MUĞLA SANATTA BAHAR DÖNEMİ
Antik Karya bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Muğla'da kültür ve sanat etkinliklerinin sürekliliğini sağlayan kültür insanı Sadettin Özbek'in daveti üzerine Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi'ndeyiz. Adından da olacak, huzur içinde olmasını dilediğimiz, ülkemizin onur abidesi Türkan Saylan'ın yaşam felsefesi ile umut doluyuz.
Eşim ile birlikte gittiğimiz ve her fırsatta özellikle gençlerin ilgi göstermesi bizi daha da mutlu kılıyor. Nedeni de şu; gençlerimize yön verebilecek, onların yeteneklerini geliştirmesine olanak sağlayacak, özgüvenlerini arttıracak bu tür kültür sanat merkezlerinin olması. Zira bağımlı varlık aklı, her şeyi yöneten ve sınırlayandır. O nedenle aklımızı asla kiraya ve satılığa çıkarmamalıyız.
Bilinmeli ki; bugünün küçükleri yarının büyükleri, yani gençlerimiz; öğrenciler doğal olarak farklı yeteneklere sahip olabilecekleri gibi başarısız da olabilirler. Sözünü ettiğimiz yetenekleri ve başarısızlıkları bulup, öğrenmenin ve önlem alıp düzeltmenin tek yolu eğitim.
Nasıl bir eğitim?
Özgüvenlerinin tamiri için onlara bir başka bir yolu deneyerek başarılı olabileceklerine zemin hazırlayan, belli bir tarzı dikte etmeden, yaratıcı kişiliğinin en temel belireni yaratma-keşfetme coşkusunu verebilen, araştıran, sorgulayan bir eğitim. Sanat dünyasının da savunduğu gibi, ". Bir düşünceye sanatsal ifade kazandırmak sadece bir beceri işi değildir. Önemli olan öğrenciye bu bakış açısının kazandırılması ve yaratma cesaretinin/isteğinin gelişebileceği özgürlük ortamının oluşturulmasıdır."
Bu anlayışla yola çıkan eğitimci-ressam Ayşen Atalan Sözbilir, ilk, orta ve lise öğrencileri ile bir sanat projesi başlatmış. Amacı elbette yarıştırmak değil, anlamlı bir paylaşım sunmak. Hele de ülkemizde göç, afet, deprem konuları gündemde iken.
Baharın aydınlık yüzlü insanlara sunduğu rengarenk çiçekler gibi çizip boyamış gençler. Sardunya, leylak, sümbül, lale, gül, karanfil tadında. Ve hiçbir önyargı olmadan, özgür kalemler ve özgür fırçalarla. Sonrası malum!.. Sanatsal çalışmalarıyla tanınan Sözbilir ailesinden Ayşen Atalan Sözbilir, hem söz bildiğinden hem de sanata gönül verişinden çok anlamlı bir kolaj sergisi hazırlamış. Kolaj; resimi oluşturacak elemanlardan bazılarını, çeşitli hazır gereçlerden seçerek (hasır, sepet, gazete sayfaları ya da ahşap desenli kaplama malzemesi vb.) objenin resmini boya ile resmetmek yerine, objenin kendisini tuval yüzeyine yapıştırarak yeni bir ifade dilinin doğmasına neden olmak. Yoksa nasıl anlatılır "Altın yutar, boş konuşur" tuvali...
Bu tür sergiler için bilgi gerekir. Sözbilir, onu da sanatı sevdirmek adına bir prospektüs (tanıtmalık) ile sunmuş davetlilere. Prospektüs (tanıtmalık yazı) denilince, akla ilaçlar içindeki bilgi yazısı gelir. Elbette okumayız, bakmak daha kolay kaçar. Oysa Allah'ın ilk emri 'Oku' cümlesinden anlamalı ve alışkanlık haline getirmeliydik okumayı. Okuma alışkanlığımız olsaydı, bugün bu zor durumlara düşer miydik?
