DEVRİM'İN YILDÖNÜMÜNDE GÜNEŞLİ BİR SELAM.
Duygulandım yine. Epeydir ayrı kalıyorum. Elbette Muğlalıların kalbine dokunduğumu hissedemiyorum. Özür diliyorum.
Bir anneye bakmak çok zor ve ağır bir görevmiş meğer. Yaş 96. Pareciğimle yaşlılığın verdiği her şeyi yaşıyorum.
Oysa ki, soluk soluğa, heyecanla yazdığım koştuğum Devrim'dir. Devrim'de öyküm eski yıllara dayanır.
Tanıştıkça, buluştukça pek çok yöresel değerlerle, bölgesel değerleri tatla kattığımız yılları. Yazdıkça .
O nedenle "yazmadan yaşadığımı anlayamam ben" demişimdir. Anlayamadığımı itiraf edebilirim.
Yazmak bir gece yarısı tutkusu gibi. Ya da okumak eriştikçe belgelere yeni bilgilerle beslenmek , tamamlanmak duygusu yaratan gece vakitleri.
Yazmak özgürlüklerin uçurduğu kağıt parçalarının her birinde konan acımsı, anımsı olaylar sizi yeni dünyaya taşır.
Yazmak bir nehrin kıyısında bıraktığın bir şarkının sesi gibidir...
Devrim'de heyecanlar böyle başlamıştır. Telefona sarılıp birilerine anlattığın pek çok belgesel söyleşiler gibidir.
Devrim'de yazmak geçtiğin yazının içindeki heyecanlı duyguların yenisini eklemek, " şurasına bir cümle parça girmeli " diye ilişkilerini sıcak verdiğin bir şeydir.
İsmail Küçükkaya Anadolu Basınına yer vereceğim , lütfen link geçin seçeceğim dediğinde heyecanla Gazetemiz Devrim'in o linkini geçmektir.
Ben Fakir Baykurt'u yazdığımda onunla tanışmamın mutluluğunu Makallar'a taşımış, yazılarda biriktirmişim.
Veya bir doğum gününde bir bardak birlikte çay içmek, pasta yemek birlikteliğini anılarımıza taşıdık.
Devrim'de 15 Ekim'de tam yedi yıl geçen ölümünden anılarını konuştuğumuz Oktay Ekinci'nin Devrim Gazetesi'ne verdiği yazıları ve buluşmaları ile ansırım. Paha biçilmez yazılar, çalışmalar biriktikçe Muğla büyüyordu.
Oktay Ekinci ile Çevre Manzaralarını Devrim ve Muğla birlikte yaşadık. İstanbul'a gittiğinde Devrim'den vazgeçmedi, gazeteleri daima alıyor, izliyordu.
Muğla'yı kendi programlarının yanı sıra gazetemiz Devrim'den izlemeye asla ihmal etmemiştir. Oktay Ekinci öyle bir Basın üyesi ve Gazetecidir ki, araştırdığı ve yazdığı belgelere , hukuka dayalı yazılarının yanısıra,
diğer tüm ulusal ve yerel basında çıkan ilgili haberleri daima derleyen ve izleyen , arşivinde geniş yer veren bir korumacı, bir yazar ve bir büyük mimardır.
Devrim'in aydınlığını sonsuz inananlardandır.
Ünal Türkeş; Kendisini tarihsel bir Muğla tatları ile yaşadığımız Gazetemizin sahibi onursal sahipleri Melda- Ünal Türkeş.
Ünal Türkeş'in gazetedeki anlamlı yerini Muğla toplumundaki anlamlı yerini ve köşesini doldurmak için bir tarihçi, bir gazeteci yetişmesi gerekir.
Bu iki ünlü gazeteciyi saygıyla anıyorum.
İnanıyorum ki, Devrim aydınlığın gölgesinde değil, güneşe varıncaya dek yürüdüğü yerde yaşayacak, duracaktır.
