AKSU DEDİKLERİ
Karanfilim saksıda
Bir yâr sevdim Aksu’da
Mevlâm bizi kavuştur
Ezan ile yatsıda.
1940/1953/lü yıllar)
Ünal Şöhret Dirlik
Uzun yıllar bir arada çlıştığımız Aksu Köy Ensttitüsü mezunu,en son Patlangıç İlkokulu Müdürüolarak görev yapan,ideal öğretmen Nazmi Kışlak Anısına:
Aksu denildiği zaman önce yukarıdaki türkü aklıma gelir.Deli gençliğimin geçtiği İncirköy Ovaları, bağ yolları, harman yerleri,tütütn tarlaları bir bir geçer-gider gözlerimin önünden. Sonra İncirköy Çamlığı gelir, gelir de ta şurama ,sol böğrüme bir sancı siplenir.Bizi oktan Köy Enstitüsü’nden mezun olmuş, çiçeği burnunda, genç ve idealist öğretmenlerim gelir.Çoğu aramızdan ayrılan bu değerl i öğretmenlerimizi hatırlamamak mümkün mü? Hele hele; tütün tarlalarından aşka dünya yüzü görmemiş kızlarımızın uyarladığı yukarıdaki türküyü, tütün dikimlerinde,tütün çapalarında söylemeleri yok mu ya? Unutulur değil!
O zamanlarda okuyan, eli kalem tutan çok az insan vardı.Onun için kızlarımızın mani ve türkülerinde hep Aksu ve Aksu’lu vardır.Bir de “Ya Aksu’luya varacaksın ya taksili’ye!” derlerdi.Taksiliden murat şofördür.Şoförlük çekici bir meslekti kızlarımızın yanında. Ayağının yerden kesilmesi var; işin içinde.Araba kullananların eşi de rahat edecek gibi görünürmüş anlaşılan.
Beni bu yazıyı yazmaya yönelten; şimdi her biri oğul-uşak,torun torba sahibi olan kızlarımızınsöyledikleri mani taksili istemeleri değil; Köy Enstitülerinin Kuruluş yıldönümü olan “17.Nisan”gününün yaklaşmış olmasıdır.
Ben de öğretmenlerimden esinlenip girdiğim sınavları kazanarak Aksu’ya (Antalya Aksu Köy Enstitüsü)ne vardığımda küçücük bir köy çocuğu idim.Enstitü’nün kapısından girdiğim andani tibaren kendimi yarının bir öğretmeni olarakdüşündüm.Altı yıl boyunca ona göre hazırlandım.O yıl sınavları kazanıp Aksu’ya gidecek arkadaşlarım şunlardı:Muğla Yerkesik İlkokulundan Rüştü Karakoç, Köyceğiz Merkezden Nedim Can, Ortaca’dan Kemal Şahin,Fethiye İncirköy’den Ünal Şöhret Dirlik(ben), Fethiye Üzümlü Bucağından İsmet Gökçöl, Günlükbaşı’dan Kemal Kara ve Erol Poyraz. Bir yıl önce gidip hazırlıkta okuyan ve I/A sınıfında buluştuğumuz Karaçulha’dan Hasan Balcı,Dalaman’dan Arif Alptekin’le dokuz Muğla’lı oluyorduk.Yalnız o yıldan itibaren Muğla’lı öğrenci alınmDI. Ortaklar’a ve ardından Gönen’e gönderildi sınav kazananlar.Ayrıca kız öğrenciler de Bolu’ya gönderildiler.
Altı yıl boyunca köyde çalışmayı düşündüm ve öğretmen olduktan sonra hep köylerde çalıştım.Patlangıç İlköğretmen Okulunda çalışırken şehir sıram geldiği halde gitmek istemedim ve emekliliğim gelinceye kadarPatlangıç köyünde çalıştım.
Yazıma başlarken “bizi yetiştiren öğretmenlerimiz hep köy Enstitülerinden gelmişlerdi”diye yazdım.Temelimiz köy oluınca şehirde öğretrmenlik yapmayı düşünmedim.Bizm İncirköy’de İlkokul 1944-1945 Öğretim yılında açıldı.İlk öğretmenimiz Kızılçullu Köy Enstitüsü’nden mezun olan Köy Muhtarımızın oğlu Ziya Şahin’dir.O yıl sonunda sınavları kazanıp Hasanoğlan’aResim Bölümünü okumak için gitti.Orada okurken öldü.Sonra HacerDemirezen, Ferit Solmaz, Fevzi Orhun, M.Ali Akçin geldiler. Bunlar hep Aksu Kökenlydiler.Ölenlere Allah rahmet eylesin, sağ olanların kulakları çınlasın. Biz onları hiç unutmadık.