Ki, sözünü ettiğim prospektüs ilacın değil, serginin formülü, endikasyonları (gerekliliği), kontrendikasyonları (gereksizliği) yan etkileri vb. ile ilgili. İşte ilginç bulabileceğiniz birkaç örnek:
Formül: ". Terebentin, su, yardımcı malzemeler (inceltici). Ayrıca; akıl, fikir, konu, ruh, duygu, motivasyon, tutku, takıntı, inat, sabır, sinir, öfke, (arzu) vb. içerir."
Özellikler: "Resmin yaratılış sürecine etki eden mekanizma tam olarak açıklığa kavuşmamıştır; ancak olayın nesnesinin sanatçı üzerindeki uyarısının dünya görüşünden süzüldükten sonra bakış açısıyla resimde doğrudan etki oluşturduğu anlaşılmıştır."
Endikasyonlar: ".Kafa karışıklığında, yol ayrımlarında, bir durumda uzun süre kalındığında, statü kazanmada, bir gruba dâhil olmada, sanattan zevk almada, içki masasında, soru sormada, yaşamı yeniden düzenlemede, ruh sağaltımında, zihin berraklığında, fikir üretmede, karşı çıkmada, güç oluşturmada, hayır diyebilmede, prim yapmada, dini yaymada, sistemi çoğaltmada, yeni görme biçimleri üretmede, vb. kullanılır."
Kontrendikasyonlar: ". Sanata karşı alerjisi olanlarda, -yüzyıllardır olduğu gibi- metalaştırılmış biçimlerde, metafizik anlamlarda ve sistemin yeniden üremesi için kullanılmamalıdır. Başka türlü önerilmemişse, 'böyle sanatın içine tüküreyim' diyenlerin uzak durması gerekmektedir.
Uyarılar ve Önlemler: "Alerjisi olanlarda ölümcül sonuçlara yol açabilir. Kendisine zarar vermese de başkalarının varlığını tehlikeye sokacak yönlendirmeler yapabilir. Sanat kültürü almamış insanlar, bunu çok tehlikeli kullanabileceklerinden, yozlaştırabilir ya da istenilenin çok dışında başka yere evrilebilir.
Çocuklarda resim algısı ve yapımı asla engellenmemeli, "doğru budur" diyerek doz saptanmamalı, çocuğun kendi gelişimi ve doğallığı içinde gerçekleştirmesine izin verilmelidir. Bir şekilde çocuk dışarıdan bunu almışsa, onun duygu, düşünce ve görüşlerinin kendi özgü aktarımına izin verilmeli; resmin özgürlüğünden yararlanılarak onda özgüvene dönüşmesinin yolları bulunmalıdır. Çocukların resimleri sergilenmeli ama asla yarıştırılmamalıdır. Yaşlılar ve vandallar (tutucular ve akademisyenler) üzerindeki etkisi de göz ardı edilmemelidir."
Muğla'da bahar dönemi ruhlara tazelenme, güçlenme ve çoğalma sağladığı inancıyla kültür ve sanata verilen önemi önemsiyor ve benimsiyorum. İlhan ve Ayşen Sözbilirler'i izlemek büyük bir keyifti. Sanata ve sanatçıya önem veren Muğla Büyükşehir Belediyesine, Muğla Tazelenme Üniversitesi ve MUSANDER'e, kültür insanı Sadettin Özbek ve onun gibi onurlu duruşlarıyla sanata ve sanatçıya destek verenlere sonsuz teşekkürler.
Unutmayalım ki; sanatla ilgili olmak, sadece sevdiğimizi söylemekle sınırlanmamalı. İnsan bilmediği, görmediği, izlemediği konulara karşı önyargılı ve hatta düşman gözüyle bakar. Önemli olan, soyut ya da somut olan sanatsal olaylarda karşılık bulacağı isteği uyandırabilmektir. Bu kişinin kendisine ve sanatçıya verebileceği en önemli ve anlamlı ödüldür.
Emeklerin boşa gitmediği, anlam kazanıp kültür sofralarına sunulduğu bir başka etkinlikte buluşmak dileğiyle.