Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Atatürk ile kadınların eğitimde sosyal hayatta önüne konan engeller kaldırılmış, Türk kadını Doktor, Mühendis, Öğretmen, Hâkim, Milletvekili olabilmişlerdir. Bugün bazı şeriat heveslileri ve Osmanlı günlerine özlem duyanlar bulunsa da 31. Mart 2024 seçimleri bunun böyle olamayacağını bir daha göstermiş Türk kızları ve Türk halkı yerel seçimlerde kendi varlıklarını ortaya koymuşlardır. Ayrıca bilimde sanatta doktorluk ve mühendislikte önemli adımlar atmışlar ve atmaya devam etmekte ve takip edilecek tek yolun Atatürk'ün çizdiği yol olduğunu ortaya çıkmıştır.
Ben bu yazımda kadınların Türk tarihinde yönetimde durumlarını incelemeye çalışacağım.
TÜRKLERİN İSLÂM ÖNCESİ SOSYAL HAYATI
Türk toplumunun İslâm öncesi bilinen devletleri Göktürkler ve Uygurlardır. Daha öncesi Hunlar ve diğerleri hakkında yeterli bilgiler olmadığı gibi bunlar da çelişkilidir. Türk töresi hakkında bilgiler Göktürkler ve Uygurlardan gelmektedir. Kadınlar erkeğinin yanında ve Arap Kadını gibi kapalı değildir. Ama edebiyatta sanatta ve politik hayatta öncü olanlar gözükmemektedir.
Zaten 8 yüzyıldan itibaren Türkler İslâm dinini kabul etmişler, Türk törelerinin üstünü İslâm şalı kaplamış, Türk töresini değil İslâm dininin kılıcını ve prensiplerini Büyük Komutan Alparslan ile Anadolu'ya Kanuni Sultan Süleyman ile Avrupa içlerine Macaristan'a kadar taşımıştır. Bu arada pek çok Balkan halkları Osmanlı eliyle Türkleşmemiş Müslümanlaştırılmıştır. Kiliseler camiye çevrilmiş Orta Asya'dan Türk törelerine yer verilememiştir. Devletin konuşma dili Türkçe olduğu halde Medrese eğitiminde Arapça öndedir. İslam şeriatı ile yönetilmişlerdir.
Bu düşünceler ışığında devlet yönetiminin kadınlara kapalı olmasına karşı bazı etkin rol oynamış kadınlar görülmektedir. Bunlara Selçuklu döneminden Hunat Hatun, Osmanlı döneminden Hürrem Sultan, Kösem Sultan ve Nakşidil Sultanı örnek vereceğim.
Hunat Hatun Büyük Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın haremidir. Hıristiyan kökenli Alanya Beyinin kızıdır. Alaaddin Keykubat'ın eşi iken Hıristiyanlığını devam ettirmiş onun ölümümden sonra Müslüman olmuş ve Kayseri'de çok büyük Cami olan Hunat Hatun Camiini yaptırmış hayırsever bir hatundur. Alaaddin Keykubat'ın başka anadan oğulları varken oğlu Giyaseddin Keyhüsrev'i tahta geçirmeyi başarmış ancak genç yaşındaki Sultan Moğol tehlikesini görememiş 1243 yılında Kösedağ'da Moğollara yenilmiş bu olay Selçuklu devletinin sonu olmuştur. Hunat Hatun ilk ismi Despina olduğu ve yaklaşık 1254 yılında öldüğü ve Kayseri'de yaptırdığı türbeye gömüldüğü bilinmektedir.
Hürrem Kanuni Sultan Süleyman'ın haremi, Ukrayna'da yaklaşık 1502 de doğduğu ve isminin Roxalana olduğu tahmin edilmektedir. Esir edilerek saraya sunulmuştur. Sultan'ın haremine sunulmuş kadınlardan biridir. Kesinlikle bugünkü anlamda düğün dernekle yapılmış bir evlilik değildir. Padişah olan II Selim, Mihrişah Sultan ve başka şehzadelerin annesidir. Saray içi entrikalarla oğlu Selim'in Sultan olmasını sağlamıştır. 1558 yılında İstanbul'da ölmüştür.
Kösem Sultan Rum kökenli ve 1589 yılında doğduğu ve isminin Anastasia olduğu sanılmaktadır. Sultan I Ahmet'in kadınıdır. Sultan I Ahmet döneminde oğulları IV Sultan Murat, Sultan İbrahim ve torunu Sultan IV Mehmet dönemlerinde devlet yönetiminde yaklaşık 20 yıl etkili olmuş 1651 yılında boğdurularak öldürülmüştür. Osmanlı tarihinde en etkin kadın Kösem Mahpeyker olmuştur. Onun zamanına kadar sultan olan şehzadeler güvenlik gerekçesi ile çok küçük yaştaki kardeşlerini öldürülüyordu. Fatih zamanından gelen bu hükmün kaldırılmasını sağlamış bu yönden büyük hizmeti olmuştur. Bu insanlık dışı cinayetler önlenmiştir.
Nakşidil Sultan, reformcu Sultan II Mahmut'un annesi veya onu büyüten kadındır. Saraya gelmeden önce Martinik adasında yaşadığı ismini Aimee olduğu ve Napolyon Bonapart'ın eşi Josephine'nin yakın akrabası olduğu sanılmaktadır. Nakşidil Sultan I Abdülhamit'in kadınıdır. Sultan II Mahmut Atatürk'ten önce Osmanlı da reform yapmış bir Sultandır onu yetiştiren veya annesi Nakşidil Sultan'ın büyük etkisi olduğu görülmektedir. Nakşidil Sultan 1768-1817 yıları arasında yaşamış İstanbul'da ölmüştür.
Buradan çıkarılacak sonuçlar şöyledir. Türk tarihinde etkili olmuş kadınlar görüldüğü gibi batı kökenlidir. Bunlara başka pek çok örnek verilebilir. Ben şahsen batı ve Hristiyan disiplini altında yetişmiş kadınların daha serbest yetiştirildiği eşlerine destek olduklarını ama İslam ve şeriat altında büyüyen kadınların bunu gösteremediğini görüyorum.
Buna da iki örnek vereceğim Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat Kayseri'de cami ve külliyesini yaptırırken bir taş ustası taşı götürüyor ve duvara koymadan geri dönüyor. Hunat Hatun bunu görüyor ve sebebini soruyor. Ustanın yıkanma ihtiyacı var cenabet olduğu için taşı günaha girmemek için koyamıyor cevabını alıyor ve külliyeye hamam yaptırıyor. Ben buradan Hunat Hatunun bir mimar gibi kontrol ettiğini var sayıyorum
Bir ikinci örnek Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal batı kökenli ve hayırsever bir Sultandır. Konya'da Aziziye camiini ve İstanbul Aksaray'da Pertevnihal Camiini yaptırıyor. Açılış töreninde kadın olduğu için açılışa katılamıyor cami karşısında bir evde seyretmek zorunda kalıyor.
(Devamı var)