Tarihin sürecinden düşen notlarım;
Bir veda yazısıdır.
(I)
Adımızı “Yerkesik Halk Kütüphanesi” olarak tarihe yazmanın , topluma katmanın büyük kıvancını taşıdık. Daima Kütüphanemiz sevgimizin, sorumluluğumuzun bir göstergesi olmuştur ...
Ve kütüphanemiz, kültürel kurumumuzu her an güçle, güvenle , ilkeli, sorumluluk anlayışımız ile, heyecan içerisinde, çok çalışarak temsil etmenin çabasını yıllarımıza kazıdık .
Ve, bu gurur ve mutluluğun bir parçası olabilmek ne güzeldi, ne güzeldir.
Ve, kültürel hayata katmak İçin her türlü çabayı gösterdik.
Kültür ve Turizm Bakanlığımızın misyonu ve amaçları,
ilkeleri ile heyecanımızı daima üstün bir görev sevgisi, üstün bir yöre sevgisi ile buluşturduk, taşıdık.
O nedenle Kültür Bakanlığı gibi bir kurumda ve anlayışta görev yapmak heyecanını taşıdığım o ilk günlerdeki gibi daima taşıdığım çalışmalarımızın ruhunu ve parçalarını bulmak amacıyla başlayan yıllar .
Yıllara yayılan heyecanımızın her bir parçası.
Neler bunlar? Nelerdi bu heyecan ve aşk?
Tarihi yerler , müzeler, kültür merkezleri , kütüphaneler , turizm, ören yerleri , uygarlıklar ülkesi şehrimiz, ülkemiz . Böylesi bir Bakanlığın ülkemiz zenginliği,
en yüksek parçaları anlayışıdır . Ve bu Bakanlığın bir parçası olmak duygusu gurur vericidir
Ve yazılarım; Kültürel dalgalanmaların içinden çıkan o birikimler, o heyecan, o aşk. Yöresel kütüphanem duygularının sahiplenildiği amaç ve misyonumuzun bir parçası ve ruhu olmuştur.
Yılların her kesitinde her daim, gövdemiz “Yerel Yönetim” , yüksek duygumuz ve ilkemiz “Kültür ve Turizm Bakanlığımız”, “Muğla Valiliğimize” olan derin heyecan ve saygımız, bağlılığımız ,
Bizimle duygumuzu paylaşan yöremiz, şehrimiz ve tüm kamuoyunun her kesimi o dostlarımız , sevenlerimiz.
Ve, en önde yerel basının görsel bizimle anılarımızı biriktiren Şah ve Hamle medya grubu dostlarımız , Kanal 48 tarihi sürecimizde ,
Yazılı basının o sevgi içinde bize koşan derin anı ve iz bırakan tüm çok değerli temsilci ve sahipleri,
çalışanları o sevgimiz arkadaşlarımız, daima dostlarımız ,
çok değerli yol arkadaşlarımızdır .
Katkılarını, sevgilerini; Teşekkürlerimizi daima bir borç, bir görev biliriz.
Ve mutluluk;
İşte mutluluk budur dediğimiz pembe renkli güzel çocuklarım , gençlerim bugün ışık , ışıl ışıl .
Mutluluk daima onlardır . Sevgileri aşk ve evrendir.
Sevgimiz aşk ve evrendir..
İşte bu yolculukta varlığımız kütüphanemiz,
Biz KİTAPLARIN KANATLARINDA bir KÜTÜPHANE ve YERKESİK olduk.
O tarihe kazınan bir kütüphane. Bir belgesel geçidi. Anadolu’da bir belgeselin adı. O Yerkesik Halk Kütüphanesi.
(II)
Yalnızlığına ve sessizliğine rağmen, uzanıp giden yıllarına, çaba ve emekle, yılmadan, durmadan görkemi ve ışığıyla çoğalarak, çalışarak...
Sevgiyle tanıklık edecekti yıllara...
Heyecanla karışık hayaller, en çok idealler, düşünceler, duygular, amaçlar, hedefler, sevgiler ve hüzünlerle geçen yıllarını yaşadım...Ve, sorunlarıyla...
Kütüphanem diyebilmek için o uzun yürüyüşte olmak gerek ki anlaşılsın.
Ve aşk'dı zorlu, hüzünlü, sevinçli!!
O tarihe kazınan bir kütüphane. Bir belgesel geçidi. Anadolu’da bir belgeselin adı. O Yerkesik Halk Kütüphanesi.
Okumak var ya o sınırlar ötesi dikensiz güller bahçesinden geçip akıp giden nehirler boyunca dünyanın şehrinde yaşamak keyfi, boncuklu köprüleri kurmak, devamlı koşmak demek.
Okumak ; dünyada bir insanın yaşayabileceği en büyük mutluluk. Özgürlük, rüzgarlarının yüzünü yalayan dalgalarında serinlemek demek. Okumak öyle şey ki, denizdeki pırıltıların üstünde yürümek demek. Akıp gidersin müziklerin deltasına kavuşursun.