Devrim'i yaşatanlara güneşli selamımla aşk olsun . Ölenlerine rahmet diliyorum, hayatta olanlar nice yolumuz var ilerleyeceğimiz, yüzümüzü daima güneşten yana çevireceğimiz.
Bin fidan ekip bir insan inandığımız yerde adalet ve özgürlükte durmaya devam edeceğiz.
Yerel Anadolu Basını çok güç çalışıyor. Ekonomilerini dar boğazda geçiriyorlar. O nedenle yine yaşatan "insan" yani halkımızdır. Yerel imkanların dahi zorlandığı anlardır, artık Anadolu basını.
Muğla ve çevresinin tüm saygı değer halkına binlerce teşekkür. Yaşatan sizlersiniz.
Devrim en mühim yanı siyaset, duruşu, Muğla'ya ait ne varsa kültür, tarih, deniz, turizm hepsini yaşattı yıllarında..
Yaşatmaya devam edecek inanç ve kararlılığı ile yarınlara yeni yıldönümünde rüzgar açmıştır. Devrim rantçılara karşıdır.
Özgürlük ve demokrasi daima yürüyeceği yerdir.
Muğla'nın karşı karşıya kaldığı sorunlarla yakından ilgilidir. Haberin odak noktasından öte , olup bitene daha fazla bir şeyler yapması gerektiğine inanan bir anlayışla bugünlere geldi.
Devrim Gazetesi'nin Yaşı 60'a dayandı. 19 Ekim geldi. Kutlu olsun.
Ekrem Orhan'ı anıyorum. Sevgili Ekrem beyi. Yükselecek Demirel'i. Gazetenin gün dönümüydü o.
Özlüyoruz tabi. Gazetenin evreni hepimiz birer yıldızlı parçası gibi yanıp sönen ışıkları olduk.
Öyle bir yazı bir gazeteye yazı vermedik. İçinde ne birikimler var. Gazetemiz Devrim'e heyecan duyduk. Gönül kapıları ile bağlandık. Ne anılarımız, ne çok yaşadıklarımız birikti, hiç vazgeçmedik. Vazgeçmemekte direniriz. Devrim direncin adıdır.
Devrim kalplerimiz ile Büyük Önderimiz ve yolumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yoldur. Cumhuriyet'in ışığıdır.
Geçmişten geleceğe bağlanacağımız özgürlüğün gelecek temellerinin sarsılmaz yapı taşlarıyız.
Cumhuriyet'e giden yolda;
Bir mavi gözün ışığında bin asır vakur, gururlu, onurlu.
Uğrunda parlayacak bir çift kahverengi gözlerimde düşledim, özledim. Nefesimi tuttum dakikalarca ATA'mızın yolunda bir ömür. Yarım asrı geçtik .
Gazetemiz Devrim'de düşledik.
Bir Anıtkabir öyküsünde, Bir Devrim'in öyküsünde dinledik.
Gazetemizin yıldönümü;
Güneşe varıncaya dek sevgiyle taşıyacağımız yılları izlerken, tüm Muğla evreninde Muğla kamuoyunun ve Muğla halkının sevgisini selamlıyor, nice birlikte güzel günlere daima inandıkça yürüyeceğimiz heyecan ve mutluluk diliyorum.
Muğla dileğim mutlu ve ferah, özgürce yaşamaya yıllarca koyulacak, akacaktır. Şehrimin yöneticilerini selamlıyorum.
Gazetemiz Devrim nice aydınlığın daima sarsan yalımları ile yaşasın. Gazetenin kadrosunu kutluyorum.
Bir yüzyıla birlikte taşınacağı bizim şimdiden düşlediğimiz, bilmeyeceğimiz nice güzel insanlarını, yazarlarını, kadrosunu düşlüyorum. O yüzyıla giden yolda yıllarını, yürüyenlerini bin bir güzellikte insanı yapacaklarını güneşle selamlıyorum..
Ah bir şelaleden akan sular gibiyiz. Devrim günün kutlu olsun.