Köy Enstitülerinin kuruluşyıl dönümü olan, 17 Nisanlar’da yurdun dört bucağına dalmış bulunan Köy Ensttttitüleri’nde bayram yapılırdı.O gün çeşitli etkinlikler sergilenir, sportif faaliyetler ve müsamerelerle güne renk katılırdı.
Her sabah bütün öğrenciler spor alanında toplanır, içiçe daireler halinde milli oyunlar oynanırdı.En ortada bir masanın üzerindeöğretmenimiz Mehmet inal, okulun davulcusu Fethiye’nin Seki Bucağından Hasan Karabulut, akerdionda Fethiye’nin Seki BucağındanNevzat Yaayalalı,yine akerdionda Fethiye’nin Eşen bucağındanRıza Özden olurdu.Her sabah bir saat sürenbu toplu oyunlar unutulabilir mi? 17 Nisan günü bütün sınıfların katılabileceğisportif yarışmalar yapılırdı.
“Niçin köylere gidiyoruz?” düşüncesinden hareketle, köyü ve köylüyü bizim uyandıracağımızı, bizim gibi köyü seven genç öğretmenlere köyün ve köylünün ihtiyacı olduğunu, kısacası köyde önder olacağımızı, bunun yolunun da köyü ve köylüyü sevmekten geçtiğini anlatırdı öğretmenlerimiz.
Hiç bir art niyetleri olmadan, tamamen yurt kalkınmsını düşünertek yetiştirdiler bizleri: Cavit Orhan Tütengil, Remzi Arifioğlu, Cevdet Tinel, Tahsin Aygün, Musa Okay, Makbule Çetik, Zeliha Çatallar(Kaarakapıcı), Meliha Özün, Belkıs Kurt, Necla Mutlu,Necati Mutlu, Hasan Atalay, Perhan Atalay, Selahi Ertuğrul, Habib Ünsal,ve Ahmet Tuncer’i unutmak mümkün mü?Osman ve Naciye Aybastılar,Mehmet Karakapıcı,Güzide Sayın,dünya tatlısı doktorumuz Bedia Kervancıoğluve diğerleri..Hepsini saygı ile anıyorum.
Dördüncü sınıfa geçtiğimiz yılbir yel esti, Yönünü o zamanki çocuk aklımızla pek bilemediğimiz bir yel. Köy Ensttitüleri kapatıldı. Türk Köyüne hizmet verecek, köyü ve kendi çıktığı çevreyi çok iyi bilen öğretmenlerin yetiştirildiği bir kaynak kurutuldu. Kölylü çocukların okuması istenmedi.
Köyün aydınlanması bazılarının işlerine gelmedi.Kapandı gitti bu güzel yuvalar. Bir 17 Nisan’ı daha geride bırakırken, yurumuzdagüçlü soluklarıyla, başarılı eserleriyle dikkatleri üzerlerine çeken, savunduğu fikirlerle topluımun malı olmuş sevgili ağabeylerimizi ve ablalarımızı candan selamlıyorum.Aramızdan ayrılanların da ruhları şad olsun.
Köy Enstitülerinde bize, gerçek ana ve babalarımızdan dah çok ilgi gösteren sevgili öğretmenlerimizi ve bu idealist öğretmen yetiştiren okul modelini kızağa koyan yöneticilerin anıları önünde saygı ile eğilirim.
Devirler değişti, yıllar birbirini kovaladı. Öğretmenin ekonomik durumu gittikçe bozuldu.Şimdi bizim kızlarımız ; “Ya Aksulu,Ya Taksili”dedmiyorlar artık manilerinde.”Karanfilim saksıda/Bir yâr sevdim Aksu’da” demiyorda: öğretmenle dalga geçiyor:
“Ambar üstünde pekmez
Köy güzelleri sekmez.
Öğretmenin parası
Benim süsüme yetmez”diyorlar şehirli kızın ağzından.
Yşayan, o okullardan hyetişmiş öğretmenlere selam olsun. Ölenlere de Allah rahmet eylesin.
Ünal Şöhret Dirlik
Kaynak:Sevgi Yolu dergisi -Salihli/
Aksu Köy Enstitüsü/İnternet Sayfası
Kitap:-Ey Fethiye Fethiye/İzmir
Biyografya.com(İnternet Ansiklopedisi