HER GÜN “ELLİ KELİME” MEKTUPLAŞACAKTI.

 Yassıada'nın kayalıklarına vuran dalgaların korkutucu sesleri geldi, belki gece kulaklarına.

"Ölüm ve yalnızlık" tan korkuyordu. Hayatı boyunca yalnızdı,   hep arkadaşı Ethem Menderes vardı yanında.

Karısı Berrin Menderes çok üzgündü, bir şeyler yapmak istiyordu.

Yassıada'nın gün ve gün gelen ölüm yüzünde biriyle mektuplaşabilirdi. O da

karısı Berrin Menderes'i seçti.

Hergün elli kelime mektuplaşacaktı. Elli kelimeyi geçerse sansür konacaktı. O nedenle "elli kelime" idi.

Bir gün  koridordan başka tutuklunun avukatı geçmektedir. Kapısında asker nöbetçidir. Konuşması yasaktır. Ancak o usulca avukata "benim avukatım" nerede diye sorar?

O avukat yıllar sonra şöyle açıklayacaktır, geçtim arkamdan gürültüler, sesler geldi.

Adnan Menderes'in Yassıada'daki dramı gerçekten çok acıdır...

Adnan Menderes'i  yanlış sürükleyenler çevresindeki , içindeki kurmayların  da  rolleri , etkileri  olmuştur.

Evet,  Menderes'in gidişinde olayları görememişlerdir.

Adnan Menderes'e Allahtan rahmet dilerim...

Türkiye hep acılar, ölümler, dramlar,  zulümler tarihinde yaşıyor.

Türkiye tüm bunları yenecek iç ve dış odaklı kuşatmaları yok edecek kadar güçlü ve zengin bir ülkedir...Asil bir millet ve benliği vardır.

Ülkemizi, memleketimizi sevelim...Birlik ve beraberlik tohumları ekelim.

Acılarımızı saralım, azaltalım. Sevinçlerimiz zenginliğimizdir. Çeşitliliğimiz asıl zenginliğimizdir. Bu topraklarda renklenir...

Ülkemde terör hiç olmasın. . Göz yaşları, acılar dinsin.

Memleketimde kuşlar,  insanlar özgürlüğü yaşasın.

Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerindeki gibi uygar dünyada "Yurtta barış, Cihanda barış" ilkesi hayata geçsin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI