ŞADAN GÖKOVALI ÖLDÜ 3
Şadan İzmir Ege Ekspres Gazetesinde harikalar yaratıyordu. Gençlerle baş başa diye haftada bir edebiyat sayfası hazırlıyordu. Günümüzün bir çok ünlü yazarı, şairi o sayfada filizlenmeye başlamıştı.
Ben o sıralar Harran'da öğretmendim. Köy Enstitüsü çıkışlı yazıların hayranıydım. Mahmut Makal, Fakir Baykurt, M.Başaran, Talip Apaydın, Selahattin Şimşek gibi yazarların kitaplarını, yazılarını bulup okuyor, ben de onlar gibi yazdığım köy notlarını, şiirleri Şadan'ın gazetesine Türkiye'nin başka illerinden çıkan sanat ve edebiyat dergilerine ulaştırmaya çalışıyordum.
Hangi yıl hatırlamıyorum, Şadan hacca gidecek Türk kafilesine rehber seçilmişti. Dönüşte yazdığı gözlem ve izlemlerini soluksuz okuyorduk. Biz arkadaşları Hacı Şadan diye takılmaya başladık. Kesinlikle böyle denmesini istemedi. Bu konuda çok duyarlıydı. Semavi dinleri çok iyi bilen Şadan, mitolojik tanrıların tamamını ezbere bilirdi.
Sanırım o da bir çoğumuz ; hatta Trakyalı ünlü filozof Demokritos gibi Spinoza'nın Tanrısına daha yakın duyuyordu.
Yıllar sonra Spinoza'nın Tanrısı ne ola? Diye ben de merak etmiştim. Kaynaklar TABİAT diye yazıyordu. Yani doğa..
Ben yurt dışındayken Şadan İzmir Radyosu Eğitim Yayınları Müdürüydü. Sık sık mektuplaşırdım. Akşamları eve geldiğim zaman ilk işim posta kutusuna bakmak olurdu. Hele Şadan'dan mektup varsa, follukta yumurta bulmuş bir köy çocuğu gibi sevinirdim. Bu mektuplar alışılmış türden hal hatır soran mektuplara benzemezdi. Her biri birer edebiyat denemesi, iki geç yazarın gelecek günlere uzanan umut ışıklarıydı. Bir ara hiç mektup gelmez oldu. Acaba Şadan hasta mıydı? Meraktan çıldırıyordum aradan aylar geçti, Şadan'dan tek satır yok.
Mektup yerine şu şiiri yazıp yolladım.
ŞADAN'A MEKTUP
Mektubun çok bekledim
Uzun etme yaz gayrı
Günlere gün ekledim
Yolda kaldı goz gayrı
Yurdumdan habersizim
Kara yazılmış yazım
Yalnız oğlu yalnızım
Sayfa sayfa toz gayrı
Bahar geldi dayandı
Kan yeşile boyandı
İçimde gül uyandı
Dünya bana az gayrı
Her postacı gelişte
Gözüm gönlüm kirişte
De gel mektup gel işte
Bilmeceyi çöz gayrı
Mevlana yaktı Sems-i
Varmola dost gibisi
Bana gerek birisi
Bundan geru söz gayrı
Ergin her zaman eydür
Derdim eş dosttur köydür
Oruç bile bir aydır gurbet beyu boz ayrı