Uzun Yürüyüşte tüm güzel çocuklarım ve gençlerimin;
Bir düştü gerçekleşti, hem çocuklarım, gençlerim başarı, sevgi dolu, hem kütüphane bir yol, yürüyüştü gerçekleşti .
Bu yolumuzda ayak izlerimiz geleceğimiz , anılarımız, belgelerimiz kaldı .
Uzun yürüyüşte güzel çocuklarım, gençlerim, ayak izleri.
Hepsini gözlerinden öpüyorum . Daima çok seviyorum .
Hepsini daima sevgiyle, sevgiyle öpüyorum , kucaklıyorum
Anılarımız, yıllarımız, tarihe, belgelere , varlığına kazındı , mutluyuz , sevgi doluyuz. Varız, seller gibi koşarak çalıştık .
O yolun öyküsü neydi , kim bilebilirdi ? Kimse !!!
Ben zamanın doğruladığı program ve projelere inanırım. Varız, yaşıyoruz
Bir gün zaman yine tanıklık edecektir o sevgiye!!!
O nedenle bu süreç dört kitap ve belgesele arşiv, aşk olacaktır , inşallah bu amaçlarda yürüyeceğiz.
Adını koymuştum “öfkeli , dikenli yıllar” olacak bir bölümü.
O uzun sürecin öyküsündeki aşk neydi, nerede saklıydı !!!
O Kütüphanenin içindeki kararlar, işler yıllardan çıktık biz. Dile kolay yıllar, yollar. Yerkesik Halk Kütüphanesi olarak tarihe, belgelere kazıdık. Zorlu yıllardı geleceğe biriktik, biriktirdik.
O yıllar mı dile gelse, öyküleştik.
Bitmeyen heyecan.
(III)
Yol vardı geçtiğimiz, gideceğimiz yol bir hayli çaba gerekti . ..Koştuk durmadan, dinlenmeden , kucağımızda işlerle zaman sınırımız olmaksızın koştuk. İçeride koştuk , dışarıda koştuk
İçindeki kitaplar öyle eskidi, okundu , okundu öykü, roman , şiir olduk , yıllar boyu okundu, .
Sevenlerimiz çok. Tüm kamuoyu , tüm dostlarımız , tüm her yere giden çığlığımıza şarkı olan çağlayıp dönen arkadaşlarımız, çevremiz, sevenlerimiz . Tüm basının sevgi ,saygı dolu emekçileri temsilcileri çok kıymetli arkadaşlarımız .
Sevgileri daima katkı yol olmuştur .
İşte bu yolculukta varlığımız kütüphanemiz,
Biz KİTAPLARIN KANATLARINDA bir KÜTÜPHANE ve YERKESİK olduk.
Bahçenizde bir ÇINAR’dı Kütüphanemiz, çocuklarınız . Daima gelişmek için üç temel unsuru hedefleyen SEVGİ , SABIR, ÇOCUKLAR.
Anılarımız çok, biraz sevinçli, ancak en çok hüzünlü , duygulu !
Biz daima mavi iklimin Kütüphanesi olduk.
(IV)
Kütüphanenin kitaplaşması yönünde ne vaktim , ne koşulum oldu. Her anı bir destan .Evet, bunu hep istiyorum biraz kaçsam da sorunlarının içine tekrar gireceğim diye o anlarının, ancak hayatımın tamamen önceliği olan kütüphane bir-kaç kitap olur, yaşadıkları ile. Tarihe, yıllara mal olan neydi o yıllarımız !!!.
Biz kütüphanemize , işimize , yöremize , kurumumuza daima saygı duyduk . Heyecanımız çoktu . Bir tek amaç İçin çalıştık Kütüphaneyi hayata katmanın tüm olağanüstü çabasıdır .
Düşlerimizde neler neler kaldı !!!Benek benek kelebek kanatlarıydık. Ya da mavi iklimin güzel ve farkındalık yaratacak kütüphanesi olduk.
Bir neden olmalıydı, hayatımda. Yıllarımı bu nedenlere adadım. Yöresel değerlere ve kültürel zenginliklere saygıyı ve kütüphaneyi. Kitap sevgisini aşılamayı ve çocuklarımızı çalışmalarımın başlıca temeli saydım
Anılarımız ve izlerimiz kalacak bir gün demiştik. Altın çağımızı yaşadık, yaşattık, yazdık, çok çalıştık...
İlle Yerkesik ille de kütüphane demiştik !!!
Kütüphaneyi çıkardık. Dedik ki; Biz mavi iklimin bir Kütüphanesi çocuklarıyız.
Koştuk durmadan, dinlenmeden, soluk almadan.
(V)
Hiç bir şeye değişmem, Yerkesik Halk Kütüphanesi'nin güzel çocuklarıyla, yıllarını. Sevinçler ve balonlar uçurduk biz geleceğe, öykülerden geçtik.
