osman Efendi, şimdiki ÇENGER köyüne yerleşmiş.Ömrünü çevredeki ve gidebildiği yerlerdeki köylere, mahallelere cami yaptırmak,uygun yerlere su indirmekle geçirmiş bir evliyadır.Onunla ilgili çok sayıda menkibe anlatılır.Bunları kısa kısa yazıyorum.İleride Çengerli Osman Efendi ile ilgili araşrtırmalarımı bir kitapta toplamayı düsünüyorum. Bu sayfalara yazmayı pek uygun görmüyorum. Neden mi?hazırcılar tarafından alıntılar yapılmasına uygun oluyor da ondan. Yine de düzgünce olması yayınlanmaya uygunluğu çekici gibi geliyor da..
*
Osman Efendi ve eşi Bağarası denilen arazide arpa biçiyorlarmış. Bir aralık Çengerli Osman Efendi kendi kendine gülümsemiş.Bunun farkına varan eşi: "Efendi Efendi! Kendi kendine güldüğünün farkında mısın? Diye sormuş.Osman Efendi: "Yayla Koru'da bir gelinin sütü taşmış."Yetiş ya Osman Efendi!" diye feryat ediyor.Oysa kazanın altındaki ateşi çekiverse sütün taşması duracak.Ona gülüyordum" demiş...
*
Sahil Koru üzerinden, Beyköy yoluyla İncirköy'e gidiyormuş. Beyköy sarnıcının yanındaki (Yunaklıkta) çamaşırlıkta, çamaşır yuyan kadınlardan su istemiş.Kadınlar çamaşır yıkadıkları için yarı üryan imişler.Hiç birisi "Amca biz yarı çıplağız, su veremeyiz"dememiş de "Doğru yoluna get" diye bağırşmışlar. O zaman Osman Efendi ilenmiş:"Nahha! Yedi evden ileri gitmeyin" demiş. O zamana kadar çok kalabalık olan Beyköy Mahallesi azala azala bir tek eve kadar düşmüş.O evin sahibi de gündüzleri evde oturur, akşam oldu mu keçileri, koyunları ahıra, ağıla kilitler İncirköy'ün yolunu tutar, sabahleyin erken gelir keçileri ve koyunları yayılmaya çıkarır, büyükbaş hayvanların da bakımını yapar, günlük işlerini yürütürmüş.Buradan susuzluk yüzünden ayrılmak zorunda kalan aileler:Yeşil Üzümlü'ye, İncirköy'e, maden işledikleri Yürek'e, Karagedik'e göçmüşler.Bir anlatıma göre Beyköy'den her geçişinde beyler ve diğer mahalleliler: Osman Efendiye "Şunun kılığına,kıyafetine bakın.Bundan hoca mı olur?"diye açık açık alay ederlermiş.Osman Efendi bu yüzden ilenmiş derler.
*
Osman Efendi'nin bir gün GÖCEK'e yolu düşmüş.İkindi namazından sonra, cemaat dağılmadan önce "-Arkadaşlar, ben bir müddet burada kalacağım.Hergün bir arkadaşımızın evinde misafir olacağım."Demiş ve sonra birisiyle gitmişler. Yemişler, içmişler,sonra akşam ve yatsı namazını camide beraberce kılmışlar.Cemaatla camin bahçesinde sohbet edip dağılmışlar.Sabah namazında camiye tek başına gitmiş, namaz bitince kaldığı eve dönerken, bir evin önünde yaşlıca bir ninecik eşeğini binek taşına çekiyor. Binmek için binek taşına yöneldiğinde eşek taştan uzaklaşıveriyormuş. Osman Efendi inatçı eşeğin yularından tutmuş, nineciği eşeğe bindirmiş, yuları eline vermiş ve sormuş;
-Nineciğim öyle erkenden nereye gdiyorsun?Nine cevap vermiş:
"-Oğlum köye misafir gelmiş.hergün bir evde misafir kalacakmış.Bu yüzden daha yayla zamanı gelmeden ,köylüler geceden yaylaya göçtüler,Eşeğin başını salıver de onlara yetişeyim."demiş.O zaman Osman Efendi:
-Eremedim şu Göcek'in yayla göçüne,ben gideyim de cavurlar otursun içine"diye ilenmiş.O zamandan bu yana Göcek'ten hiç gavur eksik olmazmış. Diye öykünür yaşlılar. Turist olur gelirlermiş,madenci olur gelirlermiş,maden sahibi olur gelirlermiş,methini duydukları Göcek koylarını görmek için gelirlermiş...
Not:xxGöcek ve İnliceliler Fethiye Çameli arasındaki Tuzla Beli yakınlarındaki Karanfilli yaylasında yazlarlar.
*
Osman Efendi şimdiki adı Uzunyurt olan Faralya köyüne davet edilmiş.Faralya başta olmak üzere Karaağaç,Kirme,Sar(Hisar) Kızılcakaya,Kzağacı ve Kabak mahallesinen oluşuyor.Babadağın yedi yrinde yedi mahallrden oluşuyormuş.Yedi tepede yedi mahallr.Köylüler bir hafta boyunca hocaya çok iyi bakkışlarO da köylülere öğütler vermiş,yol göstermiş. Köylüler demiş ki;
"-Hocam biz bir cami yaptırmak istiyoruz.Yerini belirleme de yardımcı olur musunuz?Osman Efendi bu işi benimsemiş ve memnuniyetle kabul etmiş./Çevreyi iyice dolaşmış.Köyülülere, "Kızılyaka Mahallesinin Belen mevkiindeki düzlüğü göstermiş. Camiyi buraya yapın, Suyu da yakındadır.bütün mahallelerin ortasındadır."demiş kararını vermiş. Ertesi gün Osman Efendi'nin de gayreti ile taş çekmeye başlamışlar.imece ile bir haftada camiye yetecek kadar taşı harnman yerinin etrafına yığmışlar.Çengerli Osman Efendi ertesi gün köyden ayrılırken"Yeriniz hazır,taşınız hazır,içinizde çok sayıda taş ustası var.Eğer sıkıntınız olursa beni çağırın" demiş, Çençer'in Çenger'in yolunu tutmuş.
Ertesi gün cami yapılacak yere toplanmışlar.Belen Mevkiinin Kızılcakaya'ya bile uzak olduğunu, Belen'de hiç kimsenin oturmadığını belirterek bu taşları Kızılcakaya'ya taşıyarak camiyi oraya yapmaya karar vermişler.Hemen işe başlamışlar, bu sefer on gün uğraşarak bütün taşları Kızılcakaya'daki harman yerine yığmışlar.
Ertesi sabah kalkmışlar, bir de bakmışlar kiharman yerinde bir tek taş yok.Merakla Belen'e koşmuşlar, bir haftada zorluklarla taşıdıkları taşlar oraya taşınmamış mı?Bir yanlışlık yaptıklarını o zaman anlamışlar.ve camiyiÇengerli Osman Efendi'nin gösterdiği yere yapmışlar.(Belen Mevkiindeki bu caminin kalıntıları bellidir.Bu kıssayı İncirköy'lü Emekli Ormancı Hayrullah Kocaman bizzat anlattı, ben de yazdım.Allah rahmet eylesin.)