YADİĞÂR SARI-2024
Değerli dost, öğretmen, gerçek bir Cumhuriyet sevdalısı, şair, yazar, Devlet Sanatçısı olan Yadiğâr Sarı'nın vefatının üzerinden beş yıl gibi (Ö: 11.01.2019) bir zaman geçmiş. Ruhu şad olsun, huzur içinde yatsın.
"Şimdi ne kadar dost varsa arkasında
Hasatçı, öğrenci, öğretmen
Ne kadar gül varsa toprağımızda:
Daldırma gül, ak gül, gonca gül;
Ne kadar sevgili varsa arkasında
Tiyatro, iş, kitap, şiir, marş
Yanar yanar ağırlaşır cümlesi
Çoban ateşi hatırasında!
Ölüm adın kalleş olsun!
Enver Gökçe
Şairinde dediği gibi, "Ölüm adın kalleş olsun." Şair bu şiirini yakın bir dostunun vefatı üzerine yazmış. Bir bölümünü aldığım bu şiirin, Yadiğâr Öğretmenimi ne güzel anlatıyor. "Ne kadar sevgili varsa arakasında, tiyatro, iş, kitap, şiir, marş" bu kısa dizeler bile onu çok güzel analiz ediyor.
Bazen kalem elimde kalakalıyorum. Onu yazarken, gelemeyeceğini biliyorken, sanki kapıyı açıp gireceğini bekliyorum. Aynen Yunus'un, "Ten ölür, canlar ölesi değil" dizesi aklıma geliyor. Evet, ten öldü, kendi şimdi bir yerlerde yaşıyor. Bana da, "Şura olmamış, şöyle olsa olur mu?" diyor. Bilgisayara kaydetmek için de "Sumsuğu vur gözünün üstüne" diyerek, mizahi bir kaydet diyordu. Bunların hepsini kulağıma fısıldıyor, duyuyorum! Nasıl duymam, anıları gözümün önünden bir bir geçerken, siması canlı duruyor karşımda.
Evet, beni yıkan, kahreden bu zamansız ayrılık, yokluğundan duyduğum hüzün. Gani gönüllülüğü, yardım severliği, hele de çocuklar olursa; onlara bambaşka bir ilgi sevgi beslerdi. Bu sevgi öğretmenliğin de verdiği duyguyla, onların okumasını, vatana millete faydalı olması için elinden geleni yapıyordu. Dürüstlüğünü gidin siz Dalaman esnafına sorun. Bir gün hasta yatarken mağazanın birine yirmi lira borcunun olduğunu, gidip ödememi istedi. Ödemeye gittiğimde mağaza sahibi "Ne önemi var, hocamızda alacağımız olsun yeter ki, helal olsun almasak da olur" diyerek onun borcuna sadık, sözünün eri, yüce gönüllü biri olduğunu söylediler.
Yadiğar Öğretmenim reenkarnasyona (ruh göçü) inanır, fakat bunu farlı bir felsefi yorumla açıklardı. Öldükten sonra doğaya döneceğini, gâh bir kuzuda, gâh bir koyunda, gâh bir insanda vb. yaşayacağını anlatırdı. Bende, bu nasıl olacak dediğimde, "Ölünce toprağa karışmıyor musun, işte toprak olunca otların, çiçeklerin, ağaçların vs. büyümesini sağlamıyor musun, onu koyun, kuzu, inek yemiyor mu, onların yediği otlardan, çiçeklerden et, süt olarak insanlar faydalanmıyor mu?" der, mantığa yatkın bir açıklama yapardı.
Eserlerinden, yurtseverliğinden, şairliğinden, yazılarında ve yüreğimdeki yerinden, özlemimden, duygularımdan, acıdan çok fazla söz etmeyeceğim.
Yadiğâr Sarı Öğretmenim, "Benim bütün şiir kitaplarımın birinci sayfasın yer alan "YUNUSCA" şiirimde gizlidir yaşayışım, hayata bakışım, felsefem derdi. Şimdi o şiirinden bir dörtlük paylaşmak istiyorum.
"Hepsi senin elinde, yanı başında,
Son bereket mi, cenaze aşımda!
Hiç kusur arama, herkes işinde;
Doğru kul kendine, burda sorası."
