EFES ARKEOLOJİ MÜZESİ

EFES ARKEOLOJİ MÜZESİ

Değerli okurlar, Efes Antik Kentini gezip fotoğrafladıktan sonra Selçuk' a giriyor ve doğruca Müzeye yöneliyoruz. Girişte genişçe bir alana varıyor ve aracımızı park edecek uygun bir alan gözlerken hemen bir görevli geliyor ve elindeki bilet koçanının bir yaprak kopartarak ücret istiyor. Naçar veriyoruz. Arkasından da müzeye duhul eyliyoruz. Müze oldukça zengin ve gösterişli... Bitmiş/bitmemiş heykeller o dönemin etik anlayışına göre erkeklerde de kadınlarda da yarı ya da tam açık olarak yontulmuş. Yer yer yazılı levhalar ve alt yazılar izleyenlere heykeller hakkında yeterince bilgi veriyor. "EFES ARTEMİSİ/İMPARATORLUK KÜLTÜ' ndeki yontular oldukça heybetli yapılmış. Tanrı heykellerinin bir baş ve bir kol bölümü bile bir adam boyundan daha büyük. Neden böyle yapıldığı gayet açık. Cahil, yoksul, güçsüz, çaresiz, bilinçsiz, arkasız halkı, insanları binlerce yıl TANRIÇA, YARI TANRI, TANRI olarak aldatmışlar ve onların üzerinde egemenlik kurarak sömürmüşler, kullanmışlar, köle olarak kullanmışlar hatta para ile alıp satmışlar. Birazcık uyanan, aklı eren, fikrini/düşüncesini mantıklı bir biçimde açıklamaya çalışan ya da açıklayanları ya sürgünlere göndermişler, ya hapislerde çürütmüşler ya da öldürüp susturmuşlardır. Böylece kendi güçlerini yoksul halk üzerinde binlerce yıl sürdürerek halkı ezmişlerdir. Bu konuyu Şadan Hocam' a açtığımda "Ben onlara "ANKASTRE TANRILAR " diyorum" Dedi. Ayrıca müzenin Müdürüne ve oradaki görevli bir bayana selam gönderdiği halde biz müze gezmenin heyecanıyla Hocamızın selamını unuttuk. Gerçi sonradan anımsayıp sağlığında kendisinden özür diledik. Müzenin tarihçesine kısaca bir göz atalım dedik. Şöyle:

"Efes Müzesi, İzmir' in Selçuk ilçesinde bulunan bir müzedir. Efes kazı alanında bulunan buluntulara ev sahipliği yapmaktadır. İlk müze 2012 yılında kapanmış ve kapsamlı bir yenileme sonrası 2014' te yeniden açılmıştır. Yılın her günü ziyarete açıktır. (Pandemi günlerinde ziyaret gün ve saatleri değiştiğinden önceden telefon edilip bilgi alarak gidilmelidir) Müzede başlıca şu bölümler bulunmaktadır:

1-Yamaç Evleri Buluntuları Salonu. 2-Çeşme Buluntuları Salonu.

3-Yeni Buluntular ve Küçük Buluntular Salonu. 4-Büyük Avlu.

5-Mezar Buluntuları Salonu. 6-Artemis Ephesia Salonu.

7-İmparator Kültü Salonu. 8-Küçük Avlu.  TEL:0232 892 6010-11.

Efes Müzesi, Efes ve yakın çevresinde bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Helenistik, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait önemli eserlerin yanı sıra kültürel faaliyetleri ve ziyaretçi kapasitesi ile de Türkiye' nin önemli müzelerinden biridir. Müze koleksiyonlarında halen yaklaşık 64.000 eser bulunmaktadır. Bu sayı her yıl yapılan kazılar sonucunda bulunan eserlerle artmaktadır. Yamaç Evleri bölümünde bulunan eserler çok ayrıntılı olarak yerleştirilmiş ve düzenlenmiştir.