Geçmiş zaman olur ki:
Biz koşullarımıza göre burada şekil aldık, biz kendimiz koymadık işlerimizi, biz kırsalın renginden çıktık, biz gelen olayların içinden çıktık, kırsalın şartlarına göre renklendik, biçimlendik, ruh olduk..
Her şey zordu ama. Mutluyduk, mutluluk ve güzellik yarattık, o nedenle var olduk. İş ortamı huzurlu, mutlu, sevgi dolu olmalı.
Kütüphane mi ? O bilinçli ellerde olmalı. Kütüphaneleri yaşatan sevgi, ilgi, sorumluluktur. İş üstlenmek demektir, her şeye elin değmelidir. Yüzünü işe çevirmelisin. Kütüphaneler gerçek çaba gösterilecek yerlerdir. Klasik devlet dairesi değildir.
Her şey çocuklar için. Yörem dediğim yöremiz dediğimiz YERKESİK ve çocukları için. Çalışma çizgimi tamamen çocuklar ile ilgili programlar, etkinlikler için üstlendiğim omuzlarımdaki o 24 yıl .
Buna rağmen tüm ülkede, tüm bölgeye gerçeklere, belgelere, tarihe kazıdığım Yerkesik Halk Kütüphanesi.
Görevler elbette bir gün biter. Bir gün evinde pencerede otururken insan mutlu ve huzurlu, duygu ve düşünceleriyle yaşamalı , sevgiyle. İşte o nedenle.
Bir neden olmalıydı hayatımda.
Taşların bilenmesinden ve yoğunluğundan, yorgunluğundan çıkan her şey kalıcı ve güçlü oluyor.
(VI)
Bugün içim heyecan dolu. İşte kütüphanemin yalnızlığı, o yalnızlığım, seviyorum yörem, duygularım, kültür ve turizmin bir parçası olmak.
Kütüphanemde daima aynı heyecan tutku, aşkla artarak sevgimiz .Çok çalıştık.
Çok yakıştı bu sevgi , bu kütüphane yöreme.
Daha güzel günler görmesi için çok özel işlenmeli ilmek ilmek.
Bora geçti, fırtına esti, dolu yağdı, kar eritti yağmur yağdı, rüzgar geçti ağaçlar dallar rüzgar hışırtısıydı zeytin düştü .
Gökyüzü hep griydi belki gök kuşağından geçtik.
Gökyüzünde masmavi renklerle uçuştuk, mavi iklimin renkli çocuklarıydık daima Kütüphanemiz dedik.
Nerede kırmızı bir çocuk, uçan bir balon görsem, koşan bir ümit.
Gök kuşağına sorsam..Çantamda kitap, dilimde türkü, elimde yıldız. Kalbimde çocuklar vardı, hep.
(VII)
Ne düşünüyorum;
24 yıllık mücadele, sevgi, sabır ile omuzladığım, büyük çaba gösterdiğim .
Yerkesik Kütüphanesinin var olması, yöremde yaşaması, heyecan ve aşkla bağlı olduğum Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bir parçasının yöremde olmasının üstün sevgisi,
Geçtiğimiz Haziran(2018) ayına dek tam 24 yıl Yerkesik’te
Hiç bir an, hiç bir dakika kişisel bir karar taşımayıp,
tamamen Kütüphanenin var olması, yaşaması, gelişmesi için hayatımın üstünde kararları ile adadığım geçen yıllar olmuş.
İlk defa kişisel bir karar almanın gerçekten zorluğunu yaşıyorum bu kararı almak durumunda kalmanın zorluğunu yaşıyorum.
ilk defa karşılaştığım bir duygu bu.
Mutlu bir zeminle değil . Mutlu zemin nedir? Kütüphanenin geleceğini sağlayacak sağlam adımlar. O yüksek güven ve huzur, ruh. Kütüphane kolay kazanılmadı .
Bıraksalardı şelaleler gibi akacak, yıldızlar gibi kayacaktık.
Gök kuşağının renkli iplerini çekecektik kütüphanemize.
Bazen durağan zor dönemlerden geçtik . Durmak zorunda kaldık. Bazen engelleri aşacak yola koştuk, tırmandık zirveye.
Tam da gökyüzüne uçurtmaları salacak balonlarla yazacaktık adımızı yeni şeylerle , yeni renklerle , öyle çok birikmişti .
Sırası gelmişti direksiyon sürmenin.
Belki biraz geçti ama artık direksiyona geçme vaktiydi.
Artık olmaz .
Sadeleşmeliydi .
Bazen geçmek güneşi güneşle yarışmak.
Güneşle yarıştık biz ışığımızı yaymak , salmak için
Öyle bir zaman ki geçen. Kolay değildi yaşanan duygular, geçilen zaman..
Durmak ve koşmak zamanıydı çoğu kez.
Kütüphane bir belgesel tattı, hayata bağlanan.