MUĞLA'DAN ŞADAN GÖKOVALI'YA VEFA
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın manevi oğlu gazeteci, yazar, akademisyen, hocaların hocası Prof. Dr. Şadan Gökovalı, vefatının 1. Yıldönümünde, TAÜ (Tazelenme Üniversitesi) ve MUSANDER'İN (Muğla Sanatseverler Derneği) birlikte düzenlediği Zoom etkinliğiyle anıldı. 30 Ocak 2022 Pazar günü saat: 18.00'de, katılımcılar olarak bilgisayarlarımızın veya telefonlarımızın başındaydık. Sıcak, samimi konuşmaların yapıldığı, Muğla türkülerinin söylendiği dolu dolu geçen bu etkinlikte "Kültür Bilgesi" Şadan Gökovalı saygı, sevgi ve özlemle yâd edildi. On iki konuşmacının katıldığı bu çevrimiçi toplantıda Şadan Hocamızın ailesinden olan kişiler, dostları ve yazarlar arasında ben de vardım. Ne mutlu bana ki çiçekli kaleminden sevda türküleri dökülen Gökovalı'yı yakından tanıma ve "Edebiyat Yolu"nda birlikte yürüme onurunu yaşadım.
Şimdi girin koluma, düşelim "Muğla'nın has evladı" Prof. Dr. Şadan Gökovalı'nın kültür yoluna ya da O'nun anlatıldığı çiçekli bahçede bir yolculuğa çıkalım. Kâh yüzümüzde gülümseme, kâh yüreğimizde özlemle yol alırken çiçekleri koparmadan koklayalım. Yüksek Lisans Öğrencisi Aybüke Harman, Program Yönlendiricisi olarak bahçede ilk sözü, TAÜ kurucusu ve yürütücüsü Prof. Dr. Muammer Tuna'ya verdi. Önce konukları selamlayan Tuna Hocamız, Şadan Gökovalı'nın kente ve ülkeye kattığı değerin önemine dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Şadan Gökovalı, Anadolu Aydınlanması Hareketi'nin önemli temsilcilerinden biridir. Bu hareketin kurucuları Halikarnas Balıkçısı ile Azra Erhat'tır. Gökovalı, manevi babası-annesinin izinden giderek Gazetecilik ve Anadoluculuk Kültürünün ülkemizde yerleşmesinde öncülük yaptı. Soyadıyla müsemma Gökovalıdır kendisi. Gazetecilik yıllarından sonra Rehberlerin Rehberi olarak geziler düzenledi ve gezi yazıları da yazdı. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Profesör olarak emekliye ayrıldı. Ben de Sosyolog olduğum için meslektaşımdır. Şadan Gökovalı, Anadolu Tarihi ve Mitolojisinin Bilge Kişisi'dir. Muğla coğrafyasının yetiştirdiği çok önemli kişilerinden biridir. Bizler O'nu yaşatmaya çalışıyoruz. Mart ayında (5 Mart) doğumunu da kutlayabiliriz." diyerek sözlerini bitirdi. Muammer Tuna Hocamızın bu vefası beni duygulandırdı. Muğla sevdalısı Gökovalı unutulmayacaktı!..
Aybüke Harman, MUSANDER Başkanı ve TAÜ öğrencisi Sadettin Özbek'e sözü devretti. Özbek, duyarlı yüreği ve şiirsel konuşmasıyla; "Kınından çıkmış şiirlerle, öykülerle, efsanelerle hepinize MERHABA!" diyerek konuklara seslendi. Sözün akşında, Gökova'da doğan ve ninesinin kulağına fısıldadığı masallarla büyüyen Şadan Gökovalı'nın "Kilometre Taşlarında" bizleri gezdirdi: Eğitim basamakları. Aldığı ödüller. Adının verildiği tiyatro, kütüphane, kültür salonu... Gökovalı ile tanışmaları, birliktelikleri, dostlukları. Ardından şöyle devam etti:
"Arkeolojiyi, şiiri, edebiyatı ve söylence bilimini bizlere sevdirendir Şadan Hocamız. Şair dostlarının şiirlerini, öldükten sonra bir kitapta toplayarak onları ölümsüz hale getirdi. Gazeteci-Yazar Oktay Akbal için derlediği "Oktay Akbal'a Armağan" adlı kitap da büyük vefasının bir örneğidir. Pek çok şair de Şadan Gökovalı adına şiirler yazmıştır." dedikten sonra, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Görevlilerinden Prof. Dr. Ayhan Çıkın'ın Şadan Gökovalı adına yazdığı Akrostiş Şiir'i kadife sesiyle ezberinden okudu. Ardından Şadan Hocamızın "DAĞLAR" şiirini dinledik keyifle. Çoğaldım, zenginleştim. Teşekkürler "Sanat Dostu" Sadettin Özbek.
İki aynı soyadı art arda geldi: Şadan Gökovalı'nın oğlu Öğretmen Can Gökovalı ile yeğeni Prof. Dr. Ümmühan Gökovalı. Can Bey," Babam her gün yüz sayfa okurum, on sayfa yazarım, diyordu. Ezberinde 5 bin şiir vardı. Şair Erdoğan Çokduru'nun kitabını ezberden yazmıştı." dedi. Ümmühan Hanım: " Şadan amcamın edebiyatı, şiiri, mitolojisi çok zengindi. Çocukluğumda açık havada yapılan bir düğünde beraberdik. Ay'ı ve Yıldızlar'ı öylesine şairane anlatmıştı ki benim için büyülü bir âlemdi onlar. Şadan amcamı kaybettikten sonra ne Ay'ın ne Yıldızlar'ın cazibesi kaldı!" dedi.
Aybüke Hanım, Bodrum Sualtı Müzesi Müdürü Selen Canbzoğlu'na sözü verdi. Selen Hanım: "Şadan Gökovalı, 55-60 yıldır gözü gibi baktığı manevi babası Halikarnas Balıkçısı'nın ona emaneti orijinal el yazmalarını, müzemize armağan ettiğinde son günlerini yaşıyormuş meğer!.. Emanetler, Gökovalı adına yaptığımız vitrinde sergileniyor." dedi. Konuşmasını, Şadan Hocamızın eserleri bağışlayan mektubunu okuyarak sonlandırdı. Çok duygulanmıştım. "Anadolu Bilgesi" Gökovalı, bu fani dünyadan ayrılırken bile "Anadolu Kültürüne" hizmet eden gerçek bir vatanseverdi!