Arasta ve Hamam Bölümü: Müzenin orta bahçesine bitişik, müze ile bütünlük oluşturan bölümde eski Türk kasabalarında ticaret hayatı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları canlı olarak sergilenmektedir.

Ayasuluk Kitaplığı: Efes Müzesinin arka sokağı içindeki eski bir Türk yapısı (14. Yy.) müze tarafından restore edilmiş ve semt halkının günlük gazete ve kitap okuyabileceği küçük bir kitaplık işlevi kazandırılmıştır.

Görme Engelliler Müzesi: Efes aşağı agoradaki antik dükkânlardan biri restorasyonu yapılarak görme engellilerin gezebileceği bir müzeye dönüştürülmüştür. İki bölümden oluşan bu müzede kopya ve orijinal eserler sergilenmektedir.

                Efes kenti' nin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, Neolitik Dönem Cilalı Taş Devri' ne kadar inmektedir. Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hititler' e ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Döneminde kentin adı APASAS' tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan' dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti EFES, M.Ö. 560 yılında ARTEMİS TAPINAĞI çevresine taşınmıştır. Bu gün gezilen EFES ise Büyük İskender' in generallerinden LYSİMAKHOS tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Helenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan EFES, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahip EFES, Bizans çağında tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk'ta ki AYASULUK TEPESİ' ne gelmiştir.

                1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğulları' nın merkezi olan AYASULUK, 16. Yy. dan itibaren giderek küçülmüş ve 1923 yılında Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra Selçuk adını almış ve bu gün 30.000 kişilik nüfusu olan turistik bir yerdir.(Bu günkü nüfusu 36.800)

                MÜZENİN TARİHÇESİ: Aydın-İzmir demiryolu inşaatı sırasında Selçuk' ta bazı eski eserlerin ortaya çıkması üzerine İzmir Demiryolu Müdürü, De Larke, Osmanlı Sadrazamlığına bir yazı yazarak bulunan eserlerin kaybolmaması ve korunması için başvurmuş ve burada bir müze kurulmasını istemiştir. Ancak Türkiye' da müzecilik çalışmaları daha başlamadığından Selçuk' ta bir müze kurulamamıştır. Efes' te ilk yıllarda yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler, İzmir, İstanbul, Viyana ve Londra müzelerine götürülmüştür. Hala günümüzde bu müzelerde sergilenmektedir. Cumhuriyetten sonra ise yeni buluntuların tek bir müzede toplanması kararı alınmıştır. Selçuk' ta bir müze kurma fikri 1929/1930 yıllarında ortaya atılmıştır. Dönemin İzmir Valisi Kazım DİRİK' in aldığı bir kararla burada bir müze kurulur. Anca bu ilk müze bur depo niteliğinden ileri gidemez. Efes harabelerinden her yıl çıkarılan yüzlerce eser ve bunları ziyarete gelen çok sayıda turistin ihtiyacına cevap verebilmek üzere büyük ve modern bir müze kurulmasına gereksinim duyulmuştur. 1960-1964 yıllarında eski deponun yanına yeni bir müze binası yapılmaya başlanır. O güne kadar çevrede bulunan tüm eski eserler bir araya toplanarak müzeye yerleştirilir ve bu yeni müze 7 Kasım 1964 yılında ziyarete açılır. 1976 yılında müzeye yeni bir bölüm daha eklenerek daha da genişletilmiştir. Müzeye bağlı birimlerle birlikte müzenin ziyaretçi sayısı 2 milyonu aşmaktadır. Bu müze sahip olduğu ve sergilediği eserler ile Avrupa' nın en önemli ve zengin müzelerinin başında gelmektedir. Ülkemizde ise Topkapı Sarayı müzesinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bu gün Selçuk Müzesinde 8352 arkeolojik, 1092 etnografik, 17143 sikke sergilenmektedir. Bir yorumcu, "Selçuk Müzesini gezmeden/görmeden Efes' i gezdim/gördüm demeyin!" Diyor.  GELECEK GEZİLERDE VE YAZILARDA BULUŞMAK UMUDUYLA.


YAZARIN DİĞER YAZILARI