Değerli okurlar, Afyon' da 2. Günümüz Öğretmen Evindeki kahvaltıdan sonra başlıyor. Kara hisar Kalesi zaferinden sonra hala bitkiniz ama yine de yapacak işlerimiz bizi bekliyor. Hanım çarşıya doğru yürürken ben de Belediyeye yürüyorum. Belediye' de önce Başkan Yardımcısını soruyorum. "Hangisi?" diye soruyorlar. "Hangisi varsa!" Diyorum. Beni bir odaya yönlendiriyorlar. Başkan Yardımcısı beni ayakta karşılıyor ve hoş-beşten sonra tanışma faslı başlıyor. Muğla'dan geldiğimizi, Köyceğiz Gazetesi ve Muğla Devrim Gazetesi'nde kültürel konularda köşe yazıları yazdığımı söylüyorum. Bu ara "KÖYCEĞİZ KİTABI" mızı imzalıyorum. Aslında Edebiyat Öğretmeni olduğumu, emekli olduktan sonra da Gazetecilik yaptığımı söylüyorum. Başkan Yard. "Ben de edebiyat öğretmeniyim!" Diyor. Hangi okulu bitirdiğimi soruyor. "Ank. Üniv. DTCF/Yeni Türk Edebiyatı" deyince; " Aaaa!!! ben de DTCF' liyim!" Diyor. Hemen konuya giriyorum ve " Başkanım, bir araç ve bir rehber verirseniz Afyon'un önemli noktalarını gezip köşemizde yazmak istiyorum!" Diyorum. Başkanımız düşünmeden "Tamam!" Diyor ve hemen Zabıtayı arayarak gerekli hazırlığın yapılmasını söylüyor. Biraz sonra da aracın hazır olduğu söyleniyor ve Başkana teşekkür ederek ayrılıyorum. Bizi gezdirecek kaptan beni Belediyenin önünden alıyor ve doğruca Öğretmen Evine götürüyor, oradan Hanımı da alarak doğruca Mevlevihane'ye yöneliyoruz. Oradan da bize rehberlik yapacak olan Hasan Bey'i alarak doğruca KOCATEPE' ye yöneliyoruz. Ben de Kocatepe' yi Afyon'un ortalarında küçük bir kayalığın üzeri. Falan sanıyordum. Meğer merkeze 25 km. kadar mesafede 1874 rakımlı çağdaş tarihimizin başladığı "KOCA" bir tepe imiş. Çok güzel yapılmış, sağı-solu, ilerisi-gerisi yeşilliklerle, açıklayıcı yazıları içeren panolarla donatılmış bir tepe.
Her yerinde tablolar, panolar, yazılar, anıt heykellerle, açıklayıcı yazılarla çok mükemmel bir biçimde kompoze edilmiş bir tepe. Hasan Bey, oradaki harekâtın gelişmesini çevredeki bütün tepelerin adını tek tek sayarak bize anlatıyor. Fotoğraflar. Fotoğraflar. Fotoğraflar. Çekmeye doyamıyoruz.
"T.C.BAŞKOMUTAN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN BÜYÜK TAARRUZ HAREKÂTINI SEVK ve İDARE ETTİĞİ KOCATEPE Rakım: 1874" Yazısı. Mermer Bir levhada:
26 AĞUSTOS 1922: 25 Ağustos 1922 günü akşamı Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal, Kalecik Sivrisi Dağı arka sırtlarından şu anda bulunduğumuz noktaya geldi. Taşlarla örülmüş siperlere yerleşti. 26 Ağustos 1922 tan yeri ağarırken hazırlıklar tamamlandı. Çevrede gördüğünüz tepeler aydınlanırken bütün cephelerde BÜYÜK TAARRUZ BAŞLADI. BÜYÜK TAARRUZ; Türk tarihinde bir dönüm noktası ve Türk Milletinin ebediyen hür, bağımsız yaşama azminin muhteşem bir sembolüdür. Eşsiz kahraman ATATÜRK, VATAN SANA MİNNETTARDIR" Yazısı. Çifte ahşap direkler üzerinde yükselen panoda ise;
ZAFER YOLU: "Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde; yani iki gün içinde düşmanın Kara hisar' ın güneyinde 50 ve doğusunda 20 - 30 km uzunluğundaki tahkim edilmiş cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini 30 Ağustos' a kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustos' ta yaptığımız savaş sonunda (Buna Başkomutan Muharebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir'e doğru yol alırken diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı." Nutuk. Başkomutan M. K. ATATÜRK
Bir başka siyah metal levha üzerinde ise Yahya Kemal Beyatlı' nın eşsiz dizeleri birer kandamlası.
"GÖKKUBBENİN ALTINDA YATAR, AL KAN İÇİNDE,
EY YOLCU, ŞU TOPRAK İÇİN CAN VEREN ERLER,
HAKK'IN BU VELİ KULLARI TAŞ TÜRBEYE GİRMEZ
RAHMETE BÜRÜNMÜŞ, YALNIZ FATİHA BEKLER." Yine bir başka mermer panoda:
"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ REİSİ BAŞKUMANDAN GAZİ MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) KARARGÂHINI 25.8,1922 GÜNÜ BURADA; KOCATEPE'DE KURDU. 26.8.1922 SABAHI SAAT 4.30' DA TÜRK ORDULARINA DÜŞMANA TAARRUZ EMRİNİ VERDİ. BOZULAN YUNAN ORDUSUNU 30.8.1922 GÜNÜ DUMLUPINAR MEYDAN MUHAREBESİ'NDE YOK ETTİ. "ORDULAR; İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR, İLERİ! EMRİLE 9.9.1922 GÜNÜ YUNANLILARI DENİZE DÖKTÜ. AFYONKARAHİSAR VİLAYETİ HALKI, EBEDİ HATIRASINA ŞÜKRANLARINI SUNAR. 26.8.1953"
KUVAYİ MİLLİYE'DEN:
Düşündü birdenbire kayalıklardaki adam/Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük, ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu/Yalnız Yunan'dan önce ve seferberlikten evvel
Geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu/
Ve yıldızlar öyle ışıltını öyle ferahtılar ki,
Şayak kalpaklı adam/nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden/
güzel, rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki, mavzerinin yanında /
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
PAŞALAR O'NUN ARKASINDAYDILAR/
O, SAATİ SORDU/PAŞALAR "ÜÇ" DEDİLER,
SARIŞIN BİR KURDA BENZİYORDU/
VE MAVİ GÖZLERİ ÇAKMAK ÇAKMAKTI.
YÜRÜDÜ UÇURUMUN BAŞINA KADAR/EĞİLDİ DURDU/BIRAKSALAR/
İNCE, UZUN BACAKLARI ÜSTÜNDE YAYLANARAK/
VE KARANLIKTA AKAN BİR YILDIZ GİBİ KAYARAK
KOCATEPE'DEN AFYON OVASI'NA ATLAYACAKTI." Nazım Hikmet RAN (iki fotoğraf)