05.07.2010
Bu şiiri her okumasından sonra yorumlar, bize de yorumlamamızı isterdi. Kendisinin yorumunu dinlediğimiz halde, yorumlamakta güçlük çeker, bir türlü onun gibi yorumlayamazdık.
Birçok şiirim empati (kendini karşındakinin yerine koyma) yaptığım zamanlarda ortaya çıktı. Başka birinin yaşadığı bir sorun, bir acı, bir sevinç vb. durumlarda, kendimi onun yerine koyup, onun yerinde olsam, o sorunları, sevinçleri ben yaşamış olsaydım ne yapardım, sorusuyla açığa çıkıyor şiirlerim ve yazılarımın çoğunluğu. İşte Yadiğâr Sarı öğretmenimin yaşadığı ve sadece benim bildiğim, onu yıkan, ayrılığa götüren, içinde yaşadığı açıyı hissederek yazdığım şiirlerden birini sizinle paylaşmak istiyorum.
CAN DOSTA
Yine bir yıl daha geçti üstünden,
Yara derindedir, dil yarasıdır.
Korlaştı yüreği, kanı damlıyor,
Anlatılmaz sorma, dil yarasıdır.
İnsanı yaşatan sevgi ve saygı,
Yoksa yüreğinde oluşur kaygı.
Bundan sonra duymaz kulağın gayrı,
Bedeni çürüten, dil yarasıdır.
Timsah gözyaşları dökenler oldu,
Sağ iken dişini sökenler oldu.
Hani eski dostlar nerede kaldı,
Paramparça eden dil yarasıdır.
Can tenden ayrıldı, bağda gül oldun,
Arıyor gözlerim, nerede kaldın!
Arı oldun petek petek bal verdin!
Yüreği kanatan dil yarasıdır.
Sen ölmedin, seni yaşatır Gürbüz,
Doğru söyleyene delisin deriz!
Tohum gibi düştün, verirsin filiz,
Çiçek boyun büker, dil yarasıdır.
26.12.2021
Ülkemize ve milletimize daha birçok hizmeti olacak aydın, vatansever insanlarımızı kaybetmek çok üzücü bir olay. Her şey yerine gelir, malmış, mülkmüş, paraymış, katmış, yatmış, her şey yerine konur ama tüm İzmir'i, Dalamanı verseniz bir Yadiğâr Sarı ve onun gibi birçok aydını etmez.
Yadiğâr Sarı'ın bütün şiir kitaplarının adında "AŞK" vardır. Şairimizin 18. kitabının ön sözünden bununla ilgili kısa bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
"Aşk, gözlerimizi gönlümüzün emrine verir. O, her ne görürse onu bir kat daha güzelleştirir, sunar. Renkleri güzelleştiren bizlerdeki yansımasıdır. Bu da ancak aşk sayesinde olur. Bütün hamlıklar, aşkla olgunlaşır, sabır dediğimiz güzellik aşkla başlar.
İnsanı asil ve soylu yapan; yüreğinde taşıdığı sevgidir. Bu sevgi, aşka dönüşmüşse; artık, bu yürek kutsanmıştır.
Aşk insanı insan yapan yüce değer tutkusudur. İnsanlığın ve sanatın yüceltilmesi, aşkla olur. Onun içindir ki; şiir kitaplarımın bütününde aşk vardır. Bu da ilâhidir. Ben aşkımı, varlık âleminin bütününde gördüm. Hayranlığım ondandır."
"Tohum ektim, ürün biçtim,
Sofiler elinden, bade içitim,
Yerden göğe, ondan uçtum;
Göresiniz sinemi açtım ben."
27.04.2014 Yadiğâr Sarı
Ne güzel bir yazı, bu insana öldü diyebilir miyiz? Diyemeyiz, Yunus gibi yanar nara, / Mecnun gibi düşmüş çöle. / Aslı'nın Kerem'i olmuş, / Ferhat gibi dağlar yarar. Sözün özü, özde yaşar, / toprakta, çiçekler açar, / Tüm evrene sevgi salar, / Yoktur artık dilde yaşar. Bitmiyor Gürbüz özlemin, / Duyar mı bilmem sözlerin, / Gelir diye bekliyorum, / Kapıya bakar gözlerim.
Saygılarımla,
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
16.